Sabah namazından sonra tespih çek ve gün içinde Kur'an'ı Kerim oku bundan gayrı şifa olan bir şey yok sana, anla artık bunu anla ve tatbik et!
Hala başka şeylerde arıyorsun huzuru başka şeyler yani başka insanlar, eşyalar, dünyanın süsleri.... Halbuki Allah sana hissettirdi O'nu zikretmenin lezzetini ve hiçbir şeyde bu denli zevkli olmadığını, olamayacağını... Hala inatla, ihanetle...
Rabbim yüzümü sana döndür...
Bir yanda okuma-yazma seferberliği, öte yanda idam sehpalarında şairler ve âlimler.
Bir yanda okuma yazma seferberliği, öte yanda yollara saçılmış, başta Kur'an-ı Kerim olmak üzere, tefsir kitapları, hadis kitapları, fıkıh kitapları... Ve bunları sokak aralarında, meydanlarda yakarak, soğuktan korunmaya çalışan işgalci kızıl askerlerle, memleketi aydınlatma (!) için okuma yazma seferberliği açanlar arasında, insanlığın yüzkarası kafa benzerliği...
Sayfa 83Kitabı okudu
Tevbe
67."Onlar Allah'ı unuttular. Allah da onları unuttu!"
70."Allah onlara zulmedecek değildi, fakat onlar kendi kendilerine zulmetmekte idiler."
101."Sen onları bilmezsin, biz biliriz onları."
Hûd
121. Elinizden geleni yapın! Biz de(gerekeni) yapmaktayız.
122."Bekleyin! Şüphesiz biz de beklemekteyiz."
![Selîm Gök[h]an](https://r2.1k-cdn.com/sig/size:96/plain/https%3A%2F%2F1k-cdn.com%2Fresimler%2Fuyeler%2F1266784_1716810810_ALLmw.jpg){kind=small}
Evrenin genişlemesi 21. yüzyılda bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Big Bang adını verdiğimiz büyük patlamadan sonra evrenin sürekli genişlediği gerçeği kesindir. Üstelik bu rastgele değil, hesaplı ve ölçülü bir genişlemedir. Dünyanın en saygın bilim dergilerinden olan Science'da yayınlanan bir bilimsel makalede bu genişlemenin her geçen gün artmakta olduğuna dikkat çekiliyor.
Bizim ancak 21. yüzyıl başında ulaşabildiğimiz bu önemli bilgiyi kutsal kitabımız Kur'ân-ı Kerîm bize on beş asır öncesinden haber vermiştir. Yüce Allah, Zâriyat Sûresi 47. âyette şöyle buyurmaktadır:
"Şu muhteşem göğü kendi elimizle biz kurduk ve onu düzenli olarak nişletmekte olan da yine biziz."
"Elhamdülillah, ravza-i Murad'da bir gül-i Muhammedi açtı!"
Şehzade Mehmed'in doğumu yaklaştığı zaman, İkinci Murad Han sabaha kadar uyumaz. Gece boyunca Kur'ân-ı Kerîm tilavet eder ve doğacak evladının müjdesini bekler. Sûre-i Muhammed'i bitirip Sûre-i Feth'e başladığı sırada, sultanın odasının kapısı tıklanır, içeri giren ağalardan birisi: "Hünkarım, müjdeler olsun, bir şehzâdeniz dünyaya gel. di." deyince, Sultan Murad Han, "Elhamdülillah, ravza-i Murad'da bir gül-i Muhammedi açtı!" der.
Olumsuz hallerin çoğaldığı böylesi zamanlarda kalpler daha açıktır manevi hakikatlere. Cenabı hak insanın hakikatle kuracağı ilişkiyi kolaylaştırmak için kimi zaman onu belaya müptela kıldığını kur'an-ı Kerim'de şöyle ifade eder; “Biz hangi memlekete peygamber gönderdiysek Allah'a yönelmeleri için onları yoksulluğa hastalık ve musibetlere düşer etmiştik.”(Araf suresi ,94 ayet)
