بسْمِ اللهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ KUR'ÂN-I KERÎM'DEN DUÂLAR Süleyman Aleyhisselâm'ın Duâsı ... رَبِّ أَوْزِعْنِي أَنْ أَشْكُرَ نِعْمَتَكَ الَّتِي أَنْعَمْتَ عَلَيَّ وَعَلَى وَالِدَيَّ وَأَنْ أَعْمَلَ صَالِحًا تَرْضَيهُ وَأَدْخِلْنِي بِرَحْمَتِكَ فِي عِبَادِكَ الصَّالِحِينَ "...Ey Rabbim! Beni; bana ve ana-babama verdiğin nimetlere şükretmeye ve râzı olacağın salih ameller işlemeye sevk et ve beni rahmetinle salih kullarının arasına kat!" NEML SÛRESİ 19
Devamın önüne geçebilecek hiç bir şahıs yoktur.
Ne yapıldıysa küçümsediniz. Ama ile başlayan cümleleriniz batsın. Keşke müslüman'ım diye dolaşmasanız ortalıkta. Din kardeşi falan değiliz. Aynı ortamda aynı havayı solumak azap gibi geliyor artık içimizdeki ikiyüzlülerle. Eskiden, büyüklerin İslam'ı çok dar bir kalıpta değerlendirdiklerini düşünürdüm. Namaz-oruç- Kur'an-ı Kerim'i okumaktan (anlamaya çabalamaksızın) ibaretti onlar için din. Ta ki Gazze'de yaşananlara yakından şahitlik ettiğimiz bu günlere kadar. Şimdi anladım ki büyükler değilmiş sadece, dini beş parmağa sığdıranlar. Yaşıtlarımız, hatta yakınlarımızmış. Namaz kılmanın farz olduğu kadar, boykot yapmanın da farz olduğunu anlatamadık biz. Ya da birileri anlamak istemedi. Zulme sessizlik zalime cesarettir dedik, ama sesimizi duyurmaya çalıştıklarımız zalime finansal destek sağlayan sağırlardı. Ne denir bilmiyorum artık. Gazze'de kardeşlerimin oluk oluk kanı akarken, Buradaki kalleşler konfor derdinde. Ben bunu kabullenemiyorum. Bu yaşıma kadar duruşum hep net oldu, biiznillah son nefesime kadar da öyle olacak. İnsanım ve benim de yanlışlarım var, ama zulme karşı duramayacak kadar haysiyetimi yitirmedim hiç. Bu işin bahanesi yok. Bizler bu çetin günlerde "atılan bir slogan dahi kutsaldır" derken, yapılan her eyleme bir kulp bulan, kardeşlerimiz için bir yorum yapmaktan dahi aciz, boykot yapmayacak kadar iradesiz kim varsa bu gün beni takipten çıkarmasını, mümkünse tüm sosyal mecralardan engellemesini, ola ki yolda karşılaşırsak yüzünü başka yöne çevirmesini istiyorum. Kemalistler de dahildir.
Reklam
Ebû Abdurrahmân Sülemî Hazretleri Talebelerinden ücret almaz, hediyelerini kabul etmez ve; "Biz Allahü teâlânın kitabını ücretle satmayız." derdi. Âyet-i kerîmeleri beşer beşer okuturdu ve; "Bizim Kur'ân-ı kerîm öğrendiğimiz, kırâat dersi aldığımız sahâbîler, okudukları on âyeti öğrenip bu âyet-i kerîmelerde buyrulan hususlarla amel etmeden başka âyet okumazlardı. Bizden sonra gelenler, Kur'ân-ı kerîm okuyacaklar onu su gibi içecekler fakat Kur'ân-ı kerîm boğazlarından aşağıya inmeyecek." buyururdu.
🛎 HATIRLAYALIM ○ Kutsal Toprak ;Beyt'ül Makdis○ ~ Beytü'l-Makdis,  “Kutsal Toprak” demek olup müslümanların ilk kıblesi, aynı zamanda en kutsal sayılan üç mescidinden biridir. Kudüsten; İsra suresinin 1. Ayetinde; etrafi bereketli kılınan yer olarak bahsedilmektedir.√ ✅ Kudüs İslam'ın kutsal saydığı şehirlerin üçüncüsüdür . 1⃣ 
BEN EHLİSÜNNETİM Ehlisünnet; Kur'an-ı Kerim'in, Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ve ashabının yolundan giden ve onların izlediği dini yol ve usulü benimseyen Müslüman demektir. Bir başka ifadeyle Ehlisünnet; Sahabe-i Kiram, tabiin, Tebe-i Tabiin ve sonraki zamanlarda onların yolunu takip eden Müslümanlardır. Sahabe-i Kiram Efendilerimiz, İslam dinini, Sevgili Peygamber Efendimizden (s.a.v.) öğrenmişlerdir. Öğrendikleri ile amel etmişler, tertemiz inançlarını herkese öğretmişlerdir. Kendilerinden sonra gelen Müslümanların da faydalanması için ilim öğrenmişler ve öğretmişlerdir. Mescitleri ve evlerini, ilim halkaları ile süslemişlerdir. Ehlisünnet âlimleri, dinimizi bozuk itikat ve inanışlardan korumak için çalışmışlar, gecelerini gündüzlerine katarak Ehlisünnet vel Cemaat mezhebini meydana getirmişlerdir. İman edilmesi gereken konularda İmam Maturidî ve İmam Eşarî Hazretleri, Müslümanlara öncülük etmiştir. İbadetlerin nasıl yapılması gerektiği konularında ise İmam-ı Azam Hazretleri başta olmak üzere İmam Şafii, İmam Ahmed bin Hanbel ve İmam Malik Hazretleri, muazzam hizmetler etmiştir. Bu mübarek âlimlerin dışında birçok Ehlisünnet âlimi, birçok talebe yetiştirerek Müslümanlara canlı kitaplar hediye etmişlerdir.
Kalpleriniz, boş laf ve sözlerden temizlenirse Kur'an-ı Kerim'i okumaya asla doyamazsınız. [Hazreti Osman Efendimiz (r.a.)]
Reklam
Kur'an-ı Kerim'de (meâlen) şöyle buyurulmaktadır: Rabbinizden mağfiret dileyin, sonra ona tevbe ile yönelin.Şüphesiz ki, benim Rabbim çok merhametlidir, (müminleri) çok sevendir. (Hud Suresi, 90. Ayet-i Kerime)
"O halde eğer hidayet arıyorsanız Kur'an üzerinde tefekkür edin, çünkü ilim Kur'an'ın tefekkürü altındadır." 🖋 İbn'ul Kayyım (رحمه الله)
Oysaki Allahû Teala Kur'an-ı Kerim'in birçok yerinde kendisine tapacağımız, kulluk edeceğimiz, yalnız kendisinden yardım dileyeceğimiz ilahı bilmemizi istiyordu. Tıpkı Fatiha suresinde olduğu gibi "Ancak sana ibadet eder ve ancak senden yardım dileriz."
سَلَامٌ عَلَيْكُمْ بِمَا صَبَرْتُمْ فَنِعْمَ عُقْبَى الدَّارِؕ ﴿٢٤﴾ “Sabretmenize karşılık elde ettiğiniz esenlik daim olsun! Dünya yurdunun ardından ulaştığınız sonuç ne güzel oldu!” ﴾24﴿ Ra'd Suresi
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.