Kur’ân’da hem ibadet, hem de dua kelimeleri geçer. İbadet, kulluk etmek; dua, çağrıda bulunmak, yardım istemek anlamınadır. Tefsir ve meallerin çoğunda, duaya “ibadet” anlamı verilerek asıl anlamın kaybolmasına yol açılmıştır.
Sayfa 117 - Süleymaniye vakfı yayınlarıKitabı okudu
Nurşin'de bir müddet kaldıktan sonra Hizan'a döndü. Sonra medrese hayatını terkederek pederinin yanına geldi ve bahara kadar evde kaldı. O sırada şöyle bir rüya görür:
Kıyamet kopmuş, kâinat yeniden dirilmiş. Molla Said, Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâmı nasıl ziyaret edebileceğini düşünür. Nihayet sırat köprü sünün başına gidip durmak
“Meryem oğlu Mesih sadece Elçi’dir. Ondan önce gelmiş elçiler de vardır.
Annesi dürüst biriydi; ikisi de yemek yerlerdi. Ayetleri nasıl açıkladığımıza bak;
bir de onların nasıl yanlışa sürüklendiklerine bak.”
(Mâide 75)
Allah Teala son Kitabını koruma altına aldığı için ayet uydurulamaz ama hadis uydurulabilir. Şii-Sünnî bütün mezhepler; Kur'an'a aykırılığı açık olan hadislere dayanarak recm cezasını, dinden döneni öldürmeyi, çocukları evlendirmeyi ve daha nice konuyu ittifakla kabul etmişlerdir.
Evlenmede taraflara verilen yetkiler, eşlerin farklı inançlardan olamaması, boşanma, şartlı boşanma, kadınların şahitliği, kadınlara boşanma hakkı tanınmaması, gayrimüslimlerle ilişkiler gibi birçok konuda Kur'an'a da, Sünnete de tamamen ters bir yol izlenmiştir.