- Ah biçare kadınlar, neler çekermiş! Biz erkekler onları kukla değerinde kullanıyoruz. Yolda serbest ve rahat yürümelerine mani oluyoruz. Bu ne rezalet! Ne küstahlık! Bir erkek tanımadığı bir başka erkeğe rastlasa yüzüne bakmaz, söz söylemez. Lakin tanımadığı ve daha önce görmediği bir kadına rastladığı anda gülerek yüzüne bakmaya, söz söylemeye başlar ve kovsalar bile yanından ayrılmaz. Demek oluyor ki biz, kadınları insan sırasına koymuyoruz. Kendimizi eğlendiemek için onların ruhunu sıkıyoruz. Serbest gezip dolaşmalarına ve eğlenmelerine mani oluyoruz. Ve bir taraftan da kendimizi onlara güldürüyoruz. Çünkü bazı kurnaz kadınlar var "Bu ne budala şeymiş, dur bununla biraz eğlenelim" diyerek bizi maymun gibi oynatırlar. Seyir yerlerinden evlerinin kapısına dek arabanın arkasından toz durnan içinde götürürler. Ahlak ve adelerimizi bilmeyen biri, bir kimseyi bu halde görse elbette "delirmiş" diyecek.
Şamil'in etkileyici coşkusunu görmek için zamanı biraz ileri alıp 1843 yılına gitmemiz gerekir. Büyük ve Küçük Çeçenistan aşiret­leri, Ruslar tarafından kuşatılmıştı. Askerleri diğer cephelerde kı­yasıya mücadele eden Şamil Çeçenistan' a destek gönderemiyordu. Çeçenlerin mücadeleye devam etme imkanı kalmamıştı. Evleri yerle bir edilmiş
Reklam
Dinlerin,bilinçsizlik,batıl inanç ve ilahi güçlere tapınmanın yanı sıra, halkın sömürücüler tarafından ezilmesinin sonucu doğmaktadır. Tüm bunlar kurnaz ve hokkabaz politikacılarca düşünülmüştür. Aynı zamanda bu dünyanın prensleri ve zorbaları halkı baskı altına almak ve kendi amaçları doğrultusunda yönlendirebilmek işin bu buluşları(dinleri) kendi yasalarıyla ayakta tutmaktadır.
" İnsan olmak için pek akıllı olmaya gerek yok. Hatta bana öyle geliyor ki, bazan tam tersi oluyor. Gerçekten zeki ve kurnaz bir adamı al örneğin, iyi bir insan çıkması nadirdir."
Acı çektirecekse sana düşünmek beni. Ah ben düştükten sonra bağrına toprakların Göz atacak olursan bu şiirlere bir gün, Söylemesin zavallı adımı dudakların, Hayatımla birlikte bırak sevgin çürüsün; Yoksa şu kurnaz dünya deşer de iniltini, Benim için yas tuttun diye hor görür seni.
Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
"insan ne kadar kurnaz olursa,basit bir noktada tuzağa düşürüleceğinden o kadar az şüphe eder. "
Sayfa 386Kitabı okudu
Reklam
“Herhalde çok kurnaz olduğunuza inanıyorsunuz…”
Sayfa 185Kitabı okudu
Bir yüzyıl öncesine kadar psikiyatrik hastalara uygulanan baskın yöntem , onları yoksun bırakıp yalvartarak ya da işkenceyle “güçlendirmekten” geçiyordu.. Aynı yaklaşım, birçok başka bozukluk için dc geçeriiydi. Sözgelimi, bundan birkaç yüzyıl önce sara hastaları sıklıkla aşağılanırdı, çünkü geçirdikleri nöbetlere şeytanın işi, belki de daha önceki davranışları için aldıkları dolaysız bir ceza gözüyle bakılırdı. Bu yaklaşımın başarısızlığının ortaya çıkması, elbette şaşırtıcı değildir. Çünkü ne dc olsa, psikiyatrik bozukluklar, beyin patolojisinin daha kurnaz ve incelikli birer ürünü olmakla birlikte, sonuçta beynin biyolojik ayrıntıları üzerine kuruludurlar. Tıp camiası, bu gerçeği terminoloji değişimiyle doğrulamakta ve zihinsel bozuklukları, artık organik bozukluklar etiketi altında ele almaktadır. Bu terim, söz konusu zihinsel sorunun gerçekten de salt “ruhsal” bir temelden çok, fiziksel (organik) bir temele oturduğuna işareteder.
âhireti bilen ve dünyanın hakikatını keşfeden; aklı varsa pişman olmaz, yeniden dünyaya dönüp uğraşmaz. Elli seneden sonra, alâkasız, tek başıyla bir adam; hayat-ı ebediyesini dünyanın bir-iki sene gevezeliğine, şarlatanlığına feda etmez.. feda etse, kurnaz olmaz, belki ebleh bir divane olur. Ebleh bir divanenin elinden ne gelir ki, onun ile uğraşılsın.
Sayfa 469
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.