Mumyanın Mektubu
Kendini artık yaşamın içinde hissetmeyen bu et, Sürçmekten artık kurtulamayan bu dil, titreşimlerinin rotasını artık izleyemeyen bu ses nasıl devineceğini artık unutmuş, kavrayacağa yeri artık belirleyemeyen bu el, çizgilerinde artık hiçbir anlamın biçimlenmediği bu beyin, tüm bunlar, mumyamın diri etten oluşunu sağ­lıyor ve tanrının önünde bir boşluk örneği olarak duruyor; doğmuş olmamın zorunlu bir biçimde beni bıraktığı boşluk bu.
İçimden, “İşte!” dedim. “Geçmişinden kurtulamayan biri daha..”
Reklam
Çocuksu duygularından kurtulamayan ihtiyar bir adam değil miyim?
"Ödül müsün ceza mı ey geçmiş zamanlar Kurtulan da mutsuz senden kurtulamayan da."
Kendi sistemliliklerinden kurtulamayan sistemler cezbedici­dir: Cezbetmek için ölümün enerjisini kendilerine mâl ederler.
Yaşlanan babalar, çöken anneler. Çırpınan, ayak uydurmaya çalışan ikinci kuşak. Evinin, ana-babasının baskısından kurtulamayan, çevresini daha genç, daha atılgan gözlerle izleyen, çırpınan ikinci kuşak.
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.