Bende belirli bir şiir kitabını sevmek, belirli bir ozana bağlanmak tabiatı yoktur, hiç de olmamıştır. Zaman oldu ki, Nâzım’ın kitapları yasaktı, şiirleri el yazmaları halinde elden ele dolaşıyordu, o tarihte 835 Satır’ı, Gece Gelen Telgrafın çoğu şiirlerini, Benerci Kendini Niçin Öydürdü ve Taranta Babu’ya Mektuplar’ın önemli kısımlarını, Kurtuluş Savaşı Destanı’nın hemen hemen tamamını, ezberime almıştım. Fransız şiirinin tadını almaya başladığım sıralar Apollinaire’in bazı şiirleri, Aragon’un bazı kitapları dilimden düşmedi. Şiiri sevmenin gerekçesi, şiirin kendisini sevdirebilmesidir. Günlerdir Cenab Şahabettin’in bir mısrası zihnimde dolaşıyor, gerekçesi ne, bu ozanı asla benimsemedim, yakın da bulmadım ama o mısradaki sihir neyse, kendisini şıp diye bana kabul ettirdi. Cenab’ı eleştirmek hatta yermek için bin neden sayabilirim ama bunların hiçbiri o mısrayı bana unutturamaz.
1919-22 yılları arasındaki devirde Osmanlı Devleti yurtsuz, milletsiz bir hükümet durumuna düşmüştür. Kurtuluş Savaşı esnasında halifenin yardımcıları rolünde olan Teali-i İslâm Cemiyeti mensupları beyannamesinde ''Yunan ordusunun hilâfet ordusu sayılması gerektiği'' ilân edilmiştir. Fakat asıl önemli olan cihet İtilaf devletleriyle yapılan bu antlaşmaların çok ağır şartlarını tatbike kalkışan Osmanlı hükümetine karşı millî bünyemizin bunları kabul etmemesi ve kurtuluş mücadelesi için bu belgelerin müthiş bir tahrik vasıtası olmasıdır.
Sayfa 17
Reklam
Dokuzuncu yüzyıla kadar Şaman inanışında olan Türkler Müslümanlığı seçtikten kısa bir süre sonra 9. yüzyıldan itibaren Anadolu topraklarında İmparatorluklar dönemini (Selçuklu ve Osmanlı İmparatorlukları) başlatmıştır. Yaklaşık 800 sene sonra kendi içinde geçirdiği kurumsal ve sosyolojik dönüşümlere rağmen son İmparatorluk olan Osmanlı Devleti
Kurtuluş Savaşı'ndaki siyasal rejim tartışmaları içinde biçimlenmeye başlayan ancak 1930'larda kesin formülasyonunu kazanan Kemalizm jön Türk ideolojisinden bazı yönlerden farklılaşmakla birlikte esas olarak aynı yapıyı koruyan bir ideolojidir.
İletişim Yayınları 2022 Sayfa: 244
Sizce 1938'den sonra Türkiye'nin en iyi siyasi dönemi hangisidir? Sanırım 1960'lar çünkü iyi bir anayasa vardı. Daha sonra canına okundu ülkemizin. Tabii biz ülkümüzü 1938'de kaybettik. Atatürk'teki şahsiyet başka kimsede yok... Rahmetli dedem, "Atatürk yalnız adamdı. Atatürk içkiden öldü diyorlar ama hayır,
Türkiye'nin Kurtuluş Savaşında yararlandığı İngiliz-Fransız ayrılığı da güvenilir değildi. Ömer Kürkçüoğlu, 1919-1926 yılları arasındaki Türk-İngiliz ilişkilerini incelediği çalışmasında ortaya koyduğu gibi, İngiltere, Fransa'yla ilişkilerini düzeltmek ve Fransa'nın Türkiye sorunundaki muhalefetini ortadan kaldırmak istiyordu. İngiltere, 1921 Türk-Fransız Anlaşmasına büyük tepki göstermiş ve Fransa'yı Türkiye'den koparmak için çabalar içine girmiştir.
Sayfa 94 - Alfa YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.