Şamil'in oğlu Cemaleddin esir alınıp St. Petersburg'a getirileli on üç yıl olmuştu. Bu on üç yıl içerisinde Şamil, Zümrüdüan­ka gibi Ahulgo'nun küllerinden yeniden doğmuş ve Kafkasya'ya hakim olmuştu. Rus askerleri, akın akın bu dev gibi adama sal­dırmış ancak geri çekilmek zorunda kalmıştı. Bu on üç yılda, esir olarak St.
İZM ÜSTÜNE Bir düşün izm’e varmaz, bir sözcüğü dönükse, Bir anlamı eğikse, bir kavramı soluksa. İnsan zor bir ulusdur, kendi evinde yaşar, Isınmaz neler yaksa, bir odası soğuksa. Aydınlanmaz tepeden, kuş-bakışı gözlere, Bir ülke karanlıktır, bir sokağı sönükse. Bir adım aksadı mı, bin adam yuvarlanır; Bir müzik özgünleşmez bir notası bozuksa. Bir ordu darmadağın olur bilisizlikten; Delice ya da uslu düşlerle beslenikse. Bir zincir zincir gibi, bir çizgi çizgi gibi Olmaz, tek bir halkası, bir noktası çürükse. Akıl bir düş değildir, masalı uykuların, Sisde yolunu bulur, istenen seçiklikse. Toplumsal amaçların somut uydusudur izm; Kişilere tanınmak istenen kişilikse.
Reklam
Şırıl şırıl akan derelerin yerine gürül gürül akan insan kalabalıklarını seçmişlerdi bir kere. İnsan uğultusuna alışan bir ruh, kuş cıvıltısıyla yetinebilir mi. Işıltılı vitrinler, kibrinden yanına yaklaşılamayan, bir şey sorulamayan insanlar, onlardan biri olma azmi kanını zehirlemişse bir kere.
İnsan zor bir ulusdur, kendi evinde yaşar, Isınmaz neler yaksa, bir odası soğuksa. Aydınlanmaz tepeden, kuş-bakışı gözlere, Bir ülke karanlıktır, bir sokağı sönükse. ... Akıl bir düş değildir, masalı uykuların, Sisde yolunu bulur, istenen seçiklikse. Toplumsal amaçların somut uydusudur izm; Kişilere tanınmak istenen kişilikse.
Sayfa 69 - İzm üstüne
Bu fani güzergahta ebedi olmaya layık ne kadar an ve saniyeler vardır. Gökyüzünde seherin renkleri, yeryüzünde yaldızlı bir sabah, çiçeklerden bir gelin odası, kuş sesleriyle alkışlanan ilk aşk busesi ebedi olmaya layık değil midir?
Sayfa 45 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınaları
Tutalım ki bir kalem odası vardır, ama burada değil, başka bir ülkede... Gene tutalım ki, bu kalem odasının bir şefi vardır. Rica ederim, o şefin astları arasında oturuşuna bir bakın... Yüzünde öylesine mağrur, asil (daha neler neler anlatan) bir ifade vardır ki, ağzınızı açıp kendisine bir şey söylemeye çekinirsiniz! Fırçayı alın elinize, resmini yapın... Bir Prometheus, tam bir Prometheus! Kartal gibi bakışları vardır, hareketleri ölçülü ve ağırdır. Aynı kartalı bir de kalem odasından çıkıp koltuğunun altında evraklarla müdürünün odasına giderken görün... Süklüm püklümdür, keklik gibi sekerek koşturmaktadır. Ama kendisinden küçük rütbelilerin bulunduğu bir toplulukta veya akşam eğlencesinde bizim Prometheus gene Prometheus’tur. Ama çevresindekilerin rütbeleri kendisinden birazcık yüksekse Premetheus’ta Ovid’in bile aklına gelmeyecek değişiklikler olur: Böcek kadar, böcekten bile küçük, bir kum tanesi oluverir! Ona bakarken şöyle geçirirsin içinden: “Hayır, İvan Petroviç değil bu... İvan Petroviç’in boyu daha uzundur, oysa bu daha kısa boylu ve zayıf. İvan Petroviç yüksek sesle konuşur, sesi kalındır ve asla gülümsemez, oysa bu neyin nesiyse... kuş gibi cıvıldıyor ve durmadan gülümsüyor.” Yakınına gidip bakarsın, evet, İvan Petroviç’ten başkası değildir! “He-he,” diye geçirirsin içinden..
Sayfa 168 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Bir düşün izm’e varmaz, bir sözcüğü dönükse, Bir anlamı eğikse, bir kavramı soluksa. İnsan zor bir ulustur, kendi evinde yaşar, Isınmaz neler yaksa, bir odası soğuksa. Aydınlanmaz tepeden, kuş bakışı gözlere, Bir ülke karanlıktır, bir sokağı sönükse. Bir adım aksadı mı, bin adam yuvarlanır; Bir müzik özgünleşmez bir notası bozuksa. Bir ordu darmadağın olur bilisizlikten; Delice ya da uslu düşlerle beslenikse. Bir zincir zincir gibi, bir çizgi çizgi gibi Olmaz, tek bir halkası, bir noktası çürükse. Akıl bir düş değildir, masalı uykuların, Sisde yolunu bulur, istenen seçiklikse. Toplumsal amaçların somut uydusudur izm; Kişilere tanınmak istenen kişilikse.
346 öğeden 331 ile 345 arasındakiler gösteriliyor.