Başlığa dair ilgilisine not: 2. ve 3. kitaplar için ortak inceleme...
(Hatta araya azıcık 1 bile sıkışabilir)
Bu seriyi tahmin edemeyeceğim kadar çok sevdim. Devam kitapları önceki kitabın tam da bittiği yerden başlıyor ve bu iyi bir şey çünkü kitabın sonunda karakterler öyle bir açmazın, belanın içine düşüyorlar ki zaman atlaması yapmak hata
Tırpan
“Gayri buralarda bize rahat yok” dedi Feyzullah “ya aç kalıp öleceğiz ya da yaşamak için yollara düşüp ekmeğimizin peşinden gideceğiz.”
Kırk beş yaşındaydı Feyzullah, biri beş öteki on üç yaşında iki kız de çocuğu vardı. Belediye de temizlik işçisi olarak çalışırken kendini işe alan şirket ihaleyi tekrar kazanamadığı için yeni gelen
"Ben gidiyorum artık." dedi annem. Gözlerime baktı durgunca, çok uzaklara bakarcasına.
Yeniden yoğunlaşmaya başladı sis. Donup kalmıştım annem uzaklaşırken. Ötekilerle birlikte yürüyordu. Adımları eski adımlarına benzemiyordu. Köşeye yaklaşmak üzereyken yüzünü bana doğru döndü, son bir kez daha baktı sisler içinde. Bir fotoğraftan bakıyordu sanki. Sararmış eski zaman fotoğrafındaki kadar uzaktı, hüzün vericiydi duruşu. Önce gözlerini, yüzünü yitirdim, sonra uzaklaşmakta olan gölgesini.
Başımın üstündeki dallardan gelen kuş seslerini dinliyorum. Başka kuşlar geçiyor gökten. Çok uzak bir geçmişin göğünde. Nice yıllar önce ölmüş kuşların uçuşu! Ağaçlarda ölü kuşların sesleri...