- Sevgili dostum, pek sevimli, tatlı bi Rus soylu kişisi tanıyorum: Bu genç düşkündür edebiyatı, her türlü güzel şeye pek düşkündür. Büyük Engizisyoncu'nun da yazarı olur... Geyne derken onu söylemek istemiştim!
İvan, utançtan yüzü kıpkırmızı,
- Büyük Engizisyoncu'yu ağzına alma! diye bağırdı.
- Ya Jeolojik Devir? Anımsıyor musun? Güzel
Beş dakika gecikince "Kusura bakma" dersin;
birine kazara bir omuz geçirince dersin,
üstüne yanlışlıkla çay dökünce dersin.
Fakat insanın kalbini dağlayınca denir mi?
“Önemli olan dışımızdakiler değil ki Nevzat. Önemli olan biziz. Bizim hissettiklerimiz. Dışımızdakiler birer uyarıcı. Kusura bakma ama Evgenia da öyle. Senin yaşama sevincin, iraden adına ne diyeceksek, işte o duygu olmasa, Evgenia’nın güzelliği, iyiliği ne kadar etkileyici olabilir? Ne kadar güzel söyledin insan ruhunun yarası dikiş tutmaz diye… Aynı zamanda ruhun yarası, bedeninkinden daha etkilidir, daha ıstırap verici. Bu acı o kadar güçlüdür ki, insan başka dünyalara dönüp bakamaz bile… İstese bile yapamaz bunu.”
Profesör Trelawney, Hermione'ye giderek artan bir antipatiyle süzdü.
"Kusura bakma, yavrum, ama senin etrafında pek az aura görüyorum. Geleceğin titreşimlerine karşı pek açık değilsin."
Bilge Loocus günlerden bir gün bilinmeyen bir nesneyle karşılaşır - bir kadın. Böyle bir şeyi daha önce hiç görmeyen Bilge önce onun kendisine benzerliği karşısında hayretler içinde kalır; ama sonra, ondan biraz da korkarak, çevresindeki bütün erkeklere şöyle seslenir: “Hey! Ben onun yüzüne bakabiliyorum, bunu o yapamaz - demek ki kadınlar asla benim gibi olamazlar!” Ve böylece kendisinin ve erkek yoldaşlarını rahatlatarak erkeklerin kadınlara üstünlüğünü ispatlar. Bu arada aynı uslamlama Loocus’un bütün diğer erkeklerden üstün olduğunu da ispatlar - ama bunu onlara belli etmez. Kadın buna karşı çıkar: “Evet, sen benim yüzümü görebilirsin, bunu ben yapamam - ama ben de senin yüzünü görebilirim, bunu da sen yapamazsın! Öyleyse biz eşitiz!” Ancak buna karşı Loocus beklenmedik bir çıkış yapar: “Kusura bakma, ama benim yüzümü görebildiğini düşünüyorsan yanılıyorsun. Siz kadınların yaptığı biz erkeklerin yaptığıyla aynı değil - daha önce işaret ettiğim gibi sizinki daha düşük nitelikte ve bu yüzden aynı adla anılmayı haketmiyor. Ona “kadıncagörme” diyebiliriz. Benim yüzümü “kadıncagörebiliyor” olmanın bir önemi yok, çünkü durum simetrik değil. “Bunu görebiliyor musun?”
“Kadıncagörüyorum,” diye kadıncayanıtlar kadın ve kadıncayürüyerek uzaklaşır ...