#FreePalestine
Eğer, İslam alemi, birlik ve dirlikle, tam bir tenasüd ve kuvvetle bir araya gelmiş, tek bir ses, tek bir vücud gibi kilitlenmiş olsa idi; muhtemel ki, kâfirlerin sesi ve soluğu bu derece çıkmayacaktı.
Sayfa 288 - Feyza YayıncılıkKitabı okudu
Yerimde olsan sen ne yapardın, kalır mıydın, diye sorma­yacağım. Çünkü kuvvetle muhtemel "Elbette!" diye cevap­layacaksın. Ama insanın gerçekte neleri reddedebileceği an­cak o şanslar kendisine sunulduğunda, yani hakikaten seç­me şansı bulunduğunda belli olur. Hülasa, ben olsaydım diye başlayan cümlelerin içi, çoğu zaman görülmemiş bir rüyanın yeryüzünde kapladığı alan kadar boştur.
Reklam
İnsanlık olarak yeni kazandığımız özgürlüğün tadını çıkarmayı keşfedene kadar kendimizi kayıp, rehbersiz, boş ve anlamsız hissedebiliriz. Böyle bir depresif haldeyseniz bu iki şeye işarettir; özgürsünüz, ama henüz kendi hayatınızı kaderinize âşık olacak şekilde inşa etmeye başlayamadınız. Ve bu depresif halden kuvvetle muhtemel ki yeni bir ben doğacaktır.
Sayfa 178 - Doğan yayınlarıKitabı okudu
Önümde duran, kapüşonunu başına çekmiş adamın küfürlü cümleler kurduğuna ve adının Zekeriya olması kuvvetle muhtemel kişiye doğru okkalı bir tükürük biriktirdiğine ve sonra o tükürüğü sıranın solundaki boşluğa, asfaltın kırağı tutmuş parlak yüzüne hışımla yolladığına tanık oldum. Sıra bozulmuş, herkes merdivenlerin önünde birikmeye başlamıştı. Söylenmelerden tıkanmış ve yakınmalardan oluşan biçare uğultu, yandaki yolda ilerlemeye çalışan araçların homurtusuna ulaşmıştı ve artık umudun zerresi kalmamıştı. Sıradan çıkıp yürümeye başladım. Silahlı ve tehlikeli iki polis, nereye gideceğini pek kestiremediği için dağılmakta tereddüt edenleri kuşkulu gözlerle süzüyordu. Ata yadigârı kadim bir ormanda, asırlık bir meşe ağacına yaslanmayı hayal ederek polislerin yanından geçtim. Potansiyel tehlikeden, kalabalıktan uzaklaştığım için beni pek önemsemediler. Hatta yüzüme bile bakmadılar. Soğuk artmıştı. Pabuçlarım eskimişti. Sevgilim yoktu. Hiç olmuş muydu, şimdi söyleyemem. Aslına bakarsanız ben bu kuyruğa niye girmiştim, onu da bilmiyorum.
Sayfa 37 - YokyolcuKitabı okudu
Osmanlı subaylarını eğiten von der Goltz Paşa “Diplomatlarımız haksız yere 24 Temmuz'un gelişimini önceden sezmemiş olmakla suçlanıyorlar. Oysa (hazırlıklara) katılanlar bile şaşkınlık içinde kalmışlardı” Meşrutiyet'in ilanında yabancı tesiri ile alakalı olarak Rıza Tevfik, “İstanbul'daki elçilikler İhtilal'in birdenbire
Sayfa 151Kitabı okudu
İnsanın içine attığı, açık ettiğinden daha ağır çeker.
Şomintsu kasenin birine bir kaju fıstığı koyarak bana işaret etti. "Neden gelişemediğini anlatayım, Cun. Şimdi bu fıstığı verimli yeni havalandırılmış, taze bir toprağa gömersem, kuvvetle muhtemel gelişir, kök salar, sür­gün verir, serpilip ağaç olur. Öte yandan, eğer buraya koyarsam ... " Fıstığı beton zemine koydu. " ... kurur, ölür. Sen niçin gelişemiyorsun? Çünkü kendinden beslenemiyorsun: Ruhundan kopmuşsun, böyle yapay bir zemine konulmuş gibisin, betona gö­mülmüş bir tohum gibi. Kökün olmadan gelişemezsin. "Bendeki beton nedir?" "Bilinçsizlik." "Anlamıyorum." "Can çekişiyorsun, çünkü her şeyin üzerini örtmüş­sün, duygularının, sorunlarının, geçmişinin. Kim ol­duğunu bilmiyorsun, dolayısıyla kendinden bir şey inşa edemiyorsun." Uzun uzun düşündüm, sakince cevap verdim: ''Yanılıyorsunuz Şomintsu Usta, asıl siz beni tanı­mıyorsunuz. Ben kim olduğumu biliyorum." "Kuşkusuz bilmiyorum, ama bunun bana bir zararı yok. Ismini, aslını, travmalarını benden gizleyebilir­sin, bu benim yaşamıma devam etmeme engel olmaz. Ama bunları kendinden gizlersen, yaşamına devam edemezsin."... "Hmm ... Birisi az anlatıyorsa çok gizlediğindendir." "Eğer az anlatıyorsam, unutmak istediğimden." "İşte bu da senin hatan, Cun. İnsanın içine attığı, açık ettiğinden daha ağır çeker.
Sayfa 39 - Doğan Kitap.
Reklam
58 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.