"Buruk bir çocukluk geçirdim Öztürk," dedim sümüklerimi çekerek. "Ben devrik cümle bile kuramazdım. Kuramazdım, çünkü korkardım. Sorumluluklarım vardı. Akranlarım bozuk bir Türkçe'yle gül gibi anlaşırken, bütün o gramer kurallarının anasını ağlatarak bildirişirken, giriş gelişme sonuç kavramlarından bihaber, rasgele bölünmüş paragraflarla kompozisyon yazarken, ben... Ben kendime ihanet eder cümlenin öğelerine sadık kalırdım. Ömrüm düzgün cümleler halinde geçti. Bilmeden bazı hatalar yapmışımdır tabii. Bilsem... (Buradaki şiddetli kafa hareketim nedeniyle briyantinli perçemim alnıma düşer ve kuvvetle muhtemel ki yumruklarımı sıkmışımdır.) Bilsem anlamı öldürür yine de cümleyi kurtarırdım. Oysa şimdiki halime bak. Kelimeler kifayetsiz kalıyor, dilbilgisi sırnaşık! Saçmasapan cümleler kuruyorum ve duyduğum mutluluk bana kaygı ile karışık bir utanç veriyor!"
47 syf.
·
Not rated
Mihail Nuayme ve Zengin Düşünceleri
Mihail Nuayme'yi sanırım seviyorum. Çünkü Onu okuyunca gönlüm biraz titriyor, heyecanlanıyorum, kendisi ile bir ünsiyet kurma ihtiyacı hissediyorum. Bir gözlük camının arkasından bakarak anlamlandırmaya çalışmak samimi gelmiyor Nuayme'i. Sevdiğin bir şeyi kıskanırsın ve bilinmesini istersin ya tam öylesine hissediyorum. Eğer müslümanlardan olsaydı bu kitabın adı kuvvetle muhtemel "çağdaş tağutlar" oldu. Zaten ben öyleymiş gibi okudum. Putlar, para, güç, egemenlik, kamuoyu, ırkçılık, basın ve bilim... Üstad kulluğu seviyelere ayırıyor. Sıcak olanı, mutedil olanı, soğuk olanı ve bir anlam arayıp da bulamayan kulluk... Nuayme'nin dilinden devam edecek olursak: İnsanlar din anlamında bir anlam arayıp bulamayan kulluğun içindedir; ama modern tağutlara karşı da sıcak kullardır ve bunların en önemlisi paradır. Çünkü para gücü, egemenliği, ve kamuoyunu belli bir noktaya kadar yönetebilmektedir. Irkçılık meselesine de gelecek olursak; tez olarak daha önce okumuş olmadığım bir argümanı savunuyor Nuayme: Sömürgecilik anlayışı günümüzde ırkçılığı ortaya çıkarmıştır. Çünkü marjinal düşünce ve gruplar bir yerden sonra karşıtlarıyla gün yüzüne çıkar. Şu anlaşılmamalıdır tabi ki; nedensellemek haklı olduğunu ortaya koymaz yaşanan şeyin. Halihazırda istihza ile Nuayme de ona put diyor. ... insanın insana karşı güçlü pazusu, geniş omzu ve demir gibi boynu ile gurur duymasını insana kayık görmem..."
Çağdaş Putlar
Çağdaş PutlarMihail Nuayme · Babil Yayınları · 20038 okunma
Reklam
Watson o çözüme hiç ulaşamayabilir de. Böyle bir durumda, muhtemelen biz ondan evvel, başarısızlığa mahkum olduğunu anlarız . O, bilmeceyi çözmeye çalışırken, doğru yolda gidip gitmediğini anlamamız için bizim iki bölgedeki sinirsel aktiviteye bakmamız yeter: Sözcüksel ve anlamsal bilgiyi işlemekten sorumlu olan sol ve sağ temporal loblar ve
ben olsaydım değil, sen olacaktın demek lazımdır
Yerimde olsaydın sen ne yapardın, kalır mıydın, diye sormayacağım. Çünkü kuvvetle muhtemel "Elbette!" diye cevaplayacaksın. Ama insanın gerçekte neleri reddedebileceği ancak o şanslar kendisine sunulduğunda, yani hakikaten seçme şansı bulunduğunda belli olur. Hülasa, ben olsaydım diye başlayan cümlelerin içi, çoğu zaman görülmemiş bir rüyanın yeryüzünde kapladığı alan kadar boştur.
Kızlar iyi bilir ki yaş ilerledikçe ben annem gibi oldum deriz
Anne babamızda reddettiğimiz duygular, özellikler ve davranışlar kuvvetle muhtemel bizim içimizde yaşayacaktır.Bu bizim onları farkında olmadan sevme biçimimizdir, onları yaşamlarımıza geri getirme yolumuzdur ..
Mekke-i mükerreme
Peygamber efendimizin doğduğu şehir. Müslümanların kıblesi olan Kâbe-i muazzamanın içinde bulunduğu, İslâm âleminin merkezi olan mukaddes belde. Mekke-i mükerreme şehri; Arabistan yarımadasının batısında, Kızıldeniz’in doğusunda, 21°-30° kuzey enlem, 20°-40° doğu boylam dereceleri arasında yer alır. Denizden yüksekliği üç yüz altmış metredir.
Reklam
183 öğeden 171 ile 180 arasındakiler gösteriliyor.