Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ruhumun dayanılmaz çalkantısına etki edecek en ufak bir olayı düşünmek bile beni ürpertiyor. Aslında tehlikeden değil, etkisinden çekiniyorum - dehşetinden.
Sayfa 153 - Can Yayınları
Reklam
Daha iyi, iyinin düşmanıdır.
Sayfa 68 - Can Yayınları
Bütün sebepler, imkânlar sükût edip sussa da O, kulunu imdatsız mı bırakacaktı? Bırakmazdı elbet. Bırakmadı da...
Ölen Değer
Hiç tasa etme Yusuf, bizim millet zaten kahramanın yaşayanını değil, ölenini yüreğinde yaşatır ve hak ettiği değeri ölünce verir.
Sayfa 434 - Ötüken Neşriyat
Savaş
Türk milletinin ve Türk devletinin kaderinin döndüğü anlar hep savaşla geçekleşmiştir, siyasetle değil.
Sayfa 432 - Ötüken Neşriyat
Reklam
Gençken yapmak istediğim pek çok şey vardı, Poppy gibi uzun ve gönüllülüğe dayalı gezilere çıkmak istemiştim. Bir ce­ maate atandıktan sonra bu düşünce imkânsız hale gelmişti. Eğer özgür olsaydım, Etiyopya’daki kıtlık için bir şeyler yapmaya ça­ lışabilirdim. Bir sene yaz aylarını Belarus’ta İngilizce öğreterek geçirebilirdim. Belki de Kenya’da bir kuyu açardım. İstediğim zaman, istediğim yere gidebilirdim. Herhangi biriyle. Pekâlâ, herhangi biriyle gitmezdim çünkü gözlerimi kapatıp Pokot’un tozlu ovalarını ya da Belarus ormanlarını düşündü­ ğümde, kaybettiğim geleceklerin hayallerinde yanımda sadece tek bir kadın vardı. Kısa boylu, zayıf, siyah saçlı ve kırmızı du­ daklı bir kadın. Bazılarında benimle su taşıyordu, bazılarında çocuklara yeni defterler götürüyordu. Belki de toplantılarda bir­ likte yürümek için parmaklarımızı birleştirirken güneş gözlükle­ riyle bana bakıyordu. Belki de hamakta üstüme uzanıyordu, ha­ mağın teninde bıraktığı elmas şeklindeki izleri görebiliyordum. Kim bilir, belki de sert bir yatakta birbirimize doğru kıvrılmış- ken soğuk bir yatakhaneyi paylaşıyorduk.
Göz gözü görmüyor da gönül gönülü görüyor.
Yeryüzü, kafamda derin bir kuyu Gökyüzü, içimde mavi bir boşluk...
hiçbir şeyi anlayacak, ayırt edecek halde değildim, nerede bir ateş görsem elimi içine sokuyordum, nerede bir uçurum görsem kendimi bırakıyordum, nerede bir kuyu bulsam içine düşüyordum.
Reklam
Diyorum ki suyunu kaybeden kuyu işit beni Anılarımda çok rahatsızım
Hak ve Kahraman
Nasıl her peygamber kendi müminine hak ise, her katil de kendi inanmışına kahraman galiba.
Sayfa 337 - Ötüken Neşriyat
Muhammed'in Mezarı
Medine kasabası birkaç boz renkli hurma gövdesinden belli olur. Çocukluktan beri hazretsiz, aleyhisselamsız, titremeksizin ve korkmaksızın ismini ağzımıza alamadığımız peygamberin şehrindeyiz. Eski müphem ahret hayaletlerinin içimde kımıldadığını hissetmeli idim. Bu his, Medine'de büsbütün biter. Medine, peygamber ölüsü ile tüccarlık eden bayağı ahlaksız simsar yuvalarından biridir. Her Medineli uzaklardan gelen saf halka, bu harap ve pis çöl köyünün taşını, toprağını, kuyu suyunu kırk defa öptürü öptüre satar
Sayfa 60 - Pozitif yayınları/2004
“Sevinciniz maskesinden sıyrılmış kederinizdir. Şimdi kahkahalarınızın yükseldiği o kuyu, çokça zaman gözyaşlarınızla dolmuştu. Başka nasıl olabilir ki? Keder varlığınızda ne kadar derin bir oyuk açarsa, taşıyabileceğiniz sevinç o kadar fazla olur.”
"Çok derin bir kuyu. Hiç kimseyi göremeyeceğin, hiç kimse tarafından da görülmeyeceğin kadar derin. Kuyunun içinde sadece ben ve karanlık vardır; birbirimizle savaşırız. Orada yalnızımdır."
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.