Her şey zaman la geçer diyenler farkında mı bilmiyorum ama geçen tek şey zaman
Aşk öylece geldi. Aralarına girdi. Ama ayırmadı birleştirdi. Öznesi çiftse de eylemi birdi.
Reklam
Muhtaç değildi elbet Yaratan, yarattığının kulluğuna. Lakin Yaratan o kadar büyüktü ki, Adem'in O'na varmaya kulluktan başka yol yoktu. Kendisini, ister istemez değil, istekle kulluk eder buldu. Bu kulluğun sayesinde seyeban oldu. Zorunlu kölelik değil, şuurlu kulluktu bu. O ne derse kayıtsız şartsız, sorgusuz sualsiz doğru. O ne isterse koşulsuz kuralsız alacaklı. AŞKTI BU, BAŞKA İZAHI YOKTU.
Gerçekten de Blanche' la aşık olmadan evlenmiş , sakin ve heyecansız bir birliktelikleri olmuştu ama sadık adamların soyundandı o. Bir ev , sıcaklığı , lambanın ışığı , içindeki ve cevresindeki o durağanlık , huzur hissi ; işte aradığı , sevdiği bunlardı , Blanche' ı yitirmekle kaybettiği de bunlar olmuştu. Asla başka bir kadın olmayacaktı. Aşk için kolay lokma değildi , fazla kararsız , fazla işkilli , fazla çekingendi.
Üç şey seçtiler cennetten çıkarmak için: Bir: Kelimeler. İki: Aşk. Üç: Annelik duygusu. Kelimeleri Adem yanına aldı, annelik duygusunu taşımak Havva'ya kaldı. Ama aşk çok ağırdı. İkisinin de aşkı tek başına taşıması mümkün olmayınca, ikisinin zembili de aşkı bir başına kaldıramayınca, bölüştüler yükü. Yarısını Adem sırtlandı, aşkın yarısı Havva'ya kaldı. Öyle sert düştüler ki dünyaya, bu fenaya, Adem'in dizlerinin bağı çözüldü, ciğerleri yandı. Nutku tutuldu. Üçüncü defa, bildiği kelimelerin hepsini önce unuttu. Sonra bir kısmını hatırladıysa da o bir kısmını kıyamete değin unuttu. Aşk? Daha yollarda sakin durmamıştı bir türlü. Kabına sığmamıştı. Bir yarısı yollarda kayboldu. Getirebildikleri ancak öbür yarısıydı. O gün bugün yeryüzü kelimeleri yetersiz, aşk bu dünyada kusurlu. Annelik duygusu? Havva'nın cennet duygusu. Gönül evinde, kadın bedeninde, tastamam duruyordu.
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.