318 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
. 1807 yılları zamanları, Hollanda’da Gloria malikanesinde çalışan Emily, ailesinden tek yakını yatalak kardeşine de bakmaktadır. Hem konakta mürebbiye olarak çalışıp hem de kardeşiyle ilgilendiği bu dönem, konak satılır. Yeni ev sahipleri bay Arthur ve bayan Hannah, mürebbiyeye ihtiyacı olmadıklarını ve konaktan ayrılmasını isterler. Ev sahibi Arthur’a kardeşinin durumunu anlatınca bay Arthur, başka bir iş için Emilly’e yardımcı olur. Bu sırada kardeşini de kaybedip yalnız kalan Emily’nin üzerinden ilgisi çekmez Arthur. Zaten eşi ile bir mecburiyet sonucu evlenmiş ve hiç sevememiştir. Zamanla Emily’e karşı duyguları büyür ve sonunda yasak aşk başlar. Kitap bir dönem romanı olarak başlayıp, bir yasak aşk teması üzerinde ilerliyor. Karakterlerin yaşadığı aşkı okuyucuya şahane geçiren yazar, o dönemin ruhunu da çok başarılı yansıtmış satırlara. Okuyucuyu sıkmayan, akıcı bir anlatımı var yazarın. Karakterlerin davranışlarını çok tasvip etmesem de yazarın anlatımını, tasvirlerini çok başarılı buldum. Heyecanlı, akıcı ve romantik olan eserde, ihanet, hırs ve entrika da eksik olmuyor. Aşk kitapları sevenler için güzel bir tercih olabilir. #YediverenKışı ^ ^ #alıntı İlk sarı laleler karşıladı onu. Cılız değillerdi, yapraklarının yeşili el değmemiş, ormanların özünden kopup gelmiş gibiydi. Sarısı öyle canlıydı ki, güneş ışınları, kendinden özel bir renk vermişti sanki sevgiyle. ^ ^ #yağmurkutsal #kumranyayınları #aşk #romantik #bloghemsire #edebiyat
Yediveren Kışı
Yediveren KışıYağmur Kutsal · Kumran Yayınları · 202425 okunma
480 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Alexander Dumas'ın "Siyah Lale" kitabını okuyup, bu çiçeklere olan hayranlığım bir üst safhaya çıkınca eşim bana bu konuda asıl okumam gereken kitabın "Katre-i Matem" olduğunu söyledi. Ben de uzun zamandır okumak istediğim İskender Pala'nın bu romanını okumaya karar verdim. Gördüm ki lale bir sanat, aşk hatta bir
Katre-i Matem
Katre-i Matemİskender Pala · Kapı Yayınları · 202222,4bin okunma
Reklam
87 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
"Korkulusun, şaşkınsın, yabancısın..." diyor Kutlu. Benliğimizi yüzümüze belki de bir tokat gibi çarparak başlıyor öyküsüne. Bican'ı kendi merkezimizmiş gibi belirleyip etrafındaki insanlarla bize farklı yanlarımızı gösteriyor. Evet korkuluyum, korkuluyuz. "Yapraklar vardı. Tomurcuk güller, laleler, menekşeler... Sümbüller vsrdı." Şimdi ise nasıl var olduğunu bilmediğimiz beton yığınlarına bakan gözlerimiz. Korkuyoruz fabrikaların seslerinden. Evet şaşkınız. Çalışmasının arasında namazını kılan Seydalılarımuz vardı, şimdi fatura yatırırken, arkadaşı ile konuşurken, geçmiş hatıralırı dinlerken içinden ikindi namazı diyen ve sadece diyen insanlarımız var. Ve evet yabancıyız. Bayramda öpemediğimiz ellere, cenazesine dahi gidemediğimiz vefa borçlarımıza, ahlakımızın çıplaklığına yabancıyız. Bu dehşetin içerisinde kirletilmemiş bir su hayali ile bir musluğa eğiliyoruz. Clor kokuyor elimiz ayağımız. Belki de yazar clor diyerek hafifletiyor suya kattığımız kirliliğimizi. Hafifletiyor "Sonra kılarsın, sonra gidersin, hele sen eğlenmene bak, mayonu git bekliyoruz."  sözlerimizi. Kutlu bize "...mutlaka insan olarak, içlerinde hissettikleri bir şeye dayanarak, henüz kaybolmamış, ama bir yerlerde kabuğa çekilmiş bekleyen, ortaya çıkmaya utanan, bir şeye dayanarak, güvenerek rahatlatıyor, gülüveriyorlar..." diyerek anlatıyor içimizdeki korkuya, şaşkınlığı ve yabancılığı... O clor kokan sularımızı yokuşa akıtarak işliyor kirlenmişliğimizi ve temizlenip mavi olmayı bekliyor kitapta dünyamızı getirdiğimiz hal.
Yokuşa Akan Sular
Yokuşa Akan SularMustafa Kutlu · Dergâh Yayınları · 19984,119 okunma
112 syf.
·
Puan vermedi
Merhaba arkadaşlar okumalarıma dönüş yaptım artık. 3 güzel kitaptan ilki ile başlıyorum paylaşımlarıma. Okuyunuz arkadaşlar ruhu beslemenin en iyi yolu okumak. Yazdıklarımda; yolun yarısına gelince ancak dünyaya ayak basabilmiş bir adamın huzursuzluğuna ve yerini yadırgayışına tanık olacaksınız. Benim yaşadığım bu deneyimlerde kendinizden bir şeyler bulacaksınız eminim. O yüzden sevgili dostlarım bilin istiyorum, hatta bağıra bağıra söylemek istiyorum ki; YALNIZ DEĞİLSİNİZ! Sen, geçmişime dair özlediğim her şeyi temsil ediyorsun. Sana bakmaktan, geleceğimi göremiyorum. Hayatta çok şey isteriz. Zaman geçtikçe isteklerimizin liste- si daralır ve sadece gerçekten istediklerimiz kalır. Ama bu sefer de zaman kalmaz. Bir bakmışsın siyah bir bulut gibi sarıp sarmalamışım seni, geceyi ekmişim içine ve Sen(!) siyah laleler açmışsın. Depresyonu nasıl sebebi bence; an kavramından kopmuş, geçmişin esiri, geleceğinise dilencisi olmuş kimseler için bir çıkış yolu kalmamasındandır. Kışın her şeyin daha samimi olduğunu düşünürüm... İnce belli bir bardakta içtiğin sıcacık çayın bile. Yeteneksiz ve ortalama bir zeka seviyesine sahip insanların meşhur olduğu bu dönemi benim havsalam almıyor.
Dünyaya Ayak Basmak
Dünyaya Ayak Basmak
Tolga Yazgılı
Tolga Yazgılı
Dünyaya Ayak Basmak
Dünyaya Ayak BasmakTolga Yazgılı · Az Kitap · 202317 okunma
111 syf.
·
Puan vermedi
Çünkü, yüzyıllardır çözülemeyen acayip bir bilmeceydi insan.
Hasan Ali Toptaş bu öyküsünde insanlığın acımasızlığını bir gürgen ağacının ağzıyla aktarıyor biz okurlara ve “İnsanın karışmadığı her şey masaldır” diyor. Ege toprağında kök salmış bir gürgen, çevresinde köknarlar, çamlar, ardıçlar, ladinler, kestaneler, meşelerle; kuşlar, böcekler, tavşanlar, tilkiler, kurtlarla; sümbüller, laleler,
Ben Bir Gürgen Dalıyım
Ben Bir Gürgen DalıyımHasan Ali Toptaş · Everest Yayınları · 20196,7bin okunma
480 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
16 günde okudu
Bir garip cinayet davası, hatta bir kaç tane daha.. Lale devrinin zenginliği, ve o meşhur laleler.. Özellikle de kitaba adını veren... Sultan 3. Ahmet ve damat İbrahim Paşayı da merkezine alan, bir bilinmeyen şehzade ile onun etrafında dönen tuhaf bir maceralar silsilesi... dönemin olayları, Ve gizem, Yine gizem.. Çok severek okuduğum bir İskender Pala romanıydı. Özellikle tarih sevmeyenlere tavsiyemdir.
Katre-i Matem
Katre-i Matemİskender Pala · Kapı Yayınları · 202222,4bin okunma
Reklam
107 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.