Siz cümlelere indirgeyerek yaşarken hayatı, siz sözcüklerle hükmederken hayatı, ben hayatın ta kendisiydim. Yapabildiğiniz, en fazla, namlusu kendinize dönük bir eleştiri silahının tetiğine dokunmaktı, yüreklice. Ama neticede o da kelimelerle. Vurulmak? Yapmayın, gerçekliği olmayan bir yaşamın vurulmasından söz edemezsiniz. Bu yüzden lâleler çinilerin üzerine düşen ateşten çiçeklerdi de, ben köklerimle sarıldığım topraktım.