Dali çocukken yaralı bir yarasa bulmuştu. daha sonra onu beslemek için yanına döndüğünde yarasanın karıncalar tarafından yenmiş olduğunu gördü. acıma duygusundan kendini yiyip bitiren Dali’nin yarasanın başından geriye kalanları yediği rivayet edilir. Hikayenin sonu ister doğru ister yalan olsun yok edici karıncalar Dali’nin en bilinen eserlerinde bir çürüme, parçalanma simgesi olarak hep boy gösterirler.
Sayfa 105Kitabı okudu
Dali- Belleğin direnci
Karıncalar sadece yıkım simgesi değildir. Dali Albert Einstein’ın görelilik kuramından haberdardı . Erimiş saatlerin yerçekimi tarafından zamanın bükülmesin tasvir ettiği bununda 1930’lardaki savaş tehdidin metaforu olduğu varsayılmaktadır. soldaki kuru ağaç Goya’nın Savaşın Felaketleri gravür dizisinde yer alan üzerine insan başı takılmış ağaçtan alınmış
Sayfa 59Kitabı okudu
Dorothea
Ernst 1942’de Tanning’i Ziyaret ettiğinde stüdyosundaki işlerden bir de kısa süre önce tamamladı Doğum Günüydü. Bu portrenin sanatçının 32 yaş gününü yastığı söylense de bugün eserin bu doğum gününden önce tamamlandığı ve adının bizzat Ernst tarafından konduğu kabul edilmektedir ikili tanıştıktan bir hafta sonra birbirlerine aşık olmuşlardı..
Sayfa 111Kitabı okudu
doğum günü- Dorothea tanning
Bilinçaltının karmaşık dehlizlerine seslenme konusunda sergilenen gözüpeklikdan etkilenmiştim. Sırlarını bulmak şapkalıklarını yüceltmek amacıyla ruhu taramak. Ben de hemen aynı göle dalma ihtiyacı duydum. Şunu da belirteyim onlardan herhangi biriyle tanışmadan önce de o gölün kıyısındaki sığ sularda oynamıştım
Sayfa 110Kitabı okudu
geçiş- Sage
Sage’in uçsuz bucaksız çöl manzaralarında tanguy’nin aslında Salvador Dali’nin etkisi belirgindir.
güneş, ay ve yıldızlar- Meret Oppenheim
Çıkmazını açıklamak için Carl Jung’a başvuran Oppenheim 1945’te günlüğüne şunları yazmıştı: “ Kralım beni kovdu: Nasıl ki anima erkek ruhun dişi kısmıysa, bu da Animus’tu, jung’un tabiriyle kadın ruhunun eril kısmıydı. Erkek şairin ve sanatçının “ilham perisi”nin bir anima imgesi olduğunu keşfettim; demek ki “genius”un (deha) da kadın sanatçıları ve şairleri kollayan animus imgesi olması gerekiyor. İşte beni terk edip giden tam da buydu.”
Sayfa 117Kitabı okudu
Mack Sennet Anısına- Magritte
Erken dönem sürealist sanatçılar kadının 19. yüzyılda yaygın olan idealize edilmiş, mesafeli, erotik tasvirlerinden haberdardılar ve bu öznek bakışın sınırlarını ileriye doğru zorlayarak modellerini kolsuz, göğüssüz hatta başsız olarak yeniden tasarlamışlardı. Dişi formunun bu şekilde indirgenmesi cinsellik anlayışını altüst etmeye olduğu kadar, izleyicinin bakışı altındaki konuyu iyice uzaklaştırmaya da yönelikti.
Sayfa 75Kitabı okudu
Bu tabloya adını veren 19. yüzyıl işleri içindeki ve kimliği dikkatle gizlenmiş karanlık figür, Poe’nun aşk Ve ölüme ilişkin gotik ilgisinin kişiselleştirilmesi gibi gözükmektedir. Bu figür Poe’nun meşhur ”Düşler Diyarı” şiirinde görülen “hasta melekler”e veya Kefenlenmiş şekillere de benzetilebilir
man ray- göz yaşları
Fotoğrafın “yaşamak ve beklemekten başka herhangi bir çaba istemeyen bir sonuç sanatı” olduğunu ileri sürse de ona poz verenler genellikle kılı kırk yaran titizliğinden söz etmişlerdi
magritte çocukken en gözde oyun mekanı yaşadığı yerdeki bir mezarlıktı. Bu çocukluk dönemi etkisi eserlerindeki ölüm ve cenaze göndermelerinde görülmektedir. Bir çok eserinde mezar taşlarını sürekli yineleyen motifler olarak kullanmıştır.
Sayfa 75Kitabı okudu
Sürrealistlerin çoğu gibi, Dali de Freud’un ve onun Rüyaların Yorumu’da anlattığı bilinçaltı kuramlarının sadık bir takipçisiydi. Birkaç kez Freud’la tanışmaya çalıştı, sonunda 1938’de Londra’ya gerekmek psikanalizin babasıyla seans yaptı. Rüyalar ile gerçeklik arasındaki ilişkiden esinlenen dali, kendiliğinden tetiklenen psikotik sanrılar sırasında deneyimlediği görülerden kaynaklanan Belleğin Direnci’nden “elle yapılmış rüya fotoğrafı” diye söz etmişti.
Sayfa 57Kitabı okudu
Erken gelişmiş yaratıcı bir çocuk olan İsviçreli sanatçı Meret Oppenheim gençliğini güney Almanya’da geçirdi. Henüz 14 yaşındayken rüyalarını resmetmeye başladı. Güneş, Ay ve Yıldızlar 15 yıl sonra Oppenheim’ın Rüyalarının hala onun benzersiz hayal gücünün temelini oluşturduğunu gösteriyor.
Sayfa 116Kitabı okudu
1937 de Paris’e taşınan Sage, Andre Breton’un Sürrealist Grup’unq -bir ilham perisi, eş veya sevgili olarak değil de- faal bir sanatçı olarak katılan tek kadın olmuştur.
“Bazılarımız eski giysilerden hoşlanırdı ama bunların gerçekten eski olması, uzaklardan başka bir çağıdan gelmeleri gerekiyordu. Bu tarz gençlerden biri benim Doğum Günü tablomda görülmektedir. Bir Shakespeare oyunundan kalma eski bir kostümdü”
-Dorothea
Sayfa 111Kitabı okudu
19. Ve 20. Yüzyıllarda sfenks, seksepali olan tehlikeli kadınla, femme fatale ile özdeşleştirilirdi.