Eveettt hasta hasta bir kitabı daha bitirmiş bulunmaktayım. Oldukça başarılı, gizem dolu, sürükleyici bir kitaptı. Ve yine bir distopya dünyasıyla karşı karşıyayız. İnsanlar iki topluma bölünmüş durumda... Aralarında kocaman bir duvarla birbirlerinden ayrılmışlar. Duvarın içindekiler Anklav denilen üstün bir ırk... Gerçi ne kadar üstün oldukları
En az iki kez okunması gereken bir kitap olduğunu söylemelim. Fransızcadan çeviri olduğu için değil. Yani sırf çeviri olduğu için değil, başka başka açılardan tarih tenkidi öğrettiği için söylüyorum.
3 kitaptan oluşan serinin ilk kitabı olan “Doğum Lekesi” dün gece bitti. Çok güzel bir kurguya sahip ve akıcı bir dili var. Çok önce biterdi ancak işlerimden dolayı uzadı.
Hikaye 2400 yıllarında geçiyor, farklı bir evren, bir dünya düzeni tasarlanmış.
Bulundukları yer ikiye ayrılmış durumda. Bir tarafta, zengin, ve tüm imkanlara sahip üstün bir
cannes yolundan geriye dönen oğlunu görüp bu beklenmedik mutluluktan ölen romalı kadının, yine sevinçten yaşama veda eden sofokles ve zorba denis'in, roma senatosu'nun kendisini onurlandırmış olduğu haberini okuyup korsika'da ölen talva'nın dışında, yüzyılımızda, son derece arzulamış olduğu milano'nun fethi haberini alınca papa onuncu leon'un böyle bir aşırı sevinç duyup, bedenini ateş sardığını ve bundan dolayı öldüğünü görüyoruz. insanın zayıflığına en dikkate değer delili olarak, kendisine yapılan bir uslamlamayı okulunda ve halkın önünde yanıtlayamadığından diyalektikçia diodorus'un hemen oracıkta son derece büyük bir utanç acısıyla öldüğüne eski insanlar tanık olmuştu.
bu şiddetli tutkulaara ben pek az kapılırım. kolay kolay heyecanlanmama; tasayı kabuk içinde gizleyip, düşüncelerle katılaştırırım.
*denemeler 1
Kitabı okurken o fransız havasını hissetmemek mümkün değil,Tarih tenkidinin nasıl olması gerektiğini,tarihin yararı ve gerekliliğinde bahsederek,bir tarih araştırmasının nasıl yapılması,çözümlenmesi,eleştirilmesi ve yazılması gerektiğini açıklayan bir eser, ancak kitap bana akademik kitaptan çok daha edebi üsluplu geldi.Filoloji,beşeri coğrafya ve biyografinin nasıl olmasını da değinen yazar, ikinci kısımda büyük tarihçilere ve onların tarih görüşlerine ve yazılarına değiniyor.Üçüncü Kısımda ise tarih hakkında evrensel metinler geçiyor.Özellik fransız tarihçiler üzerinde durması, kendisininde yazdığı gibi objektif yazmanın ne kadar zor olduğunu gösteriyor.Akademik ilgi alanı dahilinde okunması gerektiğini düşünüyorum.İlk okuyuşta idrak etmesi zor olabilir,tekrardan da okumayı düşünüyorum.