Richelieu vasiyetnamesine dair
Sainte-Beuve;vasiyetnamenin hayranıdır;üslûbunu,yer yer Shakespeare'le, Schiller'le karşılaştırır.Kitap,Kardinal'in bütün siyâsî tecrübesini özetler;“devlet adamının el kitabı”dır. (Bk. Causeries de Lundi, cilt VII, 224 -265).Bir başka araştırıcı,Leon Noel için vasiyetname“aklın, tecrübenin,realizmin şaheseri... Fransız politika san'atının zirvesi ve bir bakıma mecellesi”dirVasiyetname bir filozofun değil, bir hareket adamının eseri. Yazar,hikmet-i hükümete ahlâk cübbesi giydirir. Aristokrasiye, derebeylik artıklarına,din savaşlarına düşmandır. Halka âşık olduğu da söylenemez:“Avamın okuyup yazmasına ne lüzum var? Eğitim Fransa'yı oşboğazlarla doldurur.Hiçbir işe yaramaz bunlar.Aileleri felâkete sürükler,halkın huzurunu bozarlar.Kitap avamın kafasında şüpheler yaratır.”Başka bir yerde;“Bütün politikacılar bilir ki,der,halk refaha kavuşunca zapt edilmez olur. Katıra benzer avam,yük altında uysaldır,fazla dinlenince azar.” Büyük Richelieu'nün ölümsüz vasiyetnamesi böyle hizmetlerle dolu.
Sayfa 156
Son
Tarih felsefecisi Leon E. Halkin diyor ki: "Tarihin bilinmesi, geleceği düşünmek için zaruridir... İnsan geçmişini ne kadar iyi tanırsa, onun o ölçüde daha az kölesi olur..."
Sayfa 246Kitabı okudu
Reklam
_Din, bütün yaşamı boyunca çalışan ve yokluk çekenlere, şükretmeyi, azla yetinmeyi, kısmete boyun eğmeyi, sabırlı olmayı ve öteki dünyada bir cennet umuduyla avunmayı öğretir. _Din, halkı uyutmak için afyon niteliğindedir. _En derin dinsel önyargı kaynağı yoksulluk ve cehalettir. Savaşmamız gereken kötülük de budur. Din aldatmacasının gerçek
Halkın tiksintisi ve öfkesi doruk noktasına ulaşmıştı...
Sayfa 78 - Can YayınlarıKitabı okudu
Léon Cahun: "Türk Timur, Türk mucizesini yok etti." diyor. Çok doğru! Bu mucize, steplerin ve Asya dağlarının yenilmez savaşçıları için, babadan kalan bir mal kadar doğal bir hak olan zafer alışkanlığıydı. Oysa Timur bu cesur savaşçıları, Maveraünnehir'in melez halklarını kullanarak yendi. Toktamış karşısında kazandığı zafer, Cengiz'de en güçlü ifadesini bulan ve tarihin değişmez yasası gibi sürüp giden, Doğu'nun Batı'ya üstünlüğü geleneğini yıktı. Timur, İranlıların, Turanlılar karşısında, ya da yerleşik halkın, göçebe savaşçı karşısında her zaman yenilmeye mahkûm olmadıklarını gösterdi. Kuran tarafından yetiştirilmiş bir ordunun, Yasa'nın ordusunu yenebileceğini gösterdi. Türk dünyası bu ağır darbenin etkisinden kurtulamayacaktı. Yelu Taş'ın, Cengiz'in, Mengü'nün büyük ümitleri gerçekleşmeyecekti. Türk-Moğol iktidarının dünya egemenliği de, tarihin, belki de böylesi "ütopyaların" yok olmaya mahkûm olduğunu göstermek için yarattığı büyük hayallerden biriydi.
Sayfa 253 - Doğan Kitap YayınlarıKitabı okudu
Moskova, 1930’ların sonunda bir yandan Stalin’e karşı doğabilecek her türlü muhalefeti silerken diğer yandan halkın dikkatini bu konuya çekmeyi tasarlayan davalara Sahne oldu. 23 Ocak 1937’de Komünist Parti’nin on yedi üst düzey üyesi, Leon Troçki’nin emirleri doğrultusunda düşmanlara ( Nazilerle ) birlikte Sovyetler ’in kuyusunu kazmak için komplolar düzenlediklerini, çok sayıda sabotajda bulunduklarını itiraf ettiler. Bu davlarda Troçki kendini Sovyetler ‘in her türlü sorunundan suçlanırken buldu.
Reklam
27 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.