Allah katının İslamı ile kişiler katının İslamı. Elimizde iki İslam var küçüğüm. Acaba bu İslamlardan hangisi doğru İslam?
Sayfa 558 - Doğum günü kitapçısıKitabı okudu
İnsan denilen sarayın cevherleri; bir kısmı âlem-i ervahtan, bir kısmı âlem-i misalden ve Levh-i Mahfuz'dan ve diğer bir kısmı da hava âleminden, nur âleminden, anâsır âleminden geldiği gibi; hâcatı ebede uzanmış, emelleri semavat ve arzın aktarında intişar etmiş, rabıtaları, alâkaları dünya ve âhiret edvarında dağılmış bir saray-ı acib ve bir kasr-ı garibdir. *
Reklam
“Doğu düşüncesinde, kımıltısızlığın, nirvananın, hiçlik ve boşluğun en büyük değer olarak görülmesi gibi aşırı yorumlar, zaman içinde, kimi zamanlarda ve kimi topluluklarda, bizim tanrıya güvenme ilkemiz olan “tevekkül” düşüncemizin içine sızmayı bildi. B u sızış en büyük hareket ve canlılık kaynağı olan tevekkülü, tersine, meskenet ve durma felsefesi haline getirdi. B u yetmezmiş gibi baştan sona bir yanlış olarak da bu durum, kaderin değişmezliğiyle açıklanmaya çalışıldı…. Levh-i mahfuz, kaderin değişmezliği konuları, hep bu yanlış yorumlardan nasibini aldı. Adeta, yanlış, tümüyle, gerçeğin simetriği bir sistem oldu. Tevekkül, kaderle dolaylı, fakat Allah’a inanmayla doğrudan bağlantılı bir ilkedir. Onu kaderle doğrudan bağlantılamak yanlışlıkların kaynağıdır. İnsanın kaderinin detayını önceden bilmediği halde biliyormuş gibi davranıp, hiç çalışmamanın kendi kaderi olduğunu söylemesi ve buna dayayıp oturup beklemesi, iyi niyetlilik düşüncesiyle bağdaşlaştırılmaz.” Sezai KARAKOÇ:/ Fizikötesi
Başımıza gelen bazı hadiselerse, bizdeki büyük izleri siler. O günlerde zaman artık senin iksirin değildir. Zamanın tek yaptığı sana, gün geçtikçe o olayda silinenin izler değil "sen" olduğunu anlatmaktır... Bu en zorudur. En ağırıdır. İnandıkların, hissettiklerin, düşündüklerin, hatırladıkların ve unuttukların... Bunları silecek kudretteki yaşanmışlıklar, gerçekte seni silmişlerdir. İşte bu yüzden, ardından en çok ağlayacağımız ölüm, bizi biz yapan şeylerin ölümüdür.
Yüce Şeyh el-Hüseyin ibn Mansur el-Hallac şöyle demiştir: Bu konudaki sözlerimizi herkesin anlayabileceğini sanmıyorum; Biçimler Levhası'nın (Levh Mahfuz'un) ötesine geçip de iki yay boyu kalıncaya dek ilerleyen kimse anlayabilir ancak. Orada kullanılan harfler artık ne Arap harfleridir, ne İran harfleri. Yalnızca tek bir harf var
Beklentisizce sevebildiğin gün tekamüle en yakın olduğun gündür.
Sayfa 106
Reklam
Daha çok istekte bulunmak için iyilik yapma.
Sayfa 106
Yalnızlık, en etkili kişilik şekillendiricisidir.
Sayfa 106
"Şüphesiz ölüleri ancak biz diriltiriz. Önden gönderdikleri işleri ve bıraktıkları eserleri yazarız. Zaten biz her şeyi apaçık bir kitap olan Levh-i Mahfuz'da sayıp yazmışızdır," (Yasin, 12) ayetini okurken Zeyd bin Sâbit'in, Enes bin Mâlik'e söylediği şu sözü hatırladım: "Ey Enes! Bilmez misin adımlar yazılıyor!"
Sayfa 50 - Şule Yayınları
Yoksa Levh-i Mahfuz musun ki gayb dersini ondan alırlar; yahut da rahmet hazinesi misin sen ki ordan elbiseler giyerler.
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.