Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Leyla Dadaşzadə

Sabitlenmiş gönderi
Deməli, hər şey ola bilər. Fikrimdən qovduqlarım, quyular dibində basdırdıqlarım, haqqında düşünmək belə istəmədiklərim hamısı bir gün - beş ildən, on, on beş ildən sonra həyatım ola bilər.
Sayfa 21 - NemətKitabı okudu
Reklam
182 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Ağ Qoç, Qara Qoç
Ağ Qoç, Qara QoçAnar Rzayev
8.2/10 · 129 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
- Tutamak sorunu dedim. Dünyada hepimiz sallantılı, korkuluksuz bir köprüde yürür gibiyiz. Tutunacak bir şey olmadı mı insan yuvarlanır. Tramvaylardaki tutamaklar gibi. Uzanır tutunurlar. Kimi zenginliğine tutunur; kimi müdürlüğüne; kimi işine, sanatına. Çocuklarına tutunanlar vardır. Herkes kendi tutamağının en iyi, en yüksek olduğuna inanır. Gülünçlüğünü fark etmez. Kağızman köylerinden birinde bir çift öküzüne tutunan bir adam tanıdım. Öküzleri besiliydi, pırıl pırıldı. Herkesin, "— Veli ağanın öküzleri gibi öküz yoktur," demesini isterdi. Daha gülünçleri de vardır. Ben, toplumdaki değerlerin ikiyüzlülüğünü, sahteliğini, gülünçlüğünü göreli beri, gülünç olmayan tek tutamağı arıyorum: Gerçek sevgiyi! Bir kadın. Birbirimize yeteceğimiz, benimle birlik düşünen, duyan, seven bir kadın!
Sayfa 183 - C.Kitabı okudu
“İnsanlarda anlayamadığı bir şey de gazete okumalarıydı. Neden her sabah içlerini karartmak gereğini duyarlardı acaba? Futbol maçı hastalarınınkini anlıyordu. "Ya ötekiler? Binlerce gazete satılıyor bu şehirde. Örneğin şu yaşlı adam! Yoksa FATİH'TE İKİ EV YANDI başlığını görüp ‘İyi, Benim orada evim yok,’ diye düşünebilmek rahatlığı için mi okur? BİR ADAM KARISINI ÖLDÜRDÜ. ‘İyi etmiş. Kim bilir ne namussuzdu.’ ÇİN’DE İSYAN. 'Beter olsunlar, kırsınlar birbirlerini. Bize dokunmasınlar da!..' Bu 'biz,' dediği daha çok 'ben' değil mi? 'Ben, benim, bana, beni!' Herkes 'Ben'...”
Sayfa 121 - C.Kitabı okudu
Reklam
“Yemekten sonra odasına çıkıp ışığı yaktı. Masanın çekmecesinden bir defter çıkardı. Buna günlük de denmez; içine her gün yazmıyor. Ara sıra, yaşanmış günün üzgünlüğünü, sevincini -ama bilinmeyen bir süzgeçle eski keskinliklerinden, tortularından süzülüp arınmış olarak- bir daha yaşamak için bu defteri açardı…”
“…Ertesi gün sıkıcı bir sabahla başlayacaktı. Kim bilir, iç sıkıntısı olmasa, belki insanlar işe gitmeyi unuturlardı. 'İş avutur,’ derdi babası. O böyle avuntu istemiyordu. Bir örnek yazılar yazmak, bir örnek dersler vermek, bir örnek çekiç sallamaktı onların iş dedikleri. Kornasını ötekilerden başka öttüren bir şoför, çekicini başka ahenkle sallayan bir demirci bile ikinci gün kendi kendini tekrarlıyordu. Yaşamanın amacı alışkanlıktı, rahatlıktı. Çoğunluk çabadan, yenilikten korkuyordu. Ne kolaydı onlara uymak! Gündüzleri bir okulda ders verir, geceleri sessiz, güzel kadınlarla yatardı istese. Çabasız. Ama biliyordu: Yetinemeyecekti. Başka şeyler gerekti. Güçlüğü umutsuzca zorlamak bile güzeldi...”
Gecenin matemini aşkıma örtüp sarayım. Gittin artık seni ben nerde bulup yalvarayım. Şimdi ben tıpkı şifasız kanayan bir yarayım. Gittin artık seni ben nerde bulup yalvarayım.
…Vuslat’ın nefesinin hafiflediği, ölüme yaklaştığı her an, aklından hep aynı soru geçiyordu: "Beni sevdiğine pişman oldu mu?" Sonra Maryam'ı hatırlıyor, bir davetiyle hayatının yolunu değiştiren, unutmak için tarifsiz acılar çektiği duyguları yaşatan Maryam'ı sevdiğine ne yazık ki hiç pişman olmadığını düşünüyor ve Vuslat'ın da bu tek taraflı, kırgın aşktan pişmanlık duymadığını anlıyordu.
Bütün bunları yaparken içinde ılık bir duygunun dolaştığını hissediyordu. Ama tadını çok geç almıştı. Bugüne benzeyen birçok günü böyle sevecen geçirmemiş olmalarının kabahatinin kendinde olması Aziz Bey'i yaralıyordu. Çorbayı karıştırırken gözleri yaşarıyordu bu yüzden. Vuslat ise şaşkındı, bu tatlı rüyanın da çabucak sona ermesinden korkuyordu.
Reklam
“…Ne çok ister insan büyük kederlerin ardından ölüp gitmeyi de, başaramaz. Ruh, başına kara bir hale takarak göğe yükselmek için çırpınır ama vücut dünyalıdır; yer, içer yaşar”.
Sır nedir? Ebedilik. Sır nedir? Allah. Sır nedir? Enerji. Sır nedir? Hayat. Sır nedir? Ruh. Sır nedir? Cevher. Sır nedir? Her ilmin ve felsefenin varlığını anladığı, mahiyetini anlamadığı meçhul. Bizi çeken o. Yaşatan ve güden o. Zekâ onu kovalıyor. Biz kovalayanı beğeniyor, fakat kovalananı seviyoruz.
Sayfa 305Kitabı okudu
1.178 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.