Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Hiç, 'Hayat sana limon veriyorsa...' diye başlayan bir sözü duydun mu? "Limonata yap" "Öyle bitmiyor " dedi "Hayat sana limon veriyorsa onu kimin gözlerine sıkacağını bildiğinden emin ol."
Sayfa 270 - Kap bayılıyorum sana dostumKitabı okudu
“Ama beni de öldüreceğini söylemiştin.” “Başlangıçta söyledim. Sonra, seni başka bir biçimde öldürdüm. Yani, seni yüreğimde canlandırarak öldürdüm. Sen sevdiğim tek insansın, Portuga. Tek dostumsun. Bana artist resimleri, bilyeler, limonata, pasta aldığın için değil… Yemin ederim gerçeği söylüyorum.”
Reklam
Hayat sana limon veriyorsa, limonata yap..
Bize evde türlü yemekler ve sokakta çay, limonata, çikolata, pasta ve mahallebi gibi şeyler ikram eder; memuriyetlerinden döndükçe yiyeceğe, içeceğe ait bir alay hediyeler getirirdi. Fakat söyledikleri, bütün bu yenecek ve içilecek şeylerden daha sağlam olmak iddiasındaki muhabbet nişaneleriydi. Hepimizden bahis ve hepimize hitap ederken, âdeta gözleri yaşararak, öyle bir "nur-i dîdem", "nur-i aynım", "nur-i dîdelerim" deyişi vardı ki biz, "Bunlar bizler miyiz?" diye şaşsak hakkımız olurdu…
Kelimeler. Etrafım binlerce kelime ile çevrili. Belki de milyonlarca. Kelimeler kar taneleri gibi etrafımda uçuşuyor. Her biri narin ve eşsiz, yere düşmeden avucumda eriyip gidiyor. İçimde derinlerde kocaman bir yığın halinde birikiyorlar. Çok küçükken belki henüz birkaç aylıkken kelimeleri bana ikram edilen tatlı bir içeceğe benzetir ve limonata gibi içerdim. Sanki tatlarını alırdım. Karmakarışık düşüncelerime ve duygularıma anlam kazandırırlardı.
Sayfa 254Kitabı okudu
Reklam
Kelimeler kar taneleri gibi etrafımda uçuşuyor. Her biri narin ve eşsiz, yere düşmeden avucumda eriyip gidiyor. İçimde derinlerde kocaman bir yığın halinde birikiyorlar. Birbirine geçmiş düşüncelerden, cümle ve deyimlerden dağlar. Zekice ifadeler. Espriler. Aşk şarkıları. Çok küçükken belki henüz birkaç aylıkken kelimeleri bana ikram edilen tatlı bir içeceğe benzetir ve limonata gibi içerdim. Sanki tatlarını alırdım. Karmakarışık düşüncelerime ve duygularıma anlam kazandırırlardı.
Sayfa 254Kitabı okudu
Anne demek yuva demekmiş. Kışın sıcacık çorba, yazın buz gibi limonata demekmiş. Anneler, beslenme çantasındaki reçelli ekmek, mavi önlüğün üzerindeki beyaz yakalarmış. Böyle anlatmıştı ablam. Doğruydu. Bizim sınıftaki Kürşat'ın annesi yoktu, hiç önlüğünde yaka olmazdı o yüzden. Ve beslenmesini hep kantinden alırdı.
Limonunuz varsa limonata yapın = Kötü şeyleri iyi şeylere dönüştürün
Sayfa 175Kitabı okudu
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.