Tebessüm ve Gözyaşı
İlkbahar
Gel,sevgilim; gel de tepelerin arasında yürüyelim çünkü karlar eridi,yaşam uykusundan uyandı ve tepelerde,vadilerde geziniyor. İlkbaharın ayak izlerini takip edelim uzak diyarlara doğru, tepelerin doruklarına çıkalım serin ve yeşil bitkilerden feyiz almak için.
Kışın son gözyaşlarını içelim, yatıştıralım ruhlarımızı kuşların sesiyle, bizi mest eden esintinin sarhoşluğunda dolanalım.
Yaz
Çiçekleri yatağımız yapalım,gökyüzünü de battaniyemiz, yumuşak otların üstünde dinlendirelim başımızı beraberce.
Günün tüm meşakkatinden ardından dinlenelim ve dinleyelim derenin kışkırtıcı fısıltısını.
Sonbahar
Üzüm cenderesi için bağdan üzüm toplamaya gidelim, şarabı eski şişelerde tutalım,tıpkı ruhun asırların bilgisini sonsuz tanklarda sakladığı gibi.
Kış
Yaklaş bana ve izin verme kışın dokunuşunun aramıza girmesine müsaade etme. Şöminenin önünde yanıma otur çünkü ateş, kışın tek meyvesidir. Sonbaharın şarabını getir,içelim ve hatıraların şarkılarını söyleyelim baharın kaygısız ekimine,yazın dikkatli bakımına ve sonbaharın hasadına.
Yanımdasın,sonsuzluğum.Uykunun okyanusu ne kadar derin ve engin olacak ve nasıl da geride kaldı şafak vakti!
Halil Cibran.