Can ellerinden gelmişem, fâni mekânı neylerem
Ol mülke meylim salmışam, ben bu cihanı neylerem.
Dünyaya geldim gitmeye, ilm ile hilme yetmeye
Aşk ile ân seyretmeye, ben în ü ânı neylerem.
Devr-i zamandan doymuşam, kevn ü fesâdı koymuşam
Darü’l-emânı duymuşam, bu sicn-i cânı neylerem.
Hep itibarı atmışam, âşıklığa el katmışam
Ben nefsi dosta
1 Giçen nakd-i hayâtı fikr kıl ey dil hisâb eyle
Te'essüf âteşiyle rûz u șeb bağrın kebâb eyle
2 Sakın bir kimseyi âzürde itme levm ü ta'n ile
Hemân öz nefsini tathîre bak levm ü 'itâb eyle
3 Rızâ tahsîline sa'y itmeyűp kim dir ki nefsinçün
Nevâhî semtine meyl eyleyüp halin harâb eyle
4 Niçe bir gaflet ile cünbiş eylersin sefîhâne
Huzûr-ı ma'nevidür turdıgin bir kez hicâb eyle
5 Habib-i Kibriyânın dâmenin tut sen de ey Sıdkî
Hulûs ile o lübb-i lübbe bâri intisâb eyle
ÖN SÖZ
Vicdan, vericisi Allah olan; Kur'an'ın isimlendirmesi ile içimizdeki ruh, fuad, lübb, basiret, mizan, şehit/şahittir. Al- lahi, ahlakı ve ahireti bununla keşfederiz. Kur'an, Allah'ın insan aklını/vicdanını kullanarak yaptığı bir vicdan çalışmasıdır. Kur'an, Allah'ın insan vicdanını/aklını, insan (Arap) di-lini
Latincede kalp anlamına gelen, İngilizcede ise "çekirdek" ya da "en içteki" gibi anlamlara gelen "core" kelimesinin Arapçadaki karşılığı olan "lübb" aynı zamanda kalp, akıl ve bir şeyin özü anlamlarını da barındırır.
Aşktır nar-ü nur-ı tabende
Merd-i azdeyi eder bende
Aşk kafir eder müselmanı
Bahşeder sonra lübb-i imanı
Aşk gönülden gözden pinhandır
Daima can içinde ol candır
...dünya kâfire cennet (yani âhirete nisbeten), mü'mine cehennemdir (yani saadet-i ebediyesine nisbeten). Yoksa dünyada dahi mü'min yüz derece ziyade mes'uddur, denilmiştir.
Ve keza iman, insanı ebediyete, Cennet'e lâyık bir cevhere kalbeder. Küfür ise ruhu, kalbi söndürür, zulmetler içinde bırakır. Çünki iman, kabuğunun içerisindeki lübbü gösterir. Küfür ise, lüb ile kabuğu tefrik etmez. Kabuğu aynen lübb bilir ve insanı cevherlik derecesinden kömür derecesine indirir.