Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
En sevdiğim renk hep kırmızıydı, babam sağ olsun döve döve siyah rengi öğretti bana.
112 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
2 saatte okudu
Öyle ağladım öyle bir yüreğim burkuldu ki nasıl anlatılır bilmiyorum. Efsunumun var olma mücadelesi, Melahat ablanın lubunyaları evladı bilmesi, İri'nin sevdası ve dahası... Hepsi yüreğimde kor oldu cayır cayır yandı. Gerçeklikle yoğrulmuş acının kan olup damarınızda akmasına vesile olan bir eser. Okuyalım okutalım ve gökkuşağına bir selam da biz çakalım
Mama Lubunya
Mama LubunyaAlev Biçer · Kanguru Yayınları · 20183 okunma
Reklam
Feminizm
Feminizm ve LGBT+ bir yönüyle sendikal hareketlere benzerlik gösterirken öbür taraftan doğma ve Türkiye'de revizyonistleşmiştir. Hiç şüphe götürmeksisin kadın ve lubunya bireyler ezilmiştir ama bundan çıkarılacak sonuç pozitif ayrımcılık ile teraziye daha fazla yük kolayım dengelensin mantığı saçma ve ütopiktir ve Türkiye yerelindeki deneyim
Dişi ve eril arasındaki biyolojik ve fiziksel farklılıklar, toplumsal pratikler tarafından toplumsal gerçekler haline dönüştürülene kadar toplumsal olarak bir anlam taşımazlar.
120 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
Fakülteden hocam Yalçın Tosun’un “Mesafenin Şiddeti” kitabı. Sevgili hocam bazı öyküleri ne zaman yazmış bilmiyorum ama bazı öyküler için yıllar sonra tekrar hocanın zihnine başvurmak gerek. Tıpkı Yavuz Turgul’a tekrar başvurmak gibi. Bir gün Yavuz Turgul ile karşılarsam, hayalim hep şimdinin bakış açısıyla “Ağa”, “Muhsin Kanadıkırık” ve “Haşmet Asilkan” karakterlerinin hayat hikayelerinin nasıl devam ettiğini sormak olurdu. Misal Ağa, tepsiden sattığı çiğ köfte ile 2022 yılında franchise veren bir çiğ köfte kralı olmuş muydu ? Peki Muhsin Kanadıkırık, Sevda hanım ile Kız Kulesi’ni gören Üsküdar’da bir evin balkonunda çiçek sulayıp, toplumun değişiminden mi dert yanıyordu ? Haşmet Asilkan ise acaba artık Yeşilçam Huzurevi’ne mi yerleşmişti ? Bu soruların cevabı için Yavuz Turgul ile karşılaşıp yıllar sonra onun zihnini kurcalamak lazım. Yalçın hocanın da bu kitabında yer alan “Rüya Fotoğrafçısı”, “Kamış, Su ve Bazı Bilinmezler” ve “Gün Işırken İkisi” öyküleri için de yıllar sonra zihnine başvurmak lazım. Özellikle “Gün Işırken İkisi” öyküsü muazzam. Hoca sanki bir miksere Beyoğlu’nun Arka Yakası filmini, 80’lerde Lubunya Olmak kitabını, Güneşi Gördüm filmini, Gece Melek ve Bizim Çocuklar filmini kısacası tüm Tarlabaşı’nı koyup karıştırmış ve ortaya bu karakterleri ve öyküyü çıkarmış. Bir gün hocama denk gelirsem “Sevda Abla” nerede, ne oldu diye sormak isterim.
Mesafenin Şiddeti
Mesafenin ŞiddetiYalçın Tosun · Yapı Kredi Yayınları · 2020363 okunma
Biz kendi aramızdaki pisliği temizleyemeden insanlardan bir şey bekleyemeyiz. İçimizde öyle çirkin taraflar var ki; hasetlik, fesatlık, kuyusunu kazma, aşağı çekme...
Sayfa 105Kitabı okudu
Reklam
Şimdi nasıl dejenereyse insan, o zaman da aynı dejenerelik vardı. İnsanoğlu hep dejeneredir. Dincisi de papazı da hocası da akademisyeni de... Yani ne olursa olsun... "Sen okudun adam oldun." Ama okumakla adam olunmaz. Önce insan olması çok önemli. Adam nasıl olsa olur...
292 syf.
·
Puan vermedi
·
26 saatte okudu
Lubunya (kadınsı tavırlı erkek eşcinsel) ve laçovari (gay argosunda erkeksi) kompozisyonunu 80'ler Türkiye'sinin sesinde dile getiren kitap. Trajik bir konu. Korkular, kimlik değişimi ve temelin nasıl başladığını sistematik ve doğa üzerinden somutlaştırarak anlatan, benim yetişkin kitabı olarak nitelendirdiğim bir anlatı. Kitabın ikinci bölümünde gidişatı az çok tahmin ediyorsunuz göz kırpıyor size ama yine de sonu bir nebze vurucu olmuş.
Mazarin Mavisi
Mazarin MavisiCem Kalender · Doğan Kitap Yayınları · 202093 okunma
Hiç soramadım babama neden gittiğini. Rakıyı mı bana yakıştıramadı, beni mi rakıya soramadım.
92 öğeden 71 ile 80 arasındakiler gösteriliyor.