…ki kendi yaşamını anlatıya dönüştürmek, tıpkı yıllar sonra benim için de geçerli olacağı üzere, varlığının ağırlığına dayanabilmekte bulduğu en iyi yöntemdi.
Başka bir yaşama layık olduğundan ve bu yaşamın soyut olarak başka bir yerde, sanal bir dünyada var olduğundan emindi, hemen şuracıkta bir yerdeydi ve yaşamının gerçek dünyada bu yaşama denk gelmesi kazara gerçekleşmişti, o kadar.
Edouard Louis yine elini okuyucunun kalbine değdirmiş. Yazdıklarıyla, kendi hayatına benzesin ya da benzemesin, herkesin ama herkesin ruhunu bedeninden ayırıp geçmişine ziyaret ettiriyor. Tozlu sandıkları açtırıyor. Bambaşka bir anlatım dili bambaşka bir yazar.
Neden varlığından bile habersiz olduğunuz, bir kez rastladığınız ve bir daha görmeyeceğiniz insanlar perdenin arkasında kalarak hayatınızda önemli bir rol oynarlar ?