Düşünceye önem vermeyen sıradan insanlar sadece bakmayı tercih ederler
Başkalarına göre,düşüncelerimle burnum arasında öyle çok bağıntı var ki,eğer düşüncelerim, tutalım çok ciddi burnumsa biçim olarak çok gülünçse gülmeye koyulurlar.
Ruhum dünyalarla ya da çakıl taşlarıyla dolu; ikisi de aynı kapıya çıkar.
Reklam
Ama eğer ağaçlar konuşsalardı, Tanrım, konuşabilselerdi, kim bilir ne söylerlerdi, bize gölge etsinler diye kentin orta yerine diktiğimiz şu zavallıcıklar! Kendilerini böyle dükkân vitrinlerinde yansıtılmış görünce
Sayfa 59
Dağ sen, insandan çok daha büyüksün; sen de kayın, sen de ceviz, sen de köknar; insanoğlu küçük bir hayvandır, doğru ama içinde sizde olmayan bir şey var
Sayfa 51
Siz de ben de aynı dili, aynı sözcükleri kullandık. Ama eğer sözcükler kendi başlarına buyruksalar, benim, sizin ne suçumuz var? Siz o sözcükleri bana söylerken kendi anlamınızla dolduruyorsunuz; ben de kavrayamıyorum onları, kaçınılmaz olarak, kendi anlamımla dolduruyorum. Birbirimizi anladığımızı sandık; oysa gerçekte birbirimizi anlamadık.
Sayfa 50
nitekim sürekli aslında var olmayan ve hayata anlam ve değer kattığına inandığımız için bizzat kendi kendimize icat ettiğimiz bir şeyler için yaşıyoruz.
Sayfa 55
Reklam
fakat kelimelerin içleri boş, anlamları kayıpsa, bunda sizin ve benim ne suçumuz olabilir ki?
Sayfa 47
Yaşadığımı halen göremiyorum, kendimi bir yabancı gibi hissediyorum, yani başkalarının kendi kafalarına göre gördükleri ve bildikleri ama benim göremediğim birisi.
Sayfa 34
Başkalarının kusurlarını kolayca tespit edebilirken, kendimiz hakkında saptamalarda bulunmaktan ne kadar da uzağız, bu bir gerçek.
Sayfa 12
Ama sizin kendiniz için, kendi içinizde, benim dışarıdan gördüğüm gibi olmadığınızı biliyorum.
Sayfa 47
Reklam
başkalarının gözünde kendi gözünüzde olduğunuz kimse olmadığınızın belli belirsiz ayrımına varsanız, ne yaparsınız? Hiçbir şey yapmazsınız ya da çok az şey yaparsınız. Kendinizden çok emin, başkalarının sizi yanlış anladıklarını, yanlış yargıladıklarını gittikçe daha çok öne sürersiniz; hepsi bu. Sizi etkilerse, belki de o yargıyı düzeltmeye çalışırsınız, açıklığa kavuşturmalar, açıklamalar öne sürerek; etkilemezse, umursamazsınız; omuzlarınızı silkerek: "A, en sonunda, benim vicdanım temiz, bu da bana yeter," diye bağırırsınız.
Sayfa 38
Ben, başkaları için, o zamana dek kendi gözümde olduğumu sandığım kişi değildim; Yaşadığımı göremiyordum; Yaşadığımı göremediğim için, kendi kendime yabancı kalıyordum, yani başkalarının her birinin kendince görüp tanıyabildiği, benimse tanıyamadığım biri; Bu yabancıyı görüp tanıyabilmek için karşıma koymam olanaksızdı; ben kendimi görebiliyordum, onu göremiyordum; Bedenim, dışarıdan baktığımda, benim için düşsel bir görüntü gibiydi; yaşamayı bilmeyen, biri onu alsın diye orada bekleyen bir şey.
Sayfa 33
Yaşamıyordu, biliyordu
Hiçbir şeyi tanımıyordu, kendini de tanımıyordu; yaşamış olmak için yaşıyordu, yaşamayı bilmiyordu; yüreği çarpıyordu, bunu bilmiyordu; soluk alıyordu, bunu bilmiyordu; göz kapaklarını kıpırdatıyordu, ama bunun ayrımında değildi.
Sayfa 29
“ Görülebilirdim, ama kendimi göremezdim. Aynadaki ben kendimi göremiyordum, ama görülüyordum. “
Sayfa 27
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.