André Gide: Bu anı geçmişteki diğer anlarla karşılaştırmaktan kaçınmaktır.
Albert Camus: Uzun soluklu bir sabırdır.
Aristo: Erdemli bir yaşamdır.
Ayn Rand: Kendine değer vermeyi öğrenmektir.
Aynı zaman diliminde yaşamış Apollonius ve İsa karşılaştırıldıklarında akıllar çok daha fazla karışıyordu. Hıristiyan Kilisesi’nin kabullerine göre İsa, İmparator Augustus döneminde yaşamıştı. Augustus’un iktidar yıllarında Roma İmparatorluğu edebi akımlarda altın çağını yaşadı. Augustus döneminde ortaya çıkan ve sayısız eserlere imza atan çok sayıda düşünür, şair, hatip, eleştirmen ve gezginlerden hiçbiri tek bir defa olsun İsa’dan bahsetmemişlerdi. Hz. İsa tarihi bir kişilik olarak M.S. I. ve II. yüzyılların tarihçilerinin eserlerinin hiçbirinde yer almadığı gibi, İsa’nın kendisi de geriye yazılı bir eser bırakmamıştı.
Öte yandan Apollonius, sonradan Roma İmparatoru Hadrianus tarafından koruma altına alınmış çok sayıda felsefi eserin müellifiydi. Apollonius, İmparator Augustus döneminin en üstün siması, en yüce bilgesiydi. Kralların, imparatorların kendisi ile dostluk ve arkadaşlık etmek için birbirleri ile yarıştıkları, adına mabetler inşa edilmiş büyük bir mürşit idi. İmparator Vespasianus’nın danışmanıydı. İmparator ve düşünür Marcus Aurelius, felsefi gelişimini Apollonius’a borçlu olduğunu ifade etmişti.