Seni etiketliyorum...
Bazı atlar çatlayacak kadar çok koşup ağızları dumanlar ve köpükler içinde kalınca, ölmemek için kendi dişleriyle boyunlarındaki damarlardan birini ısırıp kanatır ve kanları aktıkça ancak rahatlarlarmış. Ben de uzun zamandır çatlayacak kadar çok koşuyorum. Kendi boynuma uzanamayınca maalesef böyle seni dişliyorum. îki gözüm önüme aksın ki, bunu sadece hayatta kalabilmek için yapıyorum
İletişimKitabı okuyor
Çünkü maalesef zihnim biraz yorgun, kısa süre içinde bitkin düşüyor; nemli, belki de mide bulandırıcı halde zindana düşüyorum.
Reklam
Maalesef öyle Martin...
"Hayat böyle," dedi Martin, "her zaman güzel olmuyor."
Sayfa 143 - Türkiye iş bankası kültür yayınlarıKitabı okuyor
"Tanrım, beni hatırla ve bana güç ver [...] Ruhum da Filistinlilerle birlikte ölsün!" (Yargıçlar Kitabı 16, 23-31) Bu olayın sahnelendiği yer, bugün radikal İslam adına intihar eylemleri gerçekleşti­ren grupların yaşadığı bölgeyle aynıdır. Tek farkla; o zamanlar Samson Filistinlilere karşı bir ulusal bağımsızlık savaşı içindeydi, şimdi ise Filistinliler ulusal bağımsızlıkları için İsrail'e karşı savaşıyorlar. * * * intihar eylemlerinin islama has bir şey olduğu iddiası, maalesef Batı köktendinciliği­nin uydurduğu bir efsanedir. Bugün, "uluslararası kamuoyunun" duyarsızlığıyla on yıllardır bir traje­di yaşayan Filistinliler kadar çaresiz bırakılmış bir halk yoktur.
İnsan muhtaç olunca hep günah keçisi oluyor maalesef.
Sayfa 72 - Kitapyurdu Doğrudan Yayıncılık
Maalesef...
"Uygarlıktan hiç nasibini almamış ve bunu gizleyecek kadar terbiyesi olmayan, hatta bundan dolayı hicap duymayanlar da bulunuyormuş demek..."
Reklam
İşin üzücü yanı, herkes gerçeği duyabilecek kadar gerçekçi olmuyor maalesef. İnsanla insan arasında bir köprü olabilirdi bu oysa, isteyerek yapıldığı, bir armağan gibi verilip bir armağan gibi karşılandığında elbette. Armağan olmaktan çıktığında her şeyin değerini yitirmesi çok garip değil mi, gerçeğin bile?
Irkçılıktan bahseden politikacılara gülüyorum (hele bir tanesi, hatırlarsınız, antropoloji bilimini ırkçılık sanmıştı!). Bu durum çağımızın en büyük hastalığıdır ve maalesef popüler demokrasinin bir ürünüdür. Bu hastalıktan kurtuluşun yolunu ise ne yazık ki göremiyorum, zira cahil, demokratik yöntemlerle kendisinden daha cahil olanları sürekli iktidara taşımaktadır.
Beşeri coğrafyasız tarihin hiçbir anlamı olmaz. Bu şuna benzer: Fasulyenin, bamyanın, patlıcanın ve meyvelerin tadını bilmiyorsun ama kivi ile patlıcanı aynı yerde mütalaa etmeye çalışıyorsun. Maalesef bugün dünyada tarihçilik bu zeminde ...
maalesef öyle ..
«Yarının gerçek edebiyatı bugünün mahpusanelerinden çıkacak, göreceksin,»
Sayfa 14 - Can Yayınları 2. Baskı 1986Kitabı okudu
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.