SOLA AÇIK YA... Sola açık halk iktidarı komünizmin başlangıcıdır. Bir ülkeye komünizmi sokmak için, o ülkenin özel teşebbüsünü, hür teşebbüsünü yıkmak gerekir. Bu da ancak 'Sola açık halk iktidarı' dediği sayın Ecevit'in 'Sola açık halk iktidarı' ile yıkılabilir veya 'Demokratik sol' fikirde kurulacak bir iktidarla yıkılabilir. Nasıl yıkar? Ben
Sayfa 57 - 58 - 59
8. Hikaye Tamamlama Etkinliği
Hikayemiz bu ileti altından yürütülecektir. Katılımcı sırası ve yorumlar için: #11646309
NigRa
NigRa
Saat gece yarısını çoktan geçmiş "yarım" diye belirtilen 12.30'u göstermekteydi. Akreple yelkovan iki ayrı uçtaydı, kavuşamayan iki aşık gibi diye düşündü. Sonra aklı yine yarım kavramına kaydı. 24'ün yarısı 12
Reklam
384 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 25 hours
Birazcık spoiler içerir. Aranızda bana Winter'ı bulacak olan kimse var mı? Yok yanlış oldu bu soru, adamın nerede yaşadığı belli. Beni St. Giles Yetimhanesi'ne götürecek olan kimse var mı acaba? Bu nasıl bir kitaptır sayın okuyucular? Elizabeth yine coşmuş. Resmen aşk yaşadım kitapla! Winter, Isabel siz ne tatlıydınız öyle! Resmen mıncırasım
Kalbin Gölgesi
Kalbin GölgesiElizabeth Hoyt · Pegasus Yayınları · 2016190 okunma
205 syf.
1/10 puan verdi
·
Read in 3 days
Yazarımız ortaokul ve liseyi Robert Kolejinde okumuş. Sonrasında lisans eğitimi için basmış Amerika’ya gitmiş orada da İşletme falan okumuş… Anlayacağınız ailesi, yazarımızın eğitimi için baya bir para saçmış. Haliyle biz fakirler bilmeyiz ama muhtemelen para çok olunca bizim oğlanı birde meslek sahibi falan yapalım demişler. Üstelik oğlanın yazım
Kayıp Gül
Kayıp GülSerdar Özkan · Timaş Yayınları · 201213.2k okunma
Mutlu son?
Yekta okuluna gitti. Okul fazla kalabalıktı son günleri olmasına rağmen. Bu durum Gölge'yi bulmasını zorlaştıracaktı ama olsun, onu bulacaktı; bulmalıydı. Arkadaş grubunu bulsa yeterdi, herkes Gölge'nin etrafında pervaneydi çünkü. Kantine gitti, etrafı taradı bulamadı. Basket soyunma odasına girdi, gördüğü birkaç kişiye sordu ama görmemişlerdi.
Çok güçlü bir büyücü, bütün bir ülkeyi yok etmek ister, o ülke halkından herkesin su çektiği bir kuyuya sihirli bir madde atar. Kuyunun suyunu kim içerse delirecektir. Ertesi sabah, herkes kuyudan su çekip içer, hepsi de delirir. Yalnızca kraliyet ailesi, kendilerine ait özel bir kuyudan su çektiklerinden sihirbaz da o kuyuyu zehirlemeyi beceremediğinden delirmezler. Tabi kral çok kaygılanır, halkının sağlığını ve güvenliğini sağlamak için bir dizi emir verir. Ancak polisler ve müffettişler de halkın içtiği sudan içmiş olduklarından kralın emirlerini saçma bulurlar ve emirleri uygulamazlar. Ülkede yaşayanlar kralın emirlerini duyduklarında, onun delirdiğini düşünürler. Hep birlikte sarayının önünde toplanıp tacını ve tahtını bırakması için gösteriler yaparlar. Umutsuzluk içinde kral tahtan inmeye hazırlanırken kraliçe ona engel olarak der ki "Gel, bizde o kuyudan su içelim, o zaman bizde onlar gibi oluruz." Ve öyle yaparlar, kral ile kraliçe de cinnet suyunu içip anında saçma sapan konuşmaya başlarlar. Bu durumda halk taşkınlığından dolayı pişman olur, Öyle ya madem kral böyle bilgece konuşuyor. Onu tahtan indirmeye gerek yok. Ülkede barış ve huzur yeniden hakim sürer, bu halde komşularından epeyce farklı bir hayat tarzı benimsenmiştir. Ama kral ölene kadar ülkesini yönetebilmiştir.
Reklam
201 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.