Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Akif'in kaleminden...
Şu Boğaz harbi nedir? Var mı ki dünyada eşi? En kesif orduların yükleniyor dördü beşi. Tepeden yol bularak geçmek için Marmara'ya. Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya. Ne hayâsızca tehaşşüd ki ufuklar kapalı! Nerde-gösterdiği vahşetle 'bu: bir Avrupalı' Dedirir-Yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi, Varsa gelmiş, açılıp
Kaldım, yaşarım cigânda tenhâ: A’maâ gibi bir hayâle kâil.
Reklam
Eyvâh, ne zehr imiş hayâtım!.. Bunca acıya gelir mi tâkat?..
Aksa
Şu geçen başını kaldırıp vicdanıyla baksa Öz yurdunda garip yaşıyor mabed-i aksa Ateş geliyor gökyüzünden, yok mu bir çaresi Bakışlarla, ne kardeşi kaldı ne hanesi Hastane duvarlarında yatıyor çoğu cansız Ve yaşlı bir amca, kucağında yaralı kız Söylesene amca, kabus mu bu gördüklerim Enkazın altında can çekişti sevdiklerim Söyleyemedi amca, bu
Nesim
Hayat diye başlarken, yaşamadan ruhumu yitirmiştim, Bir gece bir dolunay kanlanmıştı sanki orada kanımı adak etmişlerdi, Yaradan yaratmıştı ruhumuzu aynı nurdan kalplerimizi, aynı topraktan mayalandırmıştı, Aynı kader yıldızımızın, parlaklığı gibi, aynı sonbaharda ektiğimiz, badem ağaçlarını, beklerdik iki habersiz anadolu insanın gözlerinde ki o şükürlü bekleyişle, ilkbaharı, Sanki tüm günahlarımız bir anda silinmiş gibi cenneti bekleyen o makber gibiyiz, bulduğumuz da birbirimizi. Tıpkı bir yaz akşamında ki o salıncak sırasında birbirmizden habersiz beklediğimiz, çocuklar gibi Bekledik birbirimizi Göz ırak dilden ırak, bir peygamber gibi hirada bir mağrada yazdılar seni kalbime Bir oruçluk vaktiydi, İnciler dizsem gerdanına güneşi verseler elime yine sen diye haykırdım mahşer meydanında tüm fanilere Yine seni arardım ölümsüz ruhumla ölümlü dünya da sonsuzluk kavisleri arasında cennet diyarında serinlerdim gözlerinde, avuçlarına işlenmiş cennetin kokusu gözlerine maviliği yeşili vermişti ilahi
Makber'den - Abdülhak Hamid [Seslendiren:İsmet ÖZEL]
youtu.be/0ILsRXMfzXQ?si=... Âlem, diyoruz, hayâldir hep, Gördüklerimiz zılâldir hep; Ta’bîr-i diğerle.hepsi hiçlik, Hiçlik ise hepsidir kezâlik. Bir hîç ki Hakka dâidir hep, Pür kudret-i Zü’l-celâl’dir hep. Her hâlde mevttir hakîkat, Ahvâl-i beşer o hâldir hep. * Nerden geliyor gumüm?… Bilmem!. Nerden kılıyor
Reklam
Bir gün uzak olsa sohbetinden, Ömrüm geçemezdi hasretinden
Kederimin artması için sevinmek isterim. Bunu kimselere anlatamam. Bu hissin lisanı anlaşılmaktan uzaktır. Sükût edelim... (Makber)
Sayfa 313
Ya o da bişey mi :D
'' Ben Makber'i çocuk yaşımda Müzeyyen Senar'dan dinleyip çok sevmiştim. Çünkü bizim evde okumuştu. ''
Makber
Baki o enisi dilden eyvah Beyrutta bir mezar kaldı...
Reklam
Masa da masaymış ha
"Elhan-ı Şita" şairi Cenap Şahabeddin, "Daüssıla" şairi Süleyman Nazif,Makber şairi Abdülhak Hamit Tarhan, Sergüzeşt yazarı Sami Paşazade Sezai ve Mehmed Akif,mükellef bir sofrada bir araya gelmişlerdi.
Sayfa 10 - KapıKitabı okuyor
İtiraf gazeli
Aşkın lâlezarıyım; toprağım susuzdur ey Leyla mahkûm ve ketum; hicran uykusuzdur ey Ruhumun aynaları hasretinle sevişir Merhamet âsumanım neden bulutsuzdur ey Rengarenk bir baharla tutuştu ufuklarım Hüznümle, isyanımla makber umutsuzdur ey Masiva mihverinde bunalan bir gölgeyim Lekeli iklimlerde kalbim kanatsızdır ey Kin ağacı zehrimar damlatıyor ömrüme Derbederdir ümranım; sergüzeşt tatsızdır ey
Mehmet Akif ERSOY 'Çanakkale Şehitlerine'
Şu Boğaz Harbi nedir? Var mı ki dünyâda eşi? En kesîf orduların yükleniyor dördü beşi, -Tepeden yol bularak geçmek için Marmara’ya- Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya. Ne hayâsızca tehaşşüd ki ufuklar kapalı! Nerde -gösterdiği vahşetle “Bu: Bir Avrupalı!” Dedirir- yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi, Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yâhud
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.