Bugün, sokakta ayrı ayrı, birbiriyle kavga etmiş iki arkadaşıma rastladım. İkisi de kavgayı anlattı. İkisi de doğruyu söyledi. İkisi de gerekçelerini gösterdi. İkisi de haklıydı, sonuna kadar haklıydı. Başka şeyler ya da olayların farklı yüzlerini görmüş olduklarından değil. Hayır: Her ikisi de olayları harfiyen nasıl olduysa öyle görüyor, aynı kıstasla değerlendiriyordu; ama her biri farklı bir şey görüyordu, dolayısıyla, haklıydı.
Gerçeğin varlığındaki bu ikilik karşısında şaşırıp kaldım.
İstisnalar kaideyi asla bozmaz.
Kaideyi bozup ta geldim.
İnsan ömrü bir mum yakıp onu izlemek gibidir. yavaş yavaş biter. Yavaş yavaş söner. Mum ışığının en kuvvetli anı ilk yakıldığı zamandır. Sonrasında ise yavaştan sönmeye başlar. İşte insanoğlunun ömrü de tıpkı bu kadardır.
Ne bir eksik...
Ne bir fazla...