Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mehmet Peker

Mehmet Peker
@makroo63
Yazılacak Çok Şey Var Buraya Sığmaz Oturup Anlatmak Lazım.
Fark ettim ki birileri üzülmesin diye yaptığım her hareket öyle ya da böyle beni üzmüş. Ağlatmış bazen, bazen uykularımı kaçırmış. Ağzımı açıp tek kelime etmemişim. ‘Olsun, geçer gider’ demişim ama hep bir yumruk kalmış boğazımda. Hep biraz eksiklik, biraz kırgınlık kalmış.
Reklam
Sırf birisini kaybetmek istemediğin için anlayışlı ve affedici olmaya çalıştıkça, karşındakine de hak vermeye, düzeltir sanarak konuyu kapatmaya çalıştıkça, kimse seni kaybetmekten ve incitmekten korkmamaya başlıyormuş. Hayattan aldığım ders bu. Belki de en büyüğü
Dört Askerimiz Şehit Oldu. Yüce Türk Milleti'nin Başı Sağ Olsun. Allah Sabırlar Versin; Misli ile İntikam Nasip Etsin. 🇹🇷

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Leonardo da Vinci; ‘Son Aksam Yemeği’ isimli resmini yapmayı düşündüğünde büyük bir güçlükle karşılaştı… İyi’yi İsa’nın bedeninde, Kötü’yü de İsa’nın arkadaşı olan ve son akşam yemeğinde ona ihanet etmeye karar veren Yahuda’nın bedeninde tasvir etmek zorundaydı… Resmi yarım bırakarak bu iki kişiye model olarak kullanabileceği birilerini aramaya
içinde bir yerde yangınlar, uçurumlar, depremler, çığlar ve Çığlıklar barındıranlara . Savaşın ortasında cephanesi tükenmişlere. Birilerinin görmezden geldiği şeyler için ciğer çürütenlere iyi geceler.
Reklam
lV. Murat ve falcı arasında yaşanan olay IV. Murad çok sık yaptığı gibi yine tebdili kıyafet ile şehirde dolaşmaya çıkar ve bir sandala biner. Müşterisinin hünkar olduğunu bilmeyen sandalcı, bir süre sonra sandalın yanında ipin ucuna bağlı testiyi çeker ve içmeye başlar. Sonrada müşterisine ikram eder. Padişah ne var o testinin içinde diye
islâm’ı iyice araştıran bir papaz, tebbet sûresi sebebiyle müslüman olur. müslüman olan eski papaz şöyle demiştir: “bu sûre’de muhteşem bir incelik ve mucize gördüm” hangi sure olduğunu soranlara şöyle açıklar: “tebbet sûresi yaşayan bir insan hakkında nazîl oldu. yani ebû lehep hakkında nazîl oldu. ebû lehep bu sûre indikten sonra tam 8 sene daha
Çin’in Guangzhou kentinde bir banka soygunu.... Soygunculardan biri bankadakilere bağırır: “Kımıldamayın. Para devletindir, ama hayatınız sizindir.” Herkes sessizce yatar… Bunun adı“Zihin Değiştirme Kavramı”dır. Alışılmış düşünce tarzını değiştirmek… Bu arada müşterilerden bir kadın bir masanın üzerine yatmıştır. Ama bacaklar ortada... Soyguncu
Kahlo ne yaptığınızın, ne söylediğinizden daha önemli olduğunu şöyle anlatır; Davranışa yansımayan hiçbir şeye en ufak inancım kalmadı artık. Bana dünyanın en güzel cümleleri de kurulsa ben karşımda ne gördüğüme bakıyorum. Hiç yanıltmadı.
1969 yılında içkiyi ve kadınları bırakmaya karar verdim, bu hayatımın en kötü 20 dakikasıydı.
Reklam
Çeşitli aforizmalara maruz bıraktığımız benliklerimizle son bulacak hayatımız. Belli iradeye kitlenmeyin. Her halükarda keşke diyeceğimiz bir sonumuz olacak. Ah nankör insanoğlu ah.
Freud, yaptığı keşifleri, çok okuma yapmamasına borçlu olduğunu belirtmiştir. Schopenhauer de şunları yazar: " Çok fazla-yani neredeyse bütün gün okuyan ve arada düşünmeksizin, eğlence yahut meşgale ile kendisini eğlendiren kimse, yavaş yavaş kendi kendine düşünme yeteneğini kaybeder, tıpkı at üstünden inmeyen bir adamın sonunda yürümeyi unutması gibi. Birçok eğitimli insanın durumu bundan farklı değildir: Okumak onları ahmaklaştırır. Çünkü her boş vakitte okumak ve sürekli olarak sadece okumak zihni, mütemadiyen elle çalışmaktan daha fazla felç edici bir etkiye sahiptir, zira bu ikinci durumda uğraş kişiye kendi düşüncelerini takip edebilme imkanı sunar. Nasıl ki yabancı bir cismin ağırlığı üzerinden hiç eksik olmayan bir çelik yay sonunda esnekliğini kaybeder; başka bir kimsenin düşünceleri sürekli olarak üzerinde bir baskı yahut tazyik unsuru olarak varlığını koruyan bir zihin de körelir, keskinliğini kaybeder. Sürekli yiyerek bir kimse midesini bozar ve böylelikle bütün bedenine zarar verirse, zihin de düşünce malzemesiyle lüzumundan fazla beslenerek boğulabilir. " Yani Schopenhauer'e göre ellerinin adeta otomatik olarak çalıştığı bir işle uğraşan ve bu sayede vaktin çoğunu kendi düşünceleri ile baş başa geçiren kişi, sabahtan akşama kadar okuma yapan kişiye göre, daha iyi düşünebilir, daha özgün fikirlere sahip olabilir. Hatta Einstein şöyle demiştir: " Neden en iyi fikirlerimi hep tıraş olurken buluyorum?"
Küçük bir çocuğun yokuş aşağı koşması gibi seni düşünmek... Biraz heyecan, biraz da düşecekmiş korkusu.
#behzatç
“Unutmak kelimesi undan çıkmış. Bildiğimiz un yani, hamur işi, öyleymiş. Unutmak için un ufak etmek gerekiyomuş. Birini bütün olarak unutamazmışsın zaten, öyle pat diye unutamazmışsın. Öyle yavaş yavaş gidermiş, yavaş yavaş unuturmuşsun. Gözleri, kaşı, burnu ile kulağı, sesini yavaş yavaş. Unuttuğun zaman da o kişi olmazmış. hatırlamazmış. Sonra unuttuğunu unuturmuş. Ben unutmak istiyom la. Her gün ne zaman unutcam diye soruyom kendime, her sorduğum zaman da her şeyi yeniden hatırlıyorum ben, daha net. Unutamıyom ben.” Behzat Ç.
Murat Göğebakan
MURAT GÖĞEBAKAN Sene 2009, aşık olarak evlenmiştir çok mutlu bir evliliği vardır. Şöhretinin zirvesindedir. Gribe yakalanmış ve hiç geçmemektedir. Konserleri ve çok yoğun bir programı vardır. Karısının ısrarı ile grip ilacı almak için doktora gider. Vücudundaki morlukları gören doktor lösemiden şüphelenir. Hastaneye yatırmak isteyince ; _Benim söz verdiğim konserlerim var ilacımı verin gideyim der. Doktor hiç bir yere gidemezsin, bütün programını iptal et diyerek hastaneye yatırır. Lösemi olduğu anlaşılır. Aylarca hastaneden çıkamaz. Hastalık yeni başlarken teşhis edilmiştir. Morali çok yüksektir. Allah inancı ve eşinin sevgisi en büyük dayanağıdır. Hastane kapısına : « Benim büyük bir Rabbim, küçük bir derdim var » yazan bir kağıt astırır. Her gün bu kağıda bakar. Aylarca kaldığı hastaneden kanseri yenerek çıkar. Hastalığı sebebi ile çalışamaması, yaptığı masraflar yüzünden bir hayli borçlanmıştır. Müziğe geri döner ve borçlarını ödemeye başlar. Fakat acı bir sürpriz onu bekliyordur. Çok sevdiği eşinin kendini aldattığını öğrenir. Karısından boşanır. Bu ihaneti bir türlü kabullenemez ve içine kapanır. Hastalığı tekrar nükseder. Bu sefer tedavi işe yaramaz. Dönem dönem 2014 yılına kadar tedavisi devam eder . Beş yıl süren mücadelenin ardından 46 yaşında kansere yenik düşerek hayatını kaybeder.
942 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.