Anadolu VI. yüzyıldan, Türklerin geldiği Xl. yüzyıla kadar tam 500 yıl boyunca muhtelif ordular tarafından çiğnenmiş, Sasani­ Bizans, Emevi-Bizans, Abbasi-Bizans mücadeleleri sebebi ile adeta harabeye dönmüştür. Hitit başkenti Hattuşaş'ın, bugün Alişar Hö­yügü dedigirdiz Ankuva 'nın Gurgum 'un, Frig başkenti Gordion 'un, Lidya başkenti Sart'ın, hatta Truva ve Bergama'nın tahribi işte bu dönemdedir. Malazgirt savaşından yüzyıllarca önce Bizans ve İran Orduları 'nın rekabet sahası olması sebebi ile büyük nüfus kaybına ugrayan Anadolu, sürekli katliamlara da maruz kalmıştır.
Malazgirt'te Uygulanan Savaş Taktiği
Malazgirt savaşından önce, Bizans İmparatoru, ordusunu "merkez, sağ kol, sol kol ve ihtiyat kuvvetleri" şeklinde klasik bir tarzda tertiplerken, Sultan Alp Arslan ise Türk savaş sistemine uygun olarak ordusunu dört kısma ayırmıştır. Bunlardan ikisini, savaş meydanının yanlarındaki tepelerin arkasına pusuya yatırmıştır. Bir grubu da Bizans ordusunu arkadan çevirmek üzere ileriye göndermiştir. Kendisi de dördüncü kuvvetin başına geçmiştir. Başında bulunduğu kuvveti de küçük birlikler hâlinde bölmüştür. Genellikle 70, 100 ve 200 civarında müstakil gruplardan oluşan bu Selçuklu birlikleri Alp Arslan'ın emri ile ileri atılarak yıldırım hızıyla Bizans ordusunun üzerine oklarına boşalttıktan sonra, hemen hemen hiç kayıp vermeden aynı süratle geri çekilmişlerdir. Görevini tamamlayan birlikler geri çekilirken de aynı ustalıkla ve isabetle oklarını düşman safları üzerine atmaya devam etmişlerdir. Geri çekilen birliklerin yerini de durmadan yeni birlikler almıştır. Böylece Bizans ordusuna kısa sürede büyük kayıplar verdirilmek suretiyle zafere giden yol açılmıştır... Alp Arslan'ın başında bulunduğu küçük birlikler, bir taraftan uzaktan savaşla Bizans ordusunu yıpratırken, diğer taraftan da yavaş yavaş geri çekilerek bu orduyu pusunun kurulduğu yere çekmişlerdir. Bizans ordusu pusunun kurulduğu yere gelince de Sultan Alp Arslan'ın daha önce tepelerin arkasına yerleştirdiği ve ileri gönderdiği kuvvetler tarafından dört taraftan bir anda kuşatılıvermiştir.
Sayfa 169 - Berikan YayıneviKitabı okudu
Reklam
464 syf.
·
Not rated
Akademik bir dille ele alınmış olan bu eser normalde kitap okuyanların sıkılacağı bir anlatıma sahip ancak tarihe ilgisi olan okurların fazlasıyla heves ile okuyacağı bir eser kesinlikle tarihi anlamda istifade edilecek nitekikte. Kitabın odak noktası Selçuklu devleti diyebilirim ki yazar yabancı olmasına rağmen Selçuklu tarihini o kadar detaylı bir şekilde ele almış ki kitabın yazım aşamasında derin bir araştırma yattığını hemen fark ettiriyor. Türklerin orta asyadan göç edip Anadoluya gelmelerine Malazgirt savaşından diğer bütün bizans mücadelerine moğolların istilalarına kadar geniş bir anlatıma sahip
Osmanlılardan Önce Anadolu'da Türkler
Osmanlılardan Önce Anadolu'da TürklerClaude Cahen · E Yayınları · 19948 okunma
Kısa Bir Türk Tarihi (Önsözden )
Göçer dalgaları yüzyıllar boyunca yüksek Avrasya bozkırlarından batıya, Çin sınırlarından başlayarak Türkistan üzerinden daha ötelere doğru aralıksız aktı durdu. Kırsal kesimlerde çadırlarda yaşayan, hayvancılıkla uğraşan, besin ve giyim kaynağı olan sürülerini beraberlerinde taşıyan bu insanlar dönem dönem mevsimlik meralara doğru yer
Ermeni prensi Senekerim XI. yüzyılın başlarinda Türklerle ilk defa karşılaşınca korku ile Incile sarılmiş ve kendini teselli edecek cümleler aramıştı. Malazgirt savaşından birkaç yıl önce görülen bir kuyruklu yıldız da Bizans'lar tarafından kötüye yorulmuştu: Türkler geliyorlardi.
Sayfa 273 - Turhan kitabeviKitabı okudu
TÜRK KARA ORDUSU NE ZAMAN KURULDU? Kara Kuvvetleri Komutanı radyoda yaptığı konuşma ile Türk Kara Kuvvetlerinin 600. kuruluş yılını kutladığı gibi daha yüksek kademedeki kimseler arasında da aynı konu üzerinde tebrikleşmeler oldu. Bu hesaba göre Türk Kara Kuvvetleri, yani daha gerçek anlamı ile Türk Ordusu 1363'te kurulmuş oluyor. Bu demeç ve
Reklam
39 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.