Büyük devletler kuruluyor ama içindeki halk yoksul ve aç. Milyorlarca insan cahil, zihinsel olarak gelişmemiş, manevi açıdan ilkel. Her yerde sarhoşluk, hırsızlık, sefahat, vahşi istismar, yoksulluk, karşılıklı kin... Ve herkesin keyfi yerinde.
Sayfa 156Kitabı okudu
Bu surette meydana gelen yakınlık, insanın gayret ve uğraşını bir ileri boyuta taşır.Bu noktadaki her türlü uyuşukluk ve geri kalma, insanı endişeye sevk eder.Bu feyzin etkisiyle gelen manevi sarhoşluk (sekr), kişinin aklını başından alır, bu durum hayret halinin doğmasına yol açar.
Reklam
İLK SENET, SON VESİKA...
Şeyh-i Ekber'den evvel gelen tasavvuf ehlinden hiçbir fert, Vahdet-i vücut ilim ve sırrına dair asla dudaklarını kıpırdatmamışlar ve aralarında bu meseleyi, işte bu lisan ve şiveyle bildiren kimse mevcut değildir. Vakıâ, mânevî sarhoşluk ânlarında onlardan tevhid ve ittihada dair sözler zuhur edip "En-el Hak" ve "Sübhanî" gibi sözler zuhur etmişse de, Allah'la kul arasındaki ittihad şeklini iddia ve izah edebilen görülmemiştir. Neticede tevhidin kaynağı, onlara kapalı kalmış ve Şeyh bu taifenin ilk senedini ve son vesikasını teşkil etmiştir...
Sayfa 139 - 140 Parçalar, -Efendi Hazretlerinin; ders, takrir ve mektuplarından-, Vahdet-i Vücutta Esas, 4. Basım, Büyük Doğu yayınlarıKitabı okudu
Allah'ı özleyiş, ahireti hatırlama, manevi sarhoşluk ve coşkunluk öte dünyanın mimarıdır.
_İnsan, Meleklerin Cevherindendir. _Nurlu bir cevher, melek gibi marifet-i ilahi ile süslü olunca, elbette meleklerin arkadaşı olur. _İnsanlar görünüşte insana benzeseler de hakikatte halleri başkadır. Kıyamet gününde manalar görünecektir. _İnsanın içindeki ahlakın tamamı 4 kısımdır. Hayvan, canavar, şeytan ve melek ahlakları. _Allah’tan başka
MÜBREM, KEŞİF ve İÇTİHAD...
Suâl: Abdulkadir Geylâni Hazretleri'nin mübrem kazayı değiştirdiği rivayet olunuyor. Ne dersiniz? Suâlinize verilecek cevap, böyle bir rivayetin sabit bulunmadığından ibarettir. Sabit olsa bile mutlaka bilmek lâzımdır ki, evliyadan bu gibi hâller, sözler ve iddialar, ancak onların "sekr-mânevî sarhoşluk" anlarında zuhur eder. Onlar bu hâllerinden mazurdurlar, fakat kendilerini uzaktan şuurlu taklide kalkışanlar mazur olamazlar. Böyle bir keşif olsa bile evliya keşiflerinde bazı galatlar (hatalar) olabilir ve bu galatlar müçtehitlerin hükümlerindeki bazı isabetsizliklere benzer. İçtihatta hüküm doğru ise sevabı 2, hatalı ise 1'dir ve daima sevap dairesi içindedir. Ama böyledir diye bunların taklidi cazi olmaz; o zaman bir olan sevap, nâmütenahî olan günaha kadar gidebilir. İçtihad ve evliyaya mahsus keşif hatalarını mümkün görmeyen bir insan, Nebî ile velî arasındaki farkı anlayamaz.
Sayfa 87 - 88 Parçalar -Efendi Hazretlerinin; ders, takrir ve mektuplarından-, Hikmet ve Kader(Bir Mektuptan), 4. Basım, Büyük Doğu yayınlarıKitabı okudu
Reklam
YENİ GELEN HÂLE YÖNELMEK...
Râbıtadan, yâni mürşid suretinin hayâl hazinesinde muhafazasından, bir kendinden geçme, mânevî sarhoşluk hâli doğunca da derhal o surete bağlı kalmayı, yâni rabıtayı kesip yeni gelen hâle yönelmek, kendini ona bırakmak icap eder.
Sayfa 16 - 4. Basım, Büyük Doğu yayınlarıKitabı okudu
_Eğer birinin ruhunu görmek istiyorsanız, ona hayallerini sorun. _İnsan doğasındaki en derin prensip, "takdir edilme" isteğidir. _Alaycı tiplerin aslında acılarını gizlemeye çalıştığı gerçeği doğrudur. _İnsanın dünyadaki durumu, kedinin kitaplıktaki durumu gibidir; görür ve duyar ama hiç bir şey anlayamaz. _Yanlış anlayanlar tarafından
_Gazeller_ _Keşke uyuyabilseydim de, rüyada yüzünü gösterseydin. _Ey bütün maddî varlığından kurtulup, sadece baştan ayağa nür olan azîz varlık, yıldızlar bile seni görüp kendilerinden utanıyorlar. Senin cevherin kuyumcuda müşterilerce pek beğenildi. Yani asaletine, rühî güzelliğine, Hakk aşıkları hayran oldular. _Avareliği, bir bir şerbet gibi
Şeyh Şiblî der ki: “-Biz, Hallâc ile aynı aşamalardan geçtik. Bana mecnûn dediler ve kendi hâlime bıraktılar, ona ise akıl nisbet ederek îdam ettiler.” Bu ifâdeden de anlaşılacağı üzere, Hakk’ta fâni olarak hakîkat sırrına nâil olmak değil; nâil olunan sırrın sürükleyebileceği mânevî sarhoşluk hâlinde ehil olmayanlara ifşâ edilmesi sakıncalıdır. *****
105 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.