Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Tek gerçek ölüm
Bizdeki mangal gibi yürek Öleceğini bile bile sevmek Bizdeki yürek ateştende kor Yaşarken sonunun ölüm Olduğunu bilmek Bilmek dediğin şey Tüm herşeyin yalan olduğunu bilmek Bilmek dediğin şey yaşamak Bilmek dediğin şey sadece bir hiç Bizdeki bu yürek ateşten gömlek gibi Öleceğini bile bile yaşamak
Bir sevmek düşlüyoruz, göğsümüzde kor gibi taşıyalım istiyoruz. Peki nerede o mangal yürek ? Su kadar ateş de temizdir. Kiri külle yıkarlar. Sevmek de kimi zaman kor kimi zaman su olur. İçinde kir barındırmaz.
Reklam
Yalnız yer
Belki sıcak yaz aksamlarına çare olur diye her klima sahibi olmayan insan gibi o da yarı isli perdesini cekmis penceresini aralamıştı geceden. Sabah onu içeri girip çıkamayan asil renkli kelebek uyandırdı. İntihar eder gibi amaçsızca her tarafa uçup sonucsuz hareketlere yoneliyordu. Her canlı gibi o da keskeli cümleler kuruyordu cok ömrü
Gramofon çalıyor...
Sana bunları eski tip kemerli pencere dibinde uzanmış, is'li tavana bakarak yazıyorum. Perdelerim ahenksiz dans ediyor fön rüzgarı eşliğinde, dışarısı kambur. Yolun sonunda annemin tandır ekmeğinden kokular alıyorum hiç sebepsiz. Başucumda okunmayi bekleyen ya da hiç okunmayacağını bilip bana küsen kitaplar var. Gökyüzünü izliyorum kırık cam ardında. Yıldızlardan süre gelen ışık hüzmesi yüzümü aydınlatıyor, içim karanlık. Yan tarafta sesler duyuyorum, kavga eden çiftler, mangal yapan dedeler, tiktokcu gencler... yalnızlığımı pekistirircesine konuşuyorlar, onlar konustukca kayboluyorum yalnızlıkta. Sonra bir ses duyuyorum en uzaktan. Bi amca balkonunda çayını yudumluyor elinde tek karelik fotoğraf. Arka fonda gramofon... sesine yaklaşıyorum, hiç bilmedigim sesine. Yeni öğrenmeye başlayan bebekler gibi dikkat kesiliyorum, şarkıyı dinliyorum. "Bir tel kopar, ahenk ebediyen kesilir" diyor. Amca çayını içiyor, gramofon çalıyor, ekmek kosu tüm sokağı sardı. Mangal yapan amca biber istiyor. Gözlerimi kapattim. Atımı gun batımına süren kovboy gibiyim, çokça ümitli ve korkak. Gramofon çalıyor....
Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar; Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar. İçimde tüten bir şey; hava, renk, eda, iklim; O benim, zaman, mekan aşıp geçmiş sevgilim. Çiçeği altın yaldız, suyu telli pulludur; Ay ve güneş ezelden iki İstanbulludur. Denizle toprak, yalnız onda ermiş visale, Ve kavuşmuş rüyalar, onda, onda misale. İstanbul benim
Makedonya dağlarında çete avcısıydın, Trablusgarp'da İtalyanlara adım attırmadın. Çanakkale ve Kut'ül Amare zaferlerinin Harbiye Nazırı ve Başkumandan vekiliydin. Kafkas İslam ordusunu kurup Bakü'yü kurtardın. Anadolu'daki Ermeni mezalimine dur dedin. Sarıkamış'ı geçsen Turan'ı kuracaktın nasip olmadı. Çok sevdiğin Türkistan dağlarında şehit düştün. Mangal gibi yüreği olan, çakı gibi bir İttihatçıydın. Ruhun şad olsun Enver Paşam. (4 Ağustos 1922) #EnverPaşa
325 öğeden 201 ile 210 arasındakiler gösteriliyor.