Buku Kağan (Bögü? Bulca?)
Buku Kağan Uygur tarihinin büyük şahsiyetlerinden biridir. Şüphesiz, kendisi Töleslerin Ediz boyunun bir mensubu olup, 795-805 yılları arasında hüküm sürmüştür. Buku Kağan muhtemelen Manihaizm inancına geçtiyse de, Şamanizm'in etkisindeki bozkırları temsil eden en önemli figürlerden biri kalır. Kendisi efsane ve söylencelere konu olmuş ve neredeyse her yerde ve uzun bir süre etkili olmuşlardır. Juvayni onun hakkında yazılmış muhtemelen en kapsamlı, belki de en ayrıntılı raporu sunuyor. Buku Kağan iki —»Ağacın evliliğinden, bir —»Işık Huzmesinin etkisi sonucu bir dalın içinde doğmuş (buqu sözcüğü çoğu kez "budak", "şişlik" olarak çevrilmiştir); duman deliğinden içeri süzülerek çadıra giren genç bir kızla evlenmiş. Bu ise dikey doğruyu, yani kızın gökten indiğini ifade eder. Bazı Türkler onun —»Afrasiyab olduğunu düşünür. —»Boy Söylenceleri
Manihaizm dini eski İran dini olan Zerdüştlükten, Hıristiyanlıktan ve keza Budacılıktan pek çok unsurlar almış ve bunları bir araya getirerek karma bir din yaratmıştır. Propagandaya uygun bu din öz itibariyle birçok düşünce ve dinle uyum içinde bulunuyor, böylelikle her yerde kendine yandaş toplayabiliyordu.
Reklam
DİLİMİZİ TÜRKLEŞTİRMEK İÇİN AMELİ YOLLAR Türkçe’yi Türkleştirmek için uğraşmak ilk bakışta garip gibi gözükse de bugünkü Türkçe’nin melez bir dil olduğu ve Türkleşmeye muhtaç bulunduğu da bir hakikat… Bütün tarih boyunca Türkçe üç büyük buhran geçirdi. Bu üç buhran, Türkler’in kabul ettiği üç medeniyetle birlikte dilimize yayılan üç yabancı
Müslümanlıkla Şamanizm, kısmen manihaizm ve milli Türk gelenekleri karışmış, bundan Türk tasavufufu doğmuştu. Bu Türk tasavvufu her şeyden önce yüksek bir ahlaka da yanıyor, kadınların da erkeklerle birlikte bulundukları ayin meclisleri islamiyete aykırı bir hareket teşkil ediyordu. Fakat arlık bütün bu hareketlere İslamlık adı veriliyordu.
Sayfa 157 - ÖtükenKitabı okudu
Freud'un dediği gibi insanda iki içgüdü olduğunu, bunlardan birinin yaşama, ötekinin de ölme içgüdüsü olduğunu söylemek, saçmalıktır. Yaşamı açık- lamak için böyle bir Manihaizm'e ihtiyacımız yok. Yaşam ve ölüm, iyilik ve kötülük güçlerinin varlığım açıklamaya çalışırken böyle bir ikiliğe başvurmak gereksiz. Ölüm de doğum da yaşamın kapsamı içindedir. Böyle bir ikiliği yaratan yalnızca bizim algılayışımız, yalnızca bizim korkumuzdur.
AYNI TARİHİ YANLIŞLIĞA DÜŞÜYOR MUYUZ? En eski zamanlarda Türkler (yani Türkler’in ataları olan boylar, eller) Türkistan’ın garbi kısımlarında oturuyorlardı. Onları daha şarka, Moğolistan’a kadar atan sebep Aryanî kavimlerin sel hâlindeki muhaceret ve istilâları oldu. Bilhassa milâttan önceki 6-4’üncü asırlarda İranlılar’ın ve bundan biraz sonra
Reklam
Geri19
99 öğeden 91 ile 99 arasındakiler gösteriliyor.