292 syf.
8/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
Açıkçası televizyon izlemediğim için
Ercan Kesal
Ercan Kesal
oyuncu kimliği ile tanımıyorum fakat yazar kimliği ile tanıştığım için mutluyum.
bidünyakitapgrubu
bidünyakitapgrubu
nun Ankara toplantısına gittiğimde karşılaşmıştık kendisi ile ve o gün iki tane kitabını almıştım.
Peri Gazozu
Peri Gazozu
nu grubun okuma haftasında okuyacağım,
Cin Aynası
Cin Aynası
nı çok beğendim. Kitapta kendi anılarını bazı gerçeklere değinerek anlatıyor. Çocukluğuna gençliğine üniversite yıllarına Anadolunun çeşitli yerlerinde doktorluk yaptığı zamanlara, edebiyatçılara, ayrıca yakın tarihteki idamlara, işkence yapılarak yitirilen gencecik hayatlara, 12 Eylül olayları, Maraş katliamı, Sivas yangını, Robinski, Dersim gibi bazı karanlık ve hüzünlü olaylara yer vermiş kitabında. Tarihleri ve isimleri aklımda hiç tutamam o konuda hafızam çok kötü, hangi olayın kahramanı kimdi, hangi idam edilen gencin babası hiç biseyi yok sadece boynunda morluk vardı ip izi galiba dedi, hangi gencin babası beş senedir eve gelmedi bu gece evde kalsın bari diyerek oğlunun cenazesini evde tuttu, kimin ailesi 30 sene sonra kemikleri bulunan evladına sevindi, Sivas yangınında kimler ölmüştü vs vs tarih ve isimleri unutacağım yine kesin, ama yaşanan olayları ve bana hissettirdikleri yoğun hüznü ve mutsuzluğu unutmayacağım. Bu arada kitabı çok beğendim. Yazarın kalemine sağlık
Cin Aynası
Cin AynasıErcan Kesal · İletişim Yayıncılık · 2016530 okunma
248 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
Herkese merhaba,  Kitabı okuyup bitirdiğimiz de görüyoruz ki yıllar önce yaşanan din, dil, ırk, mezhep, siyasi ayrımcılıktan bugüne hiç bir şey değişmemiş. Değişemeyeceğinin de artık idrakındayız. Ne acı değil mi? Filler tepişirken, olan çimenlere oluyor maalesef.  Sadece insan olabilmek, cinsiyet ayrımcılığı gütmeden karşında ki kişiye insan olarak bakabilmektir önemli olan. Annesi lohusayken ölüp teyzesinin sahiplenip büyüttüğü babaanne Cemre, gelini Leyla ve ilkokul üçe giden kızı minik Nazlı... Maraş’tan İstanbul’a göç etmiş üç dişi beraber yaşamaktalar o da zor zar şartlar altında. Nazlı’nın masal anlatanı babaannesiydi, yıl 1930 Maraş der başlar ama bir zaman sonra Nazlı’da anlar masalın gerçeklere döndüğünü. Daha sonra yetişkin olan Nazlı masala devam ederken darbeler, Maraş, Sivas, Ankara garı katliamı, Gezi parkı olayları ve 15 Temmuz olaylarına değinilmiş.  Kitapta kadını değersiz gören, erkek çocuğa tapmaların yanı sıra aşkı, arkadaşlığı, dostluğu, birbirine kenetlenmeyi en önemlisi de sevgiyi ve sevmeyi de bulacaksınız.  Yazarın daha önce sürgün ve yarımkalanbirkitap okumuştum bu eserinde de yine o etkileyici ve güçlü kalemini okumaktan mutlu oldum.  Yazarın önce ki iki kitabı da dahil olmak üzere kesinlikle okumanızı öneriyorum. Kitap ve sevgiyle kalın... . Unutma sakın unutma Bağışlama sakın Sakın düşmanını sevme, sakın susma Bekle, büyük kavgayı bekle Anlıyormusun yüreğim.  . Niyet ilk adımdır, sonra akar gider yollar ayaklarının altında. Bir bakmışsın niyetin akibetinde olmuş. İnsan yeter ki yapmak istediğine niyetlensin.  
Babaannem
BabaannemMurat Durmaz · Lebis Kitap · 202414 okunma
Reklam
248 syf.
·
Puan vermedi
·
25 saatte okudu
BABAANNEM/ MURAT DURMAZ Cemre, Leyla ve Nazlı... Aynı çatı altında üç insan... Cemre 59 yaşında, fakat yıllar örselenmiş onu, bu yüzden olduğundan çok daha yaşlı görünüyor. Gelini Leyla desen, ondan pek farklı değil. Geçmişin acı hatıraları onu da yıpratmış. Üstelik geç saatlere kadar çalışmak da cabası. Nazlı; dokuz yaşında, zayıf, kara kuru bir kız, ilgiye hasret. Dedim ya anne çalışıyor, Nazlı ‘ya da babaanne bakıyor hâliyle. Tabii hangisi hangisine bakıyor o biraz tartışılır. Neyse işin o tarafını bir kenara bırakalım. Babaanne torununa tatlı bir aşk masalı anlatmaya başlıyor. Nazlı da heyecanla dinliyor, sonunun güzel biteceği umuduyla. Her gün azar azar anlattığı aşk masalı gün geçtikçe yerini acıya, kedere bırakıyor . Zamanla anlıyor Nazlı, anlattığı masal değil babaannesinin geçmişi... Kitap; Cemre, Leyla ve Nazlı ‘nın hayatları üzerinden 1970 ile 2023 döneminin panoramasını sunmuş âdeta. Yıllarca bitmeyen çıkar kavgaları, katliamlar, darbeler, acı, ölüm ... Maraş, Çorum, Sivas Katliamı ve daha niceleri. En acı tarafı ise geçmişten ders alınmaması. Din, dil, ırk ayrımı günümüzde hâlâ devam etmesi. Peki hep acı mı var bu hikâyede dersiniz. Yok yok içinizi ısıtacak dostluklar, sevgi, aşk da var. Yalnız o kısımlara hiç girmeyeceğim, sürpriz olsun. Herkese içindeki iyilik kadar iyi bir hayat dilerim. Yeni kitaplarda buluşmak üzere.
Babaannem
BabaannemMurat Durmaz · Lebis Kitap · 202414 okunma
(1952'de, Seferberlik Tetkik Kurulu Başkanlığı kuruldu. Bu, "çatı isim" olarak kalmakla birlikte, kısa bir zaman sonra Özel Harp Dairesi adını aldı. ABD, soğuk savaş yıllarında NATO ülkelerinde, özellikle SSCB'ye karşı gizli bir eylem örgütü olarak Gladyo yapılanmalarını örgütledi. Bu bağlamda ÔHD, Türkiye'nin Gladyosu olarak kabul edildi. ÔHD'nin bilinen en önemli eylemleri arasında şunlar yer alıyor: Kıbrıs'ta EOKA'ya karşı Türk Mukavemet Teşkilatı'nın kuruluşu; azınlıklara karşı büyük linç hareketi "6-7 Eylül olayları", "Kanlı 1 Mayıs1977" ve " Maraş katliamı".)
Sayfa 153
Ne kadar üzücü,ne kadar korkunç ve ne kadar cahillik!
CHP Kahramanmaraş İl Başkanı Mehmet Parlakyiğit'in basın açıklaması durumun vahametini gözler önüne seriyordu. Kahramanmaraş'taki katliamı tarif etmek için kelime bulamıyorum. Buna vahşet demek hafif olur. Sokaklardan, evlerden üç yaşındaki çocukların 60 yaşındaki ihtiyarların parçalanmış cesetlerı taşınıyor. İki gün süren saldırılarda 150 kişinin hayatını kaybettiğini tahmin ediyorum. Olaylar, saldırılar, cinayetler vatandaşların kalbinde derın yaralar açmıştır. Unutmak istesek dahi bu vahşetin unutulması mümkün değildir. Olayların başlangıcında konulan sokağa çıkma yasağına yalnız ve yalnız mağdur vatandaşlar uymuş ve hâlâ uymaktadır. Ne var ki, mağdur yurttaşların evlerinde mahsur kalmaları ve saldırıya hedef olmaları bıçımine dönüşmüştür bu yasak. Maraş Doğum Hastanesi var oraya da gittim. Bir kadını öldurmüşler, tel ile direğe bağlamışlar, rahminden çıkardıkları bebeği göğsüne çivilemişlerdi, kadının her yeri kanlar içindeydi..." Açıklamalar insanın tüylerini diken diken eden cinstendi. Olaylar sona ermiş ancak insanlık hafızasında unutulmayacak çok derin bir iz bırakmıştı.
248 syf.
10/10 puan verdi
Bir babaannenin 1930'lu yıllarda Maraş'ta başlayıp Istanbul'a kadar uzanan masalını dinleyeceksiniz. Bu masal bir varmış, bir yokmuşlarla başlasada babaanne'nin torunu Nazlı'ya anlattığı Cemrenin hikâyesi kendi masalıdır aslında. Cemre doğduğunda papatya mevsimi bahar olsada daha kırkı çıkmadan annesinin vefatıyla kışa dönen hayatının başlangıcıydı, tabiiki size masalını burada anlatmıycam neler sığmadıki o masala tarihimize bir kara leke gibi adını yazdıran 27 Mayıs darbesi, Maraş katliamı, Sivas Madımak otelinde diri diri yakılmak istenilen aydınlarımız,sadece bir nefes alacak parkımız olsun, agaçlarımıza dokunulmasın diye direnen insanlara orantısız güç kullanarak büyük facialara yol açılan Gezi parkı olayları, 15 Temmuz darbe girişimi... Evet masallar bütün kötülüklere rağmen hep güzel bitsin isteriz ama Torun Nazlı bizlere babaannenin masalını aktarırken kendi masalıyla devam ettiği hikayede yinede güzellikler,dostluklar,vefakârlık ,umutlar olsada hüznü bırakıp gitti.. Bizler kendi masalımızla devam etsek babaanne ve Nazlı'nın masalından farklı ne anlatabilirizki:( Yeni nesillerin anlatacağı masallar umarım güzel olur desekte bazı şeyler değişmedikçe anlatacakları güzel masalları olmayacak malesef :(
Murat DURMAZ
Murat DURMAZ
Babaannem
BabaannemMurat Durmaz · Lebis Kitap · 202414 okunma
Reklam
Sözde ermeni Soykırımı
Kuşku duyulmaması gerekirdi ki, Ermeni katliamı hakkındaki açıklamalar, gerçeğe uygun değildi. Tam tersine, güney bölgelerinde yabancı kuvvetleri tarafından silahlandırılan Ermeniler, korunmalarından cesaret alarak bulundukları yerlerdeki Müslümanlara saldırmaktaydılar. Öç alma düşüncesiyle her tarafta acımasız bir şekilde adam öldürme ve yok etme politikası gütmekteydiler. Maraş'taki acı olay, bu yüzden çıkmıştı. Yabancı kuvvetleriyle birleşen Ermeni ler, top ve mitralyözlerle Maraş gibi eski bir Müslüman beldesini yerle bir etmişlerdi . Binlerce çaresiz ve suçsuz anne ve çocukları, işkenceyle öldürmüşlerdi. Tarihte bir örneği görülmemiş olan bu vahşeti gerçekleştirenler Ermenilerdi. Müslümanlar ancak namus ve hayatlarını korumak kaygısıyla direnmiş ve savunmaya geçmişlerdi.
Sayfa 258 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 35. Basım, Aralık 2021, İstanbulKitabı okudu
Reis dedikleri çatlı haydutu ve yediği naneler ..(16 Mart Katliamı)
Katliamın gerisindeki isim Abdullah Çatlı'ydı. Çatlı, saldırıda kullanılan NATO yapımı TNT kalıplarını İstanbul 3, Kolordu Komutanlığı'nda görev yapan Yüzbaşı Mehmet Ali Çeviker' den temin etmişti. Aynı Çeviker, Maraş katliamının hemen öncesinde, Maraş yolunda aynı seriden patlayıcı maddeler ve silahlarla yakalanacaktı.
Sayfa 301 - Yordam Kitap 2. Baskı 2019Kitabı okudu
Yıl 1920 Maraş Katliami!:(
Bütün sokaklar çıkmaz sokaktı ve yollar, sahibi belli olmayan ölülerle mahzundu. Sütü kesilmiş göğüslerine ölü bebeğinin başını gömmüş, mâni söyleyen, aklı başından çıkıp gitmiş genç kadınlar, her tarafından duman çıkan ve kuruyan nehir yataklarına benzeyen şehri terk etmeye hazırlandılar.
Sayfa 166 - Türk Edebiyatı Vakfı YayınlarıKitabı okudu
Pek sık yapmıyorum bunu ama bugün yeni aldığım ve henüz okumadığım, merak edip biraz kurcalayınca da içeriğinden çok etkilendiğim bir kitabı göstermek istiyorum. Göstermek diyorum çünkü okumadığım bir kitabı anlatamam şimdi ama kitabın ne anlattığından bahsedip sizin de bu güzellikten haberdar olmanızı sağlayabilirim. Babaannem , Türk siyasi
Reklam
"Beni Sen Öldür" Allah için cihata diyerek insan katletmenin adıdır #Maraş.. Bir kadın kocasına hangi durumda, “Beni onların eline bırakma, beni sen öldür” der? Ellerinde bıçaklar, tabancalar, satırlar olan zalimlerin tekbir nidaları ile gelerek canına, malına, ırzına saldırmak için sokak kapısını tekmelediğini bilmek, çocuklarıyla ölümü beklemek kim bilir nasıl zor bir duygu? İşte, Ümmühan Doğan, Maraş katliamı sırasında tüm bunları yaşadı ve kocasına, “Onların eline bırakma, beni sen öldür” dedi. Canından öte, namusunu korumak için. Bu nedenledir ki yeryüzden insan soyunun yaptığı en aşağılık katliamlardan biridir Maraş katliamı. 😢 Maraş Katliamı 19-26 Aralık 1978
Kara
1978’de gerçekleştirilen Maraş Katliamı, düzenin yedeğindeki MHP’li paramiliter güçlerle giriştiği bir sindirme hareketinin sonucuydu. Tarih 12 Mart darbesinden 12 Eylül darbesine doğru ilerlerken, “komünizm tehlikesine” karşı düzenin derinliklerinde peydahlanan kontrgerilla örgütü bireysel eylemlerden kitlesel eylemlere geçmeye karar vermişti.
Maraş Katliamı/Fatih Yaşlı
Doğu illerinin bazıları faşist açık ve gizli örgütlerin özellikle yuvalandığı ve güçlü olduğu iller haline getirilmişlerdir. Bu iller Güneydoğu bölgesini kuşatmaktadır. Ayaklandırma kışkırtmaları ve girişimleri için adeta özel olarak görevlendirilmişlerdir. Buralardan bölgedeki diğer illere ‘takviyeler’, ‘bindirilmiş kıtalar’ gönderilmektedir. Malatya, Kahramanmaraş, Sivas, Elazığ, bu çeşit illerdendir. Buralarda ayaklanmalar başlatılacak, sonra bu çeşit olaylar bir çayır yangını gibi diğer illeri sarıp genişleyiverecektir. Bu hengâmede Doğu ve Güneydoğu’daki tüm ilerici, sol güçler, demokratik toplumsal mücadele kırılıp bastırılacak ve giderek tüm ülkeyi kapsayan bir faşist cunta yönetimine en azından bölge bölge gidilecektir. Plan budur." Behice Boran haber.sol.org.tr/yazar/1978de-ne...
Belki toplu katliam yok fakat ülkede hâlâ devam eden bireysel katliamlar var. Bu olaylardan ders alınmış olunsaydı eğer cezaevleri düşünce suçlularıyla dolu olmazdı. Aleviler ülkesini terk edip başka ülkelere yerleşmek zorunda kalmazlardı. Ne kendi inancını yaşayabildiler ne de yaşayabilmek için ve çalışmak için alan bulabildiler. Ülkelerini terk etmeye mecbur bırakıldılar. Ülkede bütün kaynaklar sağ kesimin elinde ve sinsi bir şekilde ilerlemeye devam ediyor. Görünürde herkes aynı haklara sahip fakat bir şirket işe alım yaparken bile ona verilen listede ki isimlere göre alım yapıyor. Demek ki neymiş ayrım devam ediyormuş. O yüzden bu saçmalıklar düzelene kadar tabi ki de unutmayacağız ve unutturmayacağız. Ülkesinden koparılıp sürülen ve ölen her insanın hakkı için unutmayacağız 👍
Fırat

Fırat

@Loberxo0262
·
18 Aralık 2023 18:49
Unutmadık! Unutturmayacağız (!) 19-26 Aralık 1978
45 yıldır kapanmayan yara: Maraş Katliamı! Maraş’ta Alevi Kürtlere yönelik 19 Aralık’ta başlayan ve 26 Aralık 1978’de sona eren, 100'den fazla kişinin hayatını kaybetmesine, yüzlerce kişininse yaralanmasına sebep olan 'Maraş Katliamı'nın 44 yıl dönümü. Türkiye’de 12 Eylül 1980 Askeri Darbesi'ne giden yolda en önemli olaylar
240 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.