İnsan organizmasının günümüz toplumlarının çığırından çıkmış hızına dayanıklı olup olmadığı bilim adamları tarafından araştırılmış ve çoğu, insanın yenilikleri benimseme yeteneğinin sınırlı olduğu sonucuna varmıştır. Hızlı değişikliklere
uyum gösterebilse de, bu değişiklikleri gerçekten özümseyebilmesi için, insanın yeni olaylarla geçmiş arasında
Az sayıdaki düşünceli ve kendini adamış vatandaşın dünyayı değiştirebileceğinden asla kuşku duymayın. Aslında bakarsanız, dünyayı değiştiren bugüne kadar hep bu olmuştur."
Margaret Mead
Roman yazarlarının ve sosyal araştırmaların her ikisi birden hikayelerini tipik örnekler ve metaforlar kullarunak suretiyle oluştururlar. Cervantes, örneğin, bize onulmaz hayalci ve idealist prototipi olan Don Kişot'u sunmaktadır. Sosyal tarihçi Marx ise acımasız ve komplocu prototipi olarak (gerçiisimden yoksun olan) kapitalisti surımaktadır. Flaubert Emma Bovary'de bastırılrı:ıış burjuva aşığı sunmaktadır. Ve Margaret Mead bize kaygısız, suçsuz genç Sarnoan'u sunmaktadır. Kafka bize kendilerinden nefret etmeye doğru giden yabancılaşmış kentlileri sunmaktadır. Ve Max Weber bize, kendisinin ProtestanAhlakı olarak adlandırdığı bir mitolojinin güdülediği çalışkan insanları sunmaktadır. Dostoyevski aşk ve dinsel coşku sayesinde kurtulmuş bir ego manyağını bize sunmaktadır. Ve B. F. Skirıner iyi huylu teknoloji tarafından kurtarılmış robot insanı sunmaktadır.
Müşterek demokratik mücadelenin dünyayı değiştirebileceğine inanmanın na- if bir tarafı yok. Antropolog Margaret Mead'in söylediği gibi, bu- güne kadar dünyayı değiştirmiş başka bir şey yok.
Margaret Mead, Jane Bela ve Gregory Bateson 1937 yılında Endonezya'daki Bali adasına gittiklerinde, gidiş amaçları Balinez kültüründeki otohipnoz (kendi kendine hipnoz) konusunu incelemekti. Balinez kültüründe, markete gidersiniz, giderken derin bir transa girersiniz, alışverişinizi yaparsınız, geri dönersiniz ve eve vardığınızda transtan çıkarsınız - veya transta kalmaya devam edip transta olmayan bir komşunuzu ziyaret edersiniz. Kendi kendine hipnoz onların gündelik yaşamlarının bir parçasıdır.
Bütün oyun ve öğrenmeyi çocukluğa , bütün çalışmayı orta yaşa, bütün pişmanlıkları da yaşlılığa koymak son derece yanlışlıktır ve acımasızca bir keyifliktir.
-Margaret Mead
SAMOA’DA ERGEN OLMAK
İçinde bulunduğumuz kültürün bizi şekillendirdiği, farklı değer yargılarınınfarklı toplumlar oluşturduğu aşikar. Kitapda Mead 1926, 1928 yılları arasındaki Samoa’yı anlatıyor ve iki toplumu özellikle de ergenlik problemleri açısından karşılaştırıyor. Batı toplumlarında ergenlik yaşına gelmiş gençlerin pek çok seçenekle
Böyle hızlı bir değişim içinde, bazı toplumlarda bir kuşakta benimsenen değerler bir sonraki kuşakta tümden reddedilmektedir. Margaret Mead, Yeni Gine'de
ana babası yamyam olan bazı gençlerin bugün tıp öğrenimi
yapmakta olduğunu gözlemlemiştir.
Böyle hızlı bir değişim içinde, bazı toplumlarda bir kuşakta benimsenen değerler bir sonraki kuşakta tümden reddedilmektedir. Margaret Mead, Yeni Gine'de ana babası yamyam olan bazı gençlerin bugün tıp öğrenimi yapmakta olduğunu gözlemlemiştir.