Onun güzel sözleri kadar bakışları altında da ezilen Stephanie kollarını boynuna dolayıp sımsıkı tutundu. “İşte bu,” dedi Grant. “Bana güvenebilirsin, Steph. Seni yüzüstü bırakmayacağım.” Bu sözlerin kendisi için ne demek olduğunu acaba biliyor muydu? Avazının çıktığı kadar ağlamamak için dudağını ısırdı ve yüzünü onun boynuna gömdü. Sıradan sabun kokusu hiç bu kadar çekici olmamıştı. Stephanie onun teninin lezzetine varırken Grant hızlandı. “Benim için gel bebeğim.” Onu kışkırtmak için elini ikisinin arasına soktu. Grant’in parmağı klitorisine dokunduğu anda Stephanie çığlık atarak patladı, ona koridordaki köpekler uluyarak eşlik etti. Grant kendisi de zirveye ulaşırken gülüyordu, sonunda Stephanie’nin üstüne yığıldı. “Ev sahiplerimiz huzursuz,” dedi Stephanie, Grant'in sırtını okşayarak. Yüzüne dokunan saçları yumuşacık, göğsündeki sakalları ise sertti. Stephanie onu sonsuza kadar şu anda olduğu yerde tutmak istiyordu. Ancak Grant ne kadar nazik ve sevgi dolu olsa da, onun kendisine ait olmadığını hatırladı. Kendini koruma içgüdüsüyle, onu sımsıkı tutan kollarını gevşetti. Stephanie'nin umduğu gibi yana devrileceğine. Grant onu öperek aşağı doğru inmeye ve hiç sönmeyen ateşini tekrar tutuşturmaya başladı. “Grant..." “Şişt." dedi Grant. bütün dikkatini onun karnına vererek. Karşı koymayı başaramayan Stephanie kollarını iki yana açtı ve zamanı geldiğinde gitmesine izin verecek gücü bulmayı umarak kendini ona bıraktı.
Sayfa 80
Grant ellerini onun omuzlarından kalçasına doğru kaydırdı, sonra tekrar yukarı çıkarken dizleriyle bacaklarını iki yana ayırdı, bileriyle kalçasını mıncıklamaya ve onu arzudan çıldırtana kadar okşamaya başladı. “Grant..." “Söyle canım?" Stephanie arkasını ona doğru kaldırdı. “Şimdi." “Sabırlı ol." “Olamam." Grant gülerek eğildi ve Stephanie’nin sol kalçasını acıtana kadar ısırdı. Stephanie bir çığlık atarak şaşkınlık içinde orgazma ulaşırken vücudunu bir ateş ve enerji dalgası sardı. Zirveden aşağı inmeyi başardığında, çarşafı sımsıkı kavramış olduğunu ve Grant’in onu dizlerinin üstüne kaldırdığını fark etti. Aletinin küt ucuyla hassas girişini hafifçe dürtüyor, okşuyor ve azdırıyordu. Stephanie yalvarırcasına arkasını ona doğru itse de Grant acele etmiyordu. Sonunda arkadan içine doğru kaydığında, Stephanie tekrar boşalmanın eşiğine gelmişti. Grant poposunu öylesine çimdikliyordu ki Stephanie çürüyeceğinden emindi, ama umurunda değildi. Yüzü ona dönük olmadığı için seviniyordu. çünkü bütün savunmasının yıkıldığını görmüş olurdu. Grant birden içinden çıktı, boğuk bir sesle, “Dön," dedi. Ona bu kadar teslim olmaktan sakınmaya çalışsa da, Stephanie söylediğini yaptı. Grant ellerini onun altından geçirip kendine doğru çekti. “Bana tutun,” dedi, ona tekrar girerken yavaşça öptü. “Ar-kandayım.”
Sayfa 79
Reklam
Ona âşık olduğunu keşfetmesiyle her şey farklı bir boyut kazanmıştı. Sadece birkaç saat önce onunla son bir gece daha geçirmenin yeterli olduğuna kendini ikna etmişken şimdi, hu aşk, diye düşünüyordu. Ömür boyu onunla birlikte geçireceği geceler bile Stephanie için artık yetersizdi.
Sayfa 79
Grant’in yakışıklı yüzüne bakarken, Stephanie’nin göğüs kafesinin içindeki yürek sızladı. Tanrım, ben ne halt ettim! Onu seviyorum. “Steph, iyi misin?” İçini saran panik duygusunu bastırmaya çalışan Stephanie cevapladı: “Unuttur bana.” Nazik öpücükler giderek ateşli ve yırtıcı bir hale dönüşmeye başladı. Grant’in dili onunkiyle adeta ısrarlı bir düelloya girişmişti.
Sayfa 79
“Tenin yumuşacık. İpek gibi.”
Sayfa 78
“Senden başka kimseyi düşünmüyorum, Stephanie. Sadece seni.”
Sayfa 78
Reklam
“Ne yapıyorsun?” “İzin verdiğin tek şeyi.” Stephanie'nin kot pantolonunun fermuarını açıp aşağı indirdi, sonra kazağına ve kıiloduna uzandı. Dilini göğüs başında gezdirirken, kadının ona verdiği tepkilere kolaylıkla bağımlı olabileceğini fark etti, ama hemen ardından bağımlı olmaya izin vermediğini hatırladı. Stephanie onu göğsüne yapıştırmak için elini saçlarına doladığında, artık daha fazla düşünecek hali kalmamıştı.
Sayfa 63
Bu baş döndürücü, şaşırtıcı kadının, özellikle sunabileceği daha fazla şey yokken, Grant’i sadece vücudu için istemesi aslında çok sevinmesi gereken bir durumdu. Yine de, seksten öte bir şey olmayacağında ısrar etmesi onu hayal kırıklığına uğratmıştı. “Eğer istediğin buysa.”
Sayfa 62
Kadın onu baştan çıkarmayı biliyordu. Her yerini yalamak, ısırmak, kendine ait olduğunu belli edecek kırmızı izler oluşturuncaya kadar yumuşacık tenini emmek istiyordu. Daha önce hiç kimseyi bu kadar yoğun arzulamamıştı.
Sayfa 61
Grant vuruşlarını sürdürürken Stephanie inleyerek başını arkaya attı. Sanki dışarıdan başkasını izliyormuş gibi, Grant hayatının son seksini yaparmışçasına ona saldırıyordu. Kadının coşkusu onu da ateşlemişti, başını eğerek göğüs ucunu ağzına aldı, bütün heyecanına karşın dikkatle emmeye başladı. “Daha sert,” dedi Stephanie, onu şaşırtarak. “Hangisini?” “İkisini der Grant göğüs ucunu ısırırken vuruşlarını da hızlandırdı, yatak altlarında inliyordu. Bu kez gelirken Stephanie uzun, ince bir çığlık attı, Grant’in aletinin etrafındaki bütün kasları olanca gücüyle sıkarak ona da kendisiyle aynı yoğunlukta orgazm yaşattı. Grant sanki birkaç dakika önce boşalan kendisi değilmiş gibi bir kez daha zirveye ulaştı. “Aman Tanrım,” dedi Stephanie güçlükle soluyarak. “Bu inanılmazdık Prezervatiften kurtulan Grant, otobüs çarpmış gibi hissederek Stephanie’nin göğsüne uzandı. “İfade edebilmek imkânsız,” dedi, bir kez daha leziz göğüs ucunun tadına bakmak için dilini uzattı. “İlk kez yaptığımızda en güzel yerleri kaçırdığım için çok üzgünüm.” Stephanie hafifçe kıkırdadı, parmaklarını sevgiyle Grant’in saçlarının arasından geçirdi. Grant bir kez daha serseme dönmüştü. Kadın tam bir çelişkiler yumağıydı, onun Stephanie’si sevişmenin tam ortasında emirler yağdırırken bir dakika son-rasında onu sakinleştirmeye çalışıyordu. Onun Stephanie’si mi? Oha, bu düşünce nereden aklına gelmişti? “İnan bana, senin tam katılımınla çok daha güzeldi.”
Sayfa 60
585 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.