Çünkü hayatın en sonunda kötü bir romana bu kadar benzeyebileceğini kabul etmek gelmiyordu içimden..
Ölçüsüz miktarda yemek yemek her zaman onun tek ağlama yöntemi olmuştu, onu böylesine büyük bir acı icinde hic görmemiştim.
Reklam
Bize geri verdikleri ceset bambaskaydi. Kafatasının yarısı delgi işlemiyle parçalanmış, ölümün bile koruduğu yakışıklı delikanlı yüzü sonunda tanınmaz hale gelmişti. Ayrıca rahip, paralanmış iç organlarını kökünden söküp çıkarmış; ama sonunda bunları ne yapacağını bilmediğinden öfke içinde kutsadıktan sonra çöp tenekesine atmıştı.
Doktor Dionisio Iguarán dönene kadar cesedin buzdolabında sağlanabileceğini düşünmüş; ama insan boyunda bir buzdolabı bulamamıştı, çarşıda bu is için bulabildiği en uygun dolapsa hizmet dışıydı.
Öğrenmemiz gerekenden çok daha fazlasını öğretmişti bizlere; ama her şeyin üstünde de hayatta hiçbir yerin boş bir yatak kadar hüzünlü olamayacağını öğretmişti.
Reklam
“Bizlerden daha sağlıklıydı; ama insan onun göğsünü dinleyince yüreğinin içinde fokurdayan gözyaşlarını duyabiliyordu.”
Sayfa 39
"Tıpkı iki çocuğa benziyorlardı," demişti bana. Ve bu düşünce onu korkutmuştu, çünkü ancak çocukların her şeyi yapabileceklerini düşünürdü hep.
Reklam
Tıpkı ölüm fermanı ezelden beri yazılı olan iradesiz bir kelebekmiş gibi, isabetli bir atışla onu duvara mıhlayıvermiş. "Santiago Nasar," demişti.
“Ulu Tanrım…” “Söyleyin hala bu dünyada mu yaşıyorsunuz?”
“Cenazemde çicek istemem ha,” demişti bana ertesi gün ertesi gün oraya çicek konmaması işiyle benim uğraşacağımı aklına bile getirmeden.
“Bizlerden daha sağlıklıydı; ama insan onun göğsünü dinleyince yüreğinin içinde fokurdayan gözyaşlarını duyabiliyoru”.
"Dul Xius.," diye başlamıştı yeniden. "Ev ne kadar eder?" "Fiyatı yok." "Herhangi bir fiyat söyleyin." "Kusura bakmayin, Bayardo," demişti dul adam, "ama siz gençler insanin yüreğinin nedenlerini anlamıyorsunuz."
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.