Tan yeri pırıl pırıl parlar, önce dağların dorukları altın yaldızlar içinde kalır, sonra bozkırın hafif rüzgarı koyu mavi bir dalga gibi yüzümüze çarpardı. O yazın şafakları aslında bizim aşkımızdı. Her gün pırıl pırıl yeniden doğan aşkımızın şafakları. Birlikte yürürken gözümüzde dünya değişirdi ve biz bir masal âleminde yüzerdik.
Sayfa 12