Bir çaresizliğin kıskacına yakalanıverdim,
her zaman olduğu gibi, çaresizlik değdiği bütün
duyguları azdırarak, özlemi önüne geçilemez bir yakıcı
tutkuya çevirdi.
Bir gün artık o hale geldi ki onsuz her şey, yalnız her şeydir. Artık ne masallar masaldır. Ne hikâyeler hikâye. Öyle bir dünya düşünelim ki hiçbir şairi yoktur. Öyle bir memleket düşünelim ki, müzik yasak edilmiştir. Meyhanelerin şarabı sirkeleşmiştir.
kendinizi, insanların hayat dediği garip
bir girdabın içinde küçük bir ot parçası gibi kaybolmaya uğraşırsınız, bütün istediğiniz, korkunç bir ahtapot
gibi size dolanan geçmişi ve o geçmişin ruhunuzu yakan
acısını unutmaktır,
Kadınlarla
erkekler arasındaki bazı konuşmalar uçurumun kenarından
bir çiçek koparmak gibidir, yanlış bir sözcük söylerseniz bir utanç uçurumuna düşebilirsiniz, ama
doğru sözcükleri seçebilirseniz hiç unutmayacağınız bir
anınız olur.
İnsanın incilleri ahlak ayartıcılığı olarak okuması gerekmektedir. Bu masallar ahlaklı gibi görünseler de, ahlakı nasıl kullanacaklarını gayet iyi bilmektedirler.