Böyle köksüz bir hayat, böyle çaresiz bir yalnızlık, bu tuhaf keder nereden çıkıp da ~dökülmüştü satırlara?
kendime duyduğum acıma duygusu kalın bir battaniye gibi beni sarıp ısıtıyordu.
Reklam
Bir çaresizliğin kıskacına yakalanıverdim, her zaman olduğu gibi, çaresizlik değdiği bütün duyguları azdırarak, özlemi önüne geçilemez bir yakıcı tutkuya çevirdi.
Bir gün artık o hale geldi ki onsuz her şey, yalnız her şeydir. Artık ne masallar masaldır. Ne hikâyeler hikâye. Öyle bir dünya düşünelim ki hiçbir şairi yoktur. Öyle bir memleket düşünelim ki, müzik yasak edilmiştir. Meyhanelerin şarabı sirkeleşmiştir.
kendinizi, insanların hayat dediği garip bir girdabın içinde küçük bir ot parçası gibi kaybolmaya uğraşırsınız, bütün istediğiniz, korkunç bir ahtapot gibi size dolanan geçmişi ve o geçmişin ruhunuzu yakan acısını unutmaktır,
Kadınlarla erkekler arasındaki bazı konuşmalar uçurumun kenarından bir çiçek koparmak gibidir, yanlış bir sözcük söylerseniz bir utanç uçurumuna düşebilirsiniz, ama doğru sözcükleri seçebilirseniz hiç unutmayacağınız bir anınız olur.
Reklam
peki niye acı çekiyormuşum gibi hissediyorum ortada bir acı yokken.
İnsanın incilleri ahlak ayartıcılığı olarak okuması gerekmektedir. Bu masallar ahlaklı gibi görünseler de, ahlakı nasıl kullanacaklarını gayet iyi bilmektedirler.
hayat başlamamış gibiydi benim için, olmayan bir hayatnz içinde anlaınn kavrayamadığım bir şeyler yaşar gibi kendimi akıntıya bırakmıştım.
* Sadakatim, yalnızca varlık nedenimle açıklanabilir mi? Sadakat, bir gönül eğitimi, içten bir bağlanış, bir kalp akrabalığı değil midir...? *
Sayfa 119 - Metis YayınlarıKitabı okuyor
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.