Matanat Alakbarova

Matanat Alakbarova
@matanatalakbarova_
Klinik Psikolog
Azerbaijan, Baku
191 okur puanı
Haziran 2020 tarihinde katıldı
O, yuxarıya, göyün ortasında, lap onun başı üzərində dayanmış sədəf rəngli, qəribə balıqqulağını andıran ağ qıvrım buludlar topasına baxaraq: “Nə qədər gözəldir! - deyə düşündü. - Bu gözəl gecədə hər bir şey nə qədər yaraşıqlıdır. Göydəki bu qəribə balıqqulağı nə vaxt əmələ gəldi? Bayaq mən göyə baxmışdım, orada heç bir şey yox idi, yalnız iki ağ zolaq görünürdü. Bax mənim də həyata olan baxışlarım eynilə bu cür hiss olunmadan dəyişildi!”
Reklam
- Mən bu fikirdəyəm ki, - deyə Konstantin cavab verdi, - heç bir fəaliyyət şəxsi mənafeyə əsaslanmadan möhkəm və davamlı ola bilməz. Bu, ümumi həqiqət, fəlsəfi bir həqiqətdir, - deyə o, qəti bir ifadə ilə “fəlsəfə” sözünü təkrar etdi və sanki bununla da başqaları kimi onun da fəlsəfədən danışmağa haqqı olduğunu nümayiş etdirmək istədi.
Gerçeğin öğretide var olduğundan kuşkum yok; ama öğretide yalan olduğu da kuşkusuz ve ben gerçekle yalanı bulmalı, birini diğerinden ayırmalıyım.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Her şeyi anlamıştım. Ben inancı, yaşamın gücünü arıyordum, onlarsa insanlara karşı malum insani görevlerin yerine getirilmesinde en iyi yöntemleri arıyorlardı.
Tüm farklı inanışlardan din adamları, bunların en iyi temsilcileri, bana kendi inançlarının gerçek olduğunu, diğerlerinin yoldan çıktığını, yapabilecekleri tek şeyin onlar için dua etmek olduğunu söylediler sadece.
Reklam
Okumamış ve cahil oldukları için kim bilir kaç kez köylüleri kıskanmışımdır. Benim açımdan apaçık saçmalık olarak görünen inanç kurallarından onlara yalan gelebilecek hiçbir sonuç çıkmıyordu; bu kuralları kabul edebiliyorlar ve benim de inandığım gerçeğe inanabiliyorlardı. Benim gibi zavallı biri için açık olan tek şey, gerçeğin yalana incecik iplerle bağlı olması ve benim bunu bu şekliyle kabul edemememdi.
İnsanların gerçekten inandıkları her şey gerçek olmalıdır; bu gerçek farklı şekillerde ifade edilmiş olabilir ama yalan olamaz, dolayısıyla bu gerçek eğer bana yalan gibi geliyorsa, sadece ve sadece benim onu anlamadığım anlamına gelir.
Her insan bu dünyaya Tanrı’nın iradesiyle gelmiştir. Ve Tanrı, insanı öyle yaratmıştır ki, her insan ruhunu öldürebilir de kurturabilir de. İnsanın hayattaki görevi ruhunu kurtarmaktır.
Hayat ve hayatın anlamını anlamak istiyorsam asalak hayatı değil, gerçek bir hayat yaşamam ve gerçek insanlığın hayata verdiği anlamı kabul edip bu yaşamla kaynaşıp onu denemem gerektiğini anladım.
Reklam
Aslında bir kuş uçacak, yiyecek toplayacak, yuva yapacak şekilde vardır ve ben kuşun bunları yaptığını görünce onun sevincine bakıp mutlu olurum. Keçi, tavşan, kurt; beslenmek, üremek, ailelerini beslemek için vardır ve bunu yaparlarken ben de onların bundan mutlu olduklarını ve hayatlarının akılcı bir hayat olduğunu kesinlikle bilirim. Peki, insan ne yapmalıdır? İnsan da hayvanlar gibi hayatı var etmelidir, ancak tek bir farkla: Hayatı tek başına var ederken ölecektir, hayatı kendisi için değil, herkes için var etmelidir. Ve insan bunu yaptığı zaman eminim ki kendisi mutlu, hayatı da akıllıca bir hayat olacaktır. Peki, otuz yıllık bilinçli yaşamımda ben ne yapmıştım? Ben yaşamı herkes için var etmeyi bir yana bırakın, onu kendim için bile elde etmemiştim.
Ya hayatını işkence ederek ve kafa keserek sürdüren bir cellat, ya ölümüne içen bir sarhoş ya da bütün hayatını karanlık bir odada geçirmiş, kendi odasına pisleyen ve bu odadan çıkacak olursa öleceğini zanneden bir deli, kendisine “Hayat nasıl bir şeydir?” diye sorarsa? Besbelli ki, “Hayat nasıl bir şeydir?” sorusuna, “Hayat en büyük kötülüktür,” yanıtından başka bir yanıt alamazlardı bu adamlar; delinin yanıtı tamamen doğru bir yanıt olurdu, ama sadece kendisi için. E, o zaman ben de aynı böyle bir deli miyim? Varsıllar, bilginler, hepimiz deli miyiz?
“…yaptıkları işlerin kötü olması nedeniyle insanların işıktan çok karanlığı sevdikleri gerçeğini anlamıştım. Çünkü kötü işler yapan her insan işıktan nefret eder ve yaptığı işler ortaya çıkmasın diye işığa yaklaşmaz.”
Aslında beni inancın varlığına inandıran şey Süleyman, Schopenhauer ve benim kendimizi öldürmemiş olmamız değil, bu milyarlarca insanın geçmişte yaşamış ve halen yaşıyor olmaları, Süleymanlarla bizi kendi yaşam dalgaları üzerinde taşımalarıdır.
1.708 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.