Aslında ufacık olaylardan bile kendimize büyük mutluluklar çıkartabilirken, biz mutsuz olmak için özel bir çaba harcıyoruz.
Okur Takip Önerileri
Bazen hayat umduğumuzdan daha acı davranır bize; korkarız, kaçmak isteriz, yüklediği yükü taşıyamayacağımızı düşünüp yaşadığımız mutlu olduğumuz hayatı geride bırakıp kaçarız. Sakın bunu yapma Ali, yaşadığın hayat ne kadar zor olursa ne kadar dayanılmaz olursa olsun sakın kaçma. Kaybedeceksin, ihanete uğrayacak, birçok adaletsizlikle karşı karşıya kalacaksın ama ne olursa olsun karşı durmaktan, insanları sevmekten vazgeçme.
İnsanlar doğduğunda kirlenmeye başlar, yıllar geçtikçe de yüzündeki, bedenindeki çatlaklar ve kırışıklıklar daha da çok belirginleşir. Aslında hepsi birer kanıt gibidir. Yaşadıkça kirlendiğimizin, günaha battığımızın kanıtı gibi... Her acıyla katlanır, kırışıklıklar artar sanki kat kat, kirleniyormuşuz gibi.
Sonra yerli yersiz gülmeyi öğrendim. Gerektiğinde cebimden çıkarıp yüzüme takmam gereken bir maske gibi. Bir süre sonra o kadar çok kullandım ki artık ayıramıyorum hangisi kendi yüzüm. Ve inan kendi duygularımı yansıtan yüzüm, bir maskeymiş gibi geliyor artık bana.
Baharın bitmesini istemediğim, dünyanın en güzel manzarası olan gözlere kışı ben getirdim.
Kalp sadece sahibinin ellerinde melodisini fısıldar...
Mavisen tekrar paylaştı.
Aşk şiirlerinin unutulmaz şairi Ümit Yaşar Oğuzcan, İş Bankası’nda çalışırken karşılaştığı güzel bir kıza tutulur. Aralarında neredeyse bir emeklilik yaşı vardır. Yani, ortada bir tür Karacaoğlan’ın ‘Bir kız bana emmi dedi neyleyim’ durumu söz konusudur. Üstelik evlidir. Hem de ikinci kez… İlk yıkımı; adına Ayten dediği, yanlışlarının en ezgilisi,
Mavisen tekrar paylaştı.
GÖNÜL ONARMAK
Kadın yolda giderken bir mecnuna rastlamış. Adam yere çömelmiş bir şey çiziyormuş. Kadın ona acıyıp sormuş: “Burada ne yapıyorsun?” Adam “Cenneti çiziyorum” karşılığını vermiş. Ardından resmi parçalara bölmüş. Kadın tebessüm ederek “Bir parçasını satın alabilir miyim? Ne kadar?” diye sormuş. Adam “Tabii ki. Ama benim sadece 20 riyale ihtiyacım var” demiş. Kadın 20 riyal, yanında da birkaç yiyeceklik şeyler verip yoluna devam etmiş. O gece rüyasında kendisini cennette görmüş. Sabah olan biteni eşine anlatmış. Adam hemen dışarı fırlayıp bir parça da kendisi için satın almak üzere mecnunun yanına koşmuş: “Cennetten bir parça satın almak istiyorum. Ücreti ne kadar?” Mecnun “Satmıyorum” demiş. Adam şaşırıp dün eşine sattığını hatırlatınca mecnun şu cevabı vermiş: “Eşin yirmi riyale cenneti istemiyordu ki. O sırf benim gönlümü hoş etmeye çalışıyordu. Ama sen sadece cenneti istiyorsun. Oysa cennetin belirlenmiş bir ücreti yok. Ve oraya giriş gönülleri hoş etmekten geçer.
(Enbiya Yıldırım Hoca'nın Tercümesi)
Mavisen tekrar paylaştı.
Allah der ki “Kimi benden çok seversen onu senden alırım”….Ve ekler: “Onsuz yaşayamam” deme,seni onsuz da yaşatırım.
Ve mevsim geçer,gölge veren ağaçların dalları kurur,sabır taşar,canından saydığın yar bile bir gün el olur,aklın şaşar.
Dostun düşmana dönüşür,düşman kalkar dost olur,öyle garip bir dünya.
Olmaz dediğin ne varsa hepsi olur……
“Düşmem” dersin düşersin,”Şaşmam” dersin şaşarsın.
En garibi de budur ya “Öldüm” der,yine de yaşarsın.
-Hz.Mevlana-
Mavisen tekrar paylaştı.
Bazı geceler vardır; gözlerin kapalıdır, aklın bulanık... Uyumazsın, ama uyanık da değildir zihnin. Kendi hayatının kâbusundan uyanmak için uyursun.
