Evrim?
Hak Teala'nın tesiriyle felekler, yıldızlar, dönüp ve hareket eyleyip; dört unsuru anlatılan başkalaşım üzere birbirine kaynaştırıp, hamur etmişlerdir. Ta ki unsurların kaynaşmasından, önce madenler hasıl olup, ondan bitkiler peyda olup, ondan hayvanlar vücuda gelmiştir. Hayvan kemalini buldukta; insan ortaya çıkmıştır. Bu dört bileşik cismin bileşik aracısı da vardır. Madenler ile bitkiler arasında aracı mercandır. Zira ki salabette taş gibidir ve bitki gibi zerre zerre denizin dibinde bitip, suyun yüzünden yukarı gelip, kurudukta; sert olur. Bitkiler ile hayvanlar arasında aracı hurma ağacıdır. Zira ki o, bitki iken hayvan gibi erkeğine yakın olmadıkça; neticesi hurma olmaz. Başını kesseler helak olup, kuru ve yapraksız, meyvesiz kalır. Hayvanlar ile insan arasında aracıların en belirgini maymundur. Zira ki, cümle azası, kıl ve kuyruğundan başka, dışı ve içi insana benzer. Bu aracıların vücudunda hikmet budur ki, her biri kendi mertebesi altından son yükseklik mertebesine ulaşıp; varlıkların mertebeleri tek silsileyle bileşik ola ve insanlık mertebesinde nihayet bula. Şu halde zaman devrinin tamamlayıcısı, cihanın parçalarının zübdesi, yedi yüksek babanın ve dört aşağı ananın ve üç bileşiğin son hülasaları insan bedenidir. Belki her iki cihandan gaye ancak hazreti insandır. Bu feleklerin, unsurların, bileşiklerin kabuğu, zarfı ve kabıdır. O, cümlesinin iliği ve özünün özüdür. Bütün eşya, insana hizmetçidir. O, hizmet ve ikram edilendir. Aziz, şerif ve muhteremdir. Zira ki o, cümleden güzel ve yücedir.
Sayfa 58 - Hikmet neşriyat
Felsefe, biyoloji, psikoloji, tabiat bilgisi gibi müsbet ilimlerin öğretildiği kitaplarda, İslam itikadına uymayan fikirlere çokça yer verilmişti. İnsanın maymundan geldiği iddiasına, sanki gerçekmiş gibi geniş yer verilmiş. Kâinatın, Cenab-ı Hak tarafından yaratılmavıp kendi kendine olduğu söylenmiştir. Canlılar dünyasındaki harikulade nizam ve intizam için; “kendi kendine oldu”, “içgüdü neticesinde oldu” değerlendirmeleri yapılmıştır.
Reklam
This text has been automatically translated from Turkish. Show Original
Indeed, it is generally claimed that humans and great apes have a common ancestor. Even this ancestor differs from one of the first mammalian genera, from a lineage with simpler shapes. This mammal comes from some kind of crawling animal and finally this comes from fish. All of these are based on the primitive cell, the first form of life. This genealogy of man is based on comparisons between the human skeleton and the skeletons of other bony animals. Before a human being is born, there are many strange stages that his body goes through that if they were known, it would be impossible not to accept the soundness of this claim. In fact, in the embryonic and fetal life periods, a human being begins as if he were going to be a fish; it passes through some shapes that remind us of animals crawling on the ground; It repeats the structures of simple mammals; It even has a tail for a while. Even after birth, a person does not begin his personal development as a human being. It struggles to rush towards humanity, just like the first animals did. In short, humans came to their present form through a very slow evolution, from being swarming and struggling in the waters.
Sayfa 5 - Kaynak Yayınları, 9. Basım: Ağustos 2020Kitabı yarım bıraktı
"...Allah'ın emriyle felekler ve yıldızlar hareket edip dört unsur istihale ile birbirine karışmış, unsurların izdivacından önce madenler, ondan bitkiler, ondan hayvanlar vücuda gelmiş ve hayvan kemalini bulunca insan meydana gelmiştir. Madenlerle bitkiler arasında ara varlık mercandır; bitkiler ile hayvanlar arasında ara varlık hurmadır; hayvanlarla insanlar arasında ara varlık maymundur. ...)
Sayfa 223 - İbrâhim Hakkı Erzurûmî, Mârifetnâme, Ahmed Kamil Matbaası, İstanbul 1330, s. 27-28Kitabı okudu
Gerçekten genel olarak iddia olunuyor ki, insanın ve büyük maymunların ortak bir ataları vardır. Bu ata dahi, daha basit şekilleri sahip bir nesilden, ilk memeli hayvan cinslerinin birbirinden ayrılıyor. Bu memeli hayvan da bir çeşit yerde sürünen hayvandan ve nihayet Buda balıklardan geliyor. Bunların hepsi de bir hayat şekli olan ilkel hücre dayanıyor.
(...) Osmanlı tarihinde evrim düşüncesine sunacağımız katkı bununla sınırlı değildir. Darwin'in Türlerin Kökeni kitabının yayımlandığı 1859'dan yüz yıl öncesine gidelim... " İşte Cenab-ı Hakk'ın emriyle ve onun tesiriyle felekler ve yıldızlar dönüp hareket ettikçe bu dört unsur birbirine karışır ve birleşir. Bu karışım ve birleşmeden ilk defa madenler meydana gelir. Bundan da bitkiler, maden ve bitkilerin birleşiminden de hayvanlar meydana gelir ve hayvan soyu kemâlini, en uygun şeklini bulunca insan meydana gelir." (...) " Bitki ve hayvan arasındaki madde de hurma ağacıdır. Çünkü bu ağaç bitki iken hayvan gibi erkeğine yaklaşmadıkça hurma olmaz ve ağacın başını kesseler hemen kurur. Ne yaprak kalır, ne de ağaç. Hayvan ile insan arasında da ortam varlıkların en belirlisi maymundur. Çünkü bütün organları ( kıl ve kuyruktan başka ) dışı ve içi insana benzer."
Sayfa 102 - Erzurumlu İbrahim Hakkı-MarifetnamedenKitabı okudu
Reklam