30 Ağustos yalan bayramı
Efendim, Mustafa Kemal, Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Meydan Muharebesi’nde Yunan’ı Yenmiş ve vatanı kurtarmış. Oooo ha. Ağır olun da molla desinler. ASIL İŞGALCİ YUNAN DEĞİL İNGİLİZ. ÇANAKKALE, İZMİT, İSTANBUL, EDİRNE İNGİLİZ İŞGALİ ALTINDA. KURŞUN ATIYOR MUSUN? ATMIYORSUN. EEEE HANİ VATANI KURTARMIŞTINIZ… Kemalist maymunlarda yalan tükenmez. Vatanı bir kurtardık diye böbürlenmeye bayılırlar. Doğrusu şöyle: İngilizler İstanbul’u 3 Ekim 1923’te savaşsız olarak boşalttı. Çanakkale şehri 1936 yılına kadar İngiliz işgali altında kaldı. Çanakkale ve İstanbul boğazları yine 1936 yılına kadar Boğazlar Komisyonu’na aitti. Türk askeri giremiyordu. Edirne ise ancak 1938 yılında kurtulabildi. Ama daha hazini şu: Vatan bugünkü topraklardan ibaret değildi. Beyrut da vatandı, Şam da, Halep’te, Musul da, Kerkük te vatandı. Bağdat ta, Basra da, Kuveyt te, Libya da, petrol bölgeleri de vs. vatandı. Mustafa Kemal, Lozan'da hepsini İngiliz'e, Fransız'a, İtalyan'a, Yunan'a bıraktı... Yaşar Gören
Evrim?
Hak Teala'nın tesiriyle felekler, yıldızlar, dönüp ve hareket eyleyip; dört unsuru anlatılan başkalaşım üzere birbirine kaynaştırıp, hamur etmişlerdir. Ta ki unsurların kaynaşmasından, önce madenler hasıl olup, ondan bitkiler peyda olup, ondan hayvanlar vücuda gelmiştir. Hayvan kemalini buldukta; insan ortaya çıkmıştır. Bu dört bileşik cismin bileşik aracısı da vardır. Madenler ile bitkiler arasında aracı mercandır. Zira ki salabette taş gibidir ve bitki gibi zerre zerre denizin dibinde bitip, suyun yüzünden yukarı gelip, kurudukta; sert olur. Bitkiler ile hayvanlar arasında aracı hurma ağacıdır. Zira ki o, bitki iken hayvan gibi erkeğine yakın olmadıkça; neticesi hurma olmaz. Başını kesseler helak olup, kuru ve yapraksız, meyvesiz kalır. Hayvanlar ile insan arasında aracıların en belirgini maymundur. Zira ki, cümle azası, kıl ve kuyruğundan başka, dışı ve içi insana benzer. Bu aracıların vücudunda hikmet budur ki, her biri kendi mertebesi altından son yükseklik mertebesine ulaşıp; varlıkların mertebeleri tek silsileyle bileşik ola ve insanlık mertebesinde nihayet bula. Şu halde zaman devrinin tamamlayıcısı, cihanın parçalarının zübdesi, yedi yüksek babanın ve dört aşağı ananın ve üç bileşiğin son hülasaları insan bedenidir. Belki her iki cihandan gaye ancak hazreti insandır. Bu feleklerin, unsurların, bileşiklerin kabuğu, zarfı ve kabıdır. O, cümlesinin iliği ve özünün özüdür. Bütün eşya, insana hizmetçidir. O, hizmet ve ikram edilendir. Aziz, şerif ve muhteremdir. Zira ki o, cümleden güzel ve yücedir.
Sayfa 58 - Hikmet neşriyat
Reklam
Felsefe, biyoloji, psikoloji, tabiat bilgisi gibi müsbet ilimlerin öğretildiği kitaplarda, İslam itikadına uymayan fikirlere çokça yer verilmişti. İnsanın maymundan geldiği iddiasına, sanki gerçekmiş gibi geniş yer verilmiş. Kâinatın, Cenab-ı Hak tarafından yaratılmavıp kendi kendine olduğu söylenmiştir. Canlılar dünyasındaki harikulade nizam ve intizam için; “kendi kendine oldu”, “içgüdü neticesinde oldu” değerlendirmeleri yapılmıştır.
This text has been automatically translated from Turkish. Show Original
Indeed, it is generally claimed that humans and great apes have a common ancestor. Even this ancestor differs from one of the first mammalian genera, from a lineage with simpler shapes. This mammal comes from some kind of crawling animal and finally this comes from fish. All of these are based on the primitive cell, the first form of life. This genealogy of man is based on comparisons between the human skeleton and the skeletons of other bony animals. Before a human being is born, there are many strange stages that his body goes through that if they were known, it would be impossible not to accept the soundness of this claim. In fact, in the embryonic and fetal life periods, a human being begins as if he were going to be a fish; it passes through some shapes that remind us of animals crawling on the ground; It repeats the structures of simple mammals; It even has a tail for a while. Even after birth, a person does not begin his personal development as a human being. It struggles to rush towards humanity, just like the first animals did. In short, humans came to their present form through a very slow evolution, from being swarming and struggling in the waters.
Sayfa 5 - Kaynak Yayınları, 9. Basım: Ağustos 2020Kitabı yarım bıraktı
"...Allah'ın emriyle felekler ve yıldızlar hareket edip dört unsur istihale ile birbirine karışmış, unsurların izdivacından önce madenler, ondan bitkiler, ondan hayvanlar vücuda gelmiş ve hayvan kemalini bulunca insan meydana gelmiştir. Madenlerle bitkiler arasında ara varlık mercandır; bitkiler ile hayvanlar arasında ara varlık hurmadır; hayvanlarla insanlar arasında ara varlık maymundur. ...)
Sayfa 223 - İbrâhim Hakkı Erzurûmî, Mârifetnâme, Ahmed Kamil Matbaası, İstanbul 1330, s. 27-28Kitabı okudu
Gerçekten genel olarak iddia olunuyor ki, insanın ve büyük maymunların ortak bir ataları vardır. Bu ata dahi, daha basit şekilleri sahip bir nesilden, ilk memeli hayvan cinslerinin birbirinden ayrılıyor. Bu memeli hayvan da bir çeşit yerde sürünen hayvandan ve nihayet Buda balıklardan geliyor. Bunların hepsi de bir hayat şekli olan ilkel hücre dayanıyor.
Reklam
14 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.