Ama belediyeler, özellikle de büyük kentlerin ilerici seksiyonları bununla yetinmediler.Ulusal Meclis ruhban sınıfının topraklarının müsadere edilip satılacağını açıkladığında, devletin bu kararın nasıl, hangi düzenlemelerle hayata geçirileceğine ilişkin hiçbir hazırlığı yoktu.
AGORA KİTAPLIĞI
Bu vartada binlerce gemi gark oldu./ Bir tahta parçası dahi sahile ulaşmadı.
Reklam
AŞIK/MAŞUK
Her kim onun vasfını benden sorarsa,/ Aşık nişanesiz olandan neyi aktarabilir./ Aşıklar maşukların öldürdükleridir ki,/ Ölenlerin avazı çıkmaz.
Meclis'in nasıl olup da dağılıp git­mediğine, gene nasıl olup da bir iki kişinin eline düşmedi­ğine şaşırılabilirdi. Aslında ise rastgele toplanan bu insanla­rın, üzerinde durulmayan, hatta farkına bile varılmayan iki kuvveti vardı. Önemli zamanlarda ve hadiselerde derhal bir otorite merkezi kurabilmeleri; bir akıllarından, bilgilerin­den ve sezişleriyle duygularından taviz vermeye hiçbir za­man yanaşmamaları; iki...
Bu bezmde kadeh verdikleri kimselere, / sarhoşluk ilacınıda verirler.
Üç yüz küsur mebusun hemen hemen hiçbiri, hiçbir ba­kımdan birbirine benzemezdi. Aralarında bellerini doğrul­tamayacak kadar yaşlıları da vardı, bıyıkları yeni terlemiş olanlar da ve gerçek bilginlere karşılık elif be yüzü görme­miş olanlara da rastlanabiliyordu. Fazla incelemezseniz, va­tan sevgisinin ve kurtuluş aşkının bir ortak nokta olduğunu söyleyebilirdiniz. Aslında ise Meclis bunun da üç yüz küsur anlayışını bir araya getirmişti. O kadar ki, vatan sevgisi bir yana, bağımsızlık aşkı bir yana, vatan ve kurtuluş için bile ortak bir tarif bulmak zordu. Bütün bu kelimeleri ve tamla­maları bilmeyenler de bulunuyordu. Ömürlerinde "cumhu­riyet" kelimesini, Fransa lhtilali bir yana, Fransa'yı işitme­miş olanlara rastlamak mümkündü. Hemen hemen hepsi de halis kan vatan evladı olan bu yiğitler grubunda sosya­lizm veya cumhuriyet üzerine bir tartışma dinlemekten, ateşli görüşmelerden sonra oy kullanmaktan ise cepheye gi­dip Yunan'a iki kurşun sıkmaya can atanlar az değildi. Nite­kim bu işi yaptıkları da oluyordu.
Reklam
Allah
O istemedikçe saba rüzgarı gül perdesini açamaz ve rüzgar şimşir ağacının saçlarını sallayamaz. Onun hükmü olmaksızın zümrüt akike dönüşmez. Onun yaratma kudreti olmazsa lale şebnemle dolmaz
Düşman cefa çektirirse onun tarzıdır./Sen dost ve sevgilisin sen cefa etme
Sadi Şirazi
Maksada varmak için ömrümüzü harcadık,/ Sevgili evdeymiş de biz evin etrafında dolaştık./ O kudret perdesi arkasında mekandan münezzehmiş./ Biz ise onun talebiyle kevn ü mekan gezmişiz./ Yusuf gibi nadide bir cemalle vasfetmişlerdi,/ Ortaya çıkınca akıldan ve dilden mahrum olduk,/ Her gece bülbül gibi feryad ettik./ Güneş yüzünü gösterince yarasa gibi gizlendik.
Kadınların konumu, iki uygarlık arasındaki en önemli farklılık olmasına rağmen silah, fabrika ve meclis gibi meseleler kadar dikkat çekmemiştir.
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.