Sosyal medya araçları, topluma pompalandığı gibi günümüz dünyasının can damarı filan değil. Birtakım şirketlerce üretilen, milyonlarca dolar para akıtılan, titizlikle pazarlanan ve nihayetinde kişisel bilgilerinizi ve ilgi alanlarınıza dair verileri toplayıp reklam verenlere satmak üzere tasarlanmış ürünlerdir. Sosyal medya kişiye hoşça vakit geçirme fırsatı sunuyor olabilir, fakat bir bütün olarak hayatınızı ve hedeflerinizi göz önüne aldığınızda, aslında bu yüzeysel meşguliyetlerin sizi daha derin ve mühim işlerden alıkoymaya çalışan oyalanmalar denizinde bir damla olduğunu fark edersiniz.
İnsanın kendi özel anlarının fotoğraflarını, ailesinin ve aile hayatının fotoğraflarını, hanımının, kızının, annesinin fotoğraflarını yüz binlerce el ilanı şeklinde bastırıp sokak sokak dağıtması, reklam panolarına asması, duvar afişi yapıp alın bakın demesi ne kadar garipsenecek bir durumsa aynı fotoğrafları sosyal medya aracılığı ile yüz binlere göstermesi de o kadar garip bir durumdur.
Sayfa 108
Reklam
Mobbing Bank Diyor ki;
Tekelleşmis Sözde Rekabet Parayı tefecilerin kontrolünde olmaktan kurtarmazsak parayı yüksek bir maliyet ile tüketmek zorunda kalırız. Maliyetli para kullanmak tefecilere paranın zaman değerini kaptırmak demektir. Karşılıksız paranın karşılığı olan paradan daha fazla kullanıma sunulduğu bir ekonomide hiç bir kimsenin ömrü paranın zaman
Mobbing Bank Diyor ki;
Tedavisi imkan haricinde olan, teknoloji, medya ve reklam aracılığıyla tüketim alışkanlıkları değiştirilerek kendi istedikleri gibi borçlandırıp, eğlendirip, yedirip, içirip sömürebilecekleri nesilleri bizim kültürümüzden uzaklaştırıp hatta bizlerin desteği ile kendilerine hizmet edecek edecek şekilde ele geçirip kullanmak için yetiştirdiler. Önder Karaçay
1980 sonrasında, darbecilerin arka bahçesi ve destekçilerince iddia edilen özgür ve liberal yaşam biçimi, o kısa zaman dilimi içinde şiiri de metalaştırmaya başladı. Taştan yağ çıkarmayı bilen kapitalizm ve medya, şiir ve şairden bir rant sağlamanın yolunu buldu. Televizyonlar, radyolar, reklam magazinleri, gazeteler boy boy resimler ve albenili sunumlarla şair ve şiirleri pazarladılar. Müzik eşliginde şiir dinletileri, şiir klipleri, şiir kaset ve CD'leri, şiir saatleri gibi- şiire ve şaire yakışmayan- uygulamalar, metalaşma ve metalaştırma sürecini hızlandırdı. Buna bir'meta furyası’ desek yanlış olmaz, üstelik 1980 öncesinde edebiyat, şiir ya da sanatin hiçbir dalında, hiçbir ölçüde görülmemiş türden... Böyle olunca da, binlerce kötü şiir ortalığı kaplamış oldu. Az okunan iyi şiire, en azından o süreç içinde, yaşamını marjinal olarak sürdürme seçeneği kaldı. (Zaten iyi şiir, 'toplumsal bellek ve zaman'la yerini bulan ve bir kenarda elmas gibi bekleyen şiir degil midir?)
Sayfa 24 - 12 Eylül ve ‘80’ Sonrası ŞiirKitabı okudu
Narsisizmin bir pandemi gibi yayılmasına sebep olan sosyoekonomik ve sosyokültürel dönüşüm kapitalist propaganda ile başladı. Böylece gerçeğin yerine imajın geçmesiyle tanımlı post modernitenin tohumları da atılmış oldu. 1929'da kadına fallus vaat eden sistem, hâlâ aynı damardan, reklam, moda, müzik, sinema, eğlence endüstrisi ve sosyal medya ile kopuk, tatminsiz ve onay bağımlısı bireye iktidar, başarı, öz güven, öz değer, öz yeterlilik illüzyonu enjekte ediyor.
Reklam
Mobbing Bank Diyor ki;
Birey ve Toplum Toplumları ve toplumu oluşturan bireylerin bilinç düzeylerini anlamada ölçü olarak kimin söylediği tartışmalı aşağıdaki söz kullanılır. ✓ Küçük beyinler insanları, ortalama beyinler olayları, büyük beyinler fikirleri tartışır. Ülkemize baktığımızda insanların ve olayların tartışılması fikir tartışması yapılmasına olanak tanımayacak düzeydedir. İnsan yetiştirmeye bağlı, medya, kirli siyaset, reklam, tüketim, borç ve fanatizm benzeri silahlar ile beyni işgal edilerek sürüngen beyinli bir toplum haline getirilen her toplum bu kaderi kaçınılmaz yaşamak zorunda kalır. Popüler olmak, boş sohbetler, dedikodu düzeyine düşüp oradan çıkamamak insana ve dolayısıyla topluma sınırlı bir bakış açısı verir. Toplumu bu yolla ele geçiren sömürgeciler başka hiçbir çaba göstermeye ihtiyaç duymadan o toplumu kendi arzu ve isteği ile evire çevire sömürerek düzeni bu sayede kendilerinin yararına toplumun aleyhine sürdürülebilir bir sömürge düzeni haline getirirler. Önder Karaçay
Desem ki fotoğraflarınızı burda değil kapı kapı dolaşarak paylaşın!..
~•~ İnsanın kendi özel anlarının fotoğraflarını, ailesinin ve aile hayatının fotoğraflarını, hanımının, kızının, annesinin fotoğraflarını yüz binlerce el ilanı şeklinde bastırıp sokak sokak dağıtması, reklam panolarına asması, duvar afişi yapıp alın bakın demesi ne kadar garipsenecek bir durumsa aynı fotoğrafları sosyal medya aracılığı ile yüz binlere göstermesi de o kadar garip bir durumdur. ~•~
Çünkü birey giderek daha da silikleşiyor Bu yüzden etkimiz azaldıkça etkileyen (influencer) olmaya çalışıyoruz. Varlığımıza dış dünyada karşılık bulamadıkça sosyal medyada görülmek için çırpınıyoruz. Metropollerde yaşamanın getirdiği kırsala bağımlılık, dışa bağımlılık, finansal bağımlılık ve sosyal medyayla birlikte hızla artan onay bağımlılığı arttıkça kimseye ihtiyacımız olmadığını kanıtlamaya çalışıyoruz. Olsun istediğimiz ne yoksa, onu oldurmaya değil, o varmış gibi davranmaya, onun varlığını başkalarına ispatlamaya çalışıyoruz. Sistem de bunu dayatıyor zaten. Bireyin geçerliliğini kapitalist propaganda ile sistem belirliyor ve bu geçerlilik ne olduğunuza değil, nasıl göründüğünüze, dışarıya nasıl bir imaj çizdiğinize bağlı. Bu bağlamda sosyal medya öyle elverişli bir zemin sağladı ki herkes kendi reklam panolarında kendi imajını servis etmekte ve kendi propagandasını yapmakta artık. İnternet, sosyal medya, partner bulma siteleriyle birlikte birey dünya çapında kalabalıklara ulaşabiliyor ve fakat kitlelere erişimi arttıkça daha da yalnızlaşıyor, izole oluyor, dolayısıyla daha güvensiz, daha kaygılı, ruhsal hastalıklara daha yatkın hale geliyor.
Sosyal medya araçları, topluma pompalandığı gibi günümüz dünyasının can damarı filan değil. Birtakım şirketlerce üretilen, milyonlarca dolar para akıtılan, titizlikle pazarlanan ve nihaye­tinde kişisel bilgilerinizi ve ilgi alanlarınıza dair verileri toplayıp reklam verenlere satmak üzere tasarlanmış ürünlerdir. Sosyal medya kişiye hoşça vakit geçirme fırsatı sunuyor olabilir, fakat bir bütün olarak hayatınızı ve hedeflerinizi göz önüne aldığınızda, aslında bu yüzeysel meşguliyetlerin sizi daha derin ve mühim iş­lerden alıkoymaya çalışan oyalanmalar denizinde bir damla oldu­ğunu fark edersiniz. Sosyal medya sizin için hayatın ta kendisi de olabilir. Ancak yine de onsuz hayatın neye benzediğini görmeden bundan emin olamazsınız.
Sayfa 175 - Metropolis yayıneviKitabı okudu
317 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.