Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Valerie'nin Hoşlanmadığım Eleştirisi!!!
Valerie'nin feminist kadın örgütlerine de bir eleştirisi var. Bir satırda şöyle diyor: "SCUM amaçlarına ulaşmak için gösteri, yürüyüş ve grev yapmayacaktır. Bu tür taktikler cici, kibar hanımlar içindir, bunlar vicdanlarını rahatlatarak bu tür etkisiz olacağı kesin eylemlere girişirler." Yıllardır feminist bir kadın örgütünde yer alıyorum bu yüzden bu eleştirisi bana dokundu. Günümüz şartlarında özellikle Türkiye gibi bir ülkede herhangi bir konuda eylemlilik yapmak, sokağa çıkıp bağırarak şiar söylemek başlı başına bir meydan okuma sayılıp polislerle halkın sıcak savaşa girmesi anlamına gelirken, hiç de eylem ve yürüyüş yapmanın cici /kibar hanımlar için olduğunu düşünmüyorum. Günümüzün kibar hanımları sadece sosyal medya eylemliliklerine katılan kadınlar, günümüzün etkisiz olacağı kesin eylemleri de sosyal medya eylemlilikleridir.
Türlerin karışımı yasası dayatılıyor bize. Her şey cinseldir; her şey politiktir; her şey estetiktir ;hem de aynı zamanda. Her şey politik bir anlam kazandı,özellikle de 1968'den bu yana sadece gündelik yaşam değil : delilik, dil, medya ve hatta arzu bile politik bir anlam kazandı. Her şey özgürleşme ve kolektif kitlesel süreçler alanına girdiği ölçüde politikleşiyor. Aynı zamanda her şey cinsel hale geldi, her şey arzu nesnesidir. İktidar, bilgi, her şey fantasma ve bastırma terimleriyle yorumlanıyor, basmakalıp bir cinsellik her yere egemen durumda. Aynı zamanda her şey estetikleşiyor: Politik gösteri içinde, cinsellik, reklamcılık ve pornoda her tür etkinlik kültür olarak adlandırılan şeyin içinde estetik nitelik kazanıyor ; her şeyi istila eden medyatik ve reklamcı göstergeleşme tarzı;kültürün fotokopileştiği nokta. Her kategori mümkün olduğunca genelleşir ve böylece tüm özgüllüğünü yitirir ve tüm diğer kategoriler tarafından emilir. Her şey politik olduğunda artık hiçbir şey politik değildir ve politika sözcüğünün anlamı kalmaz.
Reklam
Kız anne, medya rüyama adam soktu... Günaha girmiş miyimdir? - Kim naaptı kız, nerene adam girdi... Açık konuş! - Medya diyorum, rüyama adam soktu... Gastede resimlerini göre göre, elimde olmadan rüyalarıma girildi... Driim Boyz'u gördüm... - Cenab-ı Allah hayırlara tahvil etsin... Kim bu dediğin adam, iyi bi işi var mı? - Erkek striptizci grubu... Hoş adamlar, soyunup şov yapıyolar, dünyaca ünlüler..ingiltere'de kraliyet ailesi bile seyretmiş... Geçenlerde ülkemize bikaç gösteri için geldiler, basında ve sosyete hanımları nezdinde büyük ilgi gördüler... Ben de rüyamda gördüm... Bilinç dışı bi olay, pişmanım... Beni böyle kabul edebilecek misiniz anne? Namusumu temizlemek için intahar mı ediyim, boy abdesti alsam yeter mi? Hihihi...
ePub
96 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
31 saatte okudu
Bu olaydan sonra kendimi ve içimdeki duygusal donukluğu bir hastanın hastalığını izleyip ne olduğunu anlamaya çalışması gibi gözlemlemeye başladım. Kısa bir zaman sonra bir arkadaşım öldü ve ben tabutunun peşinden yürürken çocukluğumdan beri yakın olduğum bu insanı sonsuza kadar kaybettikten sonra içimde bir keder var mı? Herhangi bir duygu yüzeye
Olağanüstü Bir Gece
Olağanüstü Bir GeceStefan Zweig · Oscar Yayınları · 0144,8bin okunma
Arka kapakta
Yalnızlık, yabancılaşma, şiddet, pornografi, tüketim ve şöhret açlığı..... Televizyon kanallarından boca edilen sayısız yalanla kirlenmiş, hiçbir şeyin dolduramadığı bir boşluk. GÖSTERİ PEYGAMBERİ, yeni bin binyılın başındaki modern dünyanın ürkütücü çılgınlığına ilişkin karanlık bir taşlama; medya, şöhret ve pop kültürüne yönelik sivri dilli bir aşağılama...
Sayfa 9999 - Ayrıntı yayınları
Gösteri ve imaj Çağı
○Medya çağı bir gösteri çağı’dır. Her şeyin eğlenceli bir biçimde sunularak içeriksizleştirildiği, müthiş bir enformasyon bombardımanının insanları parçalara ayırarak tepkisizleştirdiği, hafızanın kaybolduğu, algılama ve muhakeme yeteneğinin azaldığı bir dönemdir.
Reklam
Zygmunt Bauman
"Okumanın yerini seyretmenin, kitapların yerini ekranların alması gibi ölümsüzlüğün yerini de kötü ün almıştır. "Görünürde olmak" birey olmanın yoludur; belki de biri olmanın tek yolu. "Herkes" der Debray, gizliden gizliye var olmadığından korkar; çünkü başkaları onun var olma hakkının farkına varmadığı sürece aslında o yoktur. İnsan başkaların ondan söz ettiği -onu yücelttiği, eleştirdiği, alaya aldığı, ona iftira ettiği, onun sözlerini yinelediği- sürece vardır. Başkalarını konuşturan ise medyadır. Medya modayı, son moda konuları, son moda senaryoları, yaratır ve oyuncuları bu senaryodaki satırlara uydurur. Oyuncu seçiminde önemli olan "doğruluk değeri" değil, "gösteri değeridir".Entelektüel artık fikirlerinin adil olup olmaması ile değil, müdahalelerinin yankısıyla yargılanıyor.''''Dünya, “aradığınız ne varsa, burada” mağazalarına döndü. Kültür ise o mağazanın sadece bir reyonu. Raflar sürekli yenilenen ürünlerle dolmak zorunda… Akışkan modern dünyanın bir “halkı” yok. Onun yerine baştan çıkarılacak “müşterileri” var."
Sektör sattıran algoritmayı keşfetti: Kitap değil, kitap simülasyonu
2000’lerin başında çok satan bir kitap söz konusu edildiğinde iyi edebiyat olup olmadığı konuşuluyordu; şimdinin çok satanlarının edebiyat olup olmadığını tartışıyoruz… Ama sonuçta bu kitapların da çokça seveni, okuyanı var… Bunu gözardı edebilir miyiz, “edebiyat değil” diyerek geçebilir miyiz? Niye böyle oldu? Ve yeni tür yazın ve bu ekonomik
Modernitenin kocaman midesi gerçekliği çiğneyip yutmuş ve sonra da bütün yediğini görüntüler şeklinde geri tükürmüştür. Oldukça etkili bulunan bir analize göre, hepimiz bir "gösteri toplumu'nda yaşıyoruz. Dolayısıyla, her durumun bizim gözümüzde gerçek olması (yani ilginç bir hal alması) için gösteri şekline büründürülmesi gerekir. Artık insanlar seyirlik bir hale gelmenin (şöhrete kavuşmanın) özlemiyle yanıp tutuşuyor. Gerçeklik, tahtından feragat etmiştir. Ortada artık sadece "temsiller" -yani medya- vardır.
Bugünün toplumları, maddi kültürün etkisiyle yeni kültürler oluşturmaktadır. Gösteri toplumu, ağ toplumu, tüketim toplumu, gözetim toplumu, şeffaflık toplumu gibi kurguların her biri, esasında maddi kültürün ürettiği kültürel örüntünün adeta bedenleşmesidir. Bu anlamda yaşadığımız dünya; görmenin, görünmenin ve göstermenin yani 3G’nin inşa ettiği kültürel örüntülerle bezenmektedir. Caddeler, sokaklar, billboardlar, reklam panoları, evler, vitrinler, gümüşlükler, televizyonlar, internet, sosyal medya uygulamaları, bedenler, kostümler, kıyafetler, moda ve daha birçok nesne, gösteri dünyasının teşhir pratiklerini sergilemektedir. Bu gösteri mekânlarında var olmak için çabalamak, günümüz insanının adeta alışkanlıklarına dönüşmüştür.
Sayfa 10 - Ketebe Yayınları
239 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.