Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mehmet Batmaz

Mehmet Batmaz
@mehmetbatmaz00
Sıkı Okur
Kusur arıyorsan, bütün aynalar senin… Mevlanâ
129 okur puanı
Mart 2017 tarihinde katıldı
Orhan Kemal
“Güçlü bir hafıza, ağır bir cezadır. Ve işin kötüsü, iyi anıları nadiren, kötü anıları sıklıkla hatırlatır.”
Reklam
Zaman
Zaman hiçbir şeyi düzeltmez, sadece üzerini örter. Sakladığın acılar, bir gün mutlaka ortaya çıkar… Herkes zamanı geri alabilmek ister. Kimi eski güzel günleri tekrar yaşayabilmek için. Kimi yaptığı yanlışları düzeltebilmek için. Kimiyse sadece yaşadığını hissedebilmek için ister bunu… Gelecekten korkanlarsa, zamanı durdurmak ister. Her şey o kadar iyidir ki bunun bozulmaması için çaba gösterirler. Ama kimse şu anın değerini bilenler kadar mutlu değildir. Geçmiş de gelecek de onlarladır… Bazılarıysa zamanın ta kendisi gibidir. Ve her insan, zamanın dünya üzerinde bıraktığı birer yara izidir. Leyla ile Mecnun Dizisinden
Hukuksuzlar
Tecavüzü sadece karşıdaki cinsin "beden özgürlüğün ihlali olarak" gören bir ülkeyiz ne yazıkki.Cezalar onu anımsatıyor.Hiç tecavüze uğrayan biriyle konuştun mu?Ben konuştum. Üzerinden aylar,yıllar geçmiş ama hala o korku var gözlerinde.Hala bir el dolaşıyor bedenlerin de öyle hissediyorlar çünkü. Öyle pis bir durum ki...Sadece o anlık bir durum olarak kalan bir kabus veya bunalım hali değil.Ömrünün geri kalanında bozulan psikolojisi,uyku uyuyamama,sürekli bir yerlere dalmalar... Ne uğruna bir sapığın 5 dakikalık zevki için mi?Hayır hayır bu cezalar yeterli değil. Iyı hal indirimi nedir?Çığlık atmadı, bakire değil ki, tahrik etti beni böyle durumlarda indirim mi olur.Var olmayan hukuk ihlallerinin önüne geçtiğimiz de en ağır suçu bizler alıyoruz ne uğruna kani,şerefi,namusu beş para etmez insanlar uğruna mı?

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Umudunu Kaybetme
Bir düğüm var bugün boğazımda Söylemek isteyipte söyleyemediğim Gülmek isteyipte gülemediğim Herşey birikti boğazıma Derinden bir oof çektim yalnızlığıma Kimseye duyuramadım derdimi Hatta nefesimi bile Yıllar oldu kendimi bulamayalı, bu hayatta Hep sevdim dediklerim Aldı beni götürdü taa uzakalara Kuytularda ağladım hep Duvarlarla
EY İNSAN
Eğer konuşursam sesim gür çıkar Korkuyorum sonra beni dinleyen kulakları kesmelerinden Cunku beni yalan duvarına vuracak İnsandır Cenneti hayal edip içinden yaşamaktan korkarım
Reklam
Sezai Karakoç'un Mona Roza şiiri ve hikayesi...
Sezai, gelecekte başına geleceklerden habersizce üniversiteyi kazanması üzerine Ankara Üniversitesi Siyasi Bilimler Fakültesine gider. Bir zaman sonra başlar dersler ve okula gidip gelmeye başlar Sezai Karakoç. O zamanlar yeni bir üniversite öğrencisi olmanın heyecanını taşımaktadır. Dersler devam ederken neden sonra gönlünü bir muhacir kızına
Ahh şu eli,ayağı öpülesi analarimiz...
Ahmet Arif Diyarbakır’dan Ankara’ya gitmiş. Annesi memlekette. Komşu kadınlar boyuna övünürmüş. Benim oğlum İstanbul’a gitti, memur oldu. Benim oğlum İzmir’e gitti, bankacı oldu. Ahmed Arif’in annesi durur mu, o da başlarmış övünmeye. Benim oğlum da Ankara’ya gitti, komünist oldu. “Ne bilsin anam!” derdi Ahmed Arif. “Komünistliği de mühendislik, doktorluk gibi meslek sanıyor.”
O İYİ İNSANLAR, O GÜZEL ATLARA BİNİP ÇEKİP GİTTİLER.
Biz bize kaldık, kendimizle… Sırtımızı dayayacak ne bir dost arar olduk, ne aşk… O iyi insanların ardından bir kova su bile dökemedik şaşkınlığımızdan… Güzel atlarını sürdüler batan güneşe doğru, toz duman! Öyle çöllerde dımdızlak kalakaldık… Mecnun oluruz sandık, dağları görünce Ferhat dedik kendimize… Peşlerinden gidecek kadar gücümüz vardı da, sorun şuydu ki; ne onlar kadar iyi olabildik. Ne de kaldığımız yalan dünyadakiler kadar kötü… Arada kaldık, sıkıştık kendi içimizde. Zihnimizi dayadık kafatasımıza… Baş başa verdik. Beşinci günün şafağında gözlerimiz ufukta bekledik. Gülme. Yaptık işte bir cahillik… İçimize attık, göz kaçırdık, söz esirgedik. En karaktersiz renkti gri… Yoruldum, oynamıyorum…
Kırılma Noktasi
Hüzünlü bir şarkının can çekişen kismiyim bu akşam Boşluğa edilen bir küfür kadar kimsesizim Bu akşam terk edilmiş bir gemiyim Ayyaslarin ağzından çıkan felsefi bir cümleyim Bu akşam ben insanların gözyaşını sildiği bir peçete bir omuzum Küçük bir taşın arkasına saklanmış bir haydutum ben bu akşam Kendi hayatımın kölesi değil Efendisiyim bu
Mahlassiz
Artık gül,gül ki hayatında başına gelmesini istemediğin birşey bile başına geldiğinde,o zaman bile gülümse kalbini,aklını,yüreğini yumuşat ve o şey hiç olmamış gibi hayata tekrar tekrar gülümse haykırarak...
Reklam
Biri geliyor hayatına, diyorsun ki “tamam yani artık bundan sonra yalnızlık yok. İki kişiyiz, biz her şeyi iki kişilik düşüneceğiz..” Sonra.. çekip gidiyor yani.. Tamam. gidiyor yani O. O zaman ikiydik, ben şimdi tekrar bir kalacağım, Yani bir kalmam lazım, öyle olması lazım. Ama bir de kalamıyorum. Yarım kalıyorum.. “Niye yarım kaldım ben?” Niye şimdi benim yarımımı aldı götürdü giderken? Beni böyle yarım bıraktı diye düşünürsün. Ama sonra bir gün anlıyorsun ki, senin yarımın hiçbir yere gitmemiş ki. Burada gözünün önünde. Her gün sana bakıp duruyor işte... #leylailemecnun #iskenderabi
Geri16
104 öğeden 91 ile 104 arasındakiler gösteriliyor.